Evlatlarınıza düşmanlık değil, merhamet edin!

A -
A +
Anne ve baba, eğer evlatlarına büyüklerin sevgisini, İslamiyet’in sevgisini veremiyorsa, onların en baş düşmanıdır.   Din büyüklerimiz, ana-babanın çocuklara nasıl faydalı olması gerektiği hakkında buyuruyorlar ki:
Evladınıza namazın önemini anlatın ve mutlaka namaz kıldırın. Namaz kılmasına mâni her şeyin, felaketine sebep olacağını bilmeli ve bildirmelisiniz. Onun istikbalini garantiye almak, iyi bir Müslüman olması ile mümkündür. Diploma ile istikbal garantiye alınmış olmaz. İyi bir Müslüman olduktan sonra diploma işe yarar. O zaman, hem kendisine hem insanlara daha çok faydalı olur...
Dünyada saadet, ahirette Cennet, iki şeyle çok kolay olur: Biri, Allahü teâlânın bir sevgili dostuna kavuşmak ve onun tarafından kabul edilmek. İkincisi ise doğru kılınan namaz... Bir büyüğü tanıyan yahut da kitaplarını okuyan zaten namaz kılar. Hem tanımak hem namaz kılmamak olmaz! Böyle tanımak, tanımak değildir... Namazsız ahiret olmaz. Namazsız Allah'a kavuşulmaz, namazsız hayat olmaz, namaz her şeyin başıdır. Çocuklara, yiyip içmekten önce, namazlarını vaktinde kılmalarını öğretmek gerektir...
Merhamet, doktorun hastasına acıması gibidir. Hakiki merhametli doktor, hastasını kurtarandır. Bir annenin, babanın şefkati de onun merhameti gibi olmalı. Namaz kılmayan çocuğa acımamak, yardım etmemek, yani bu hastalığın çaresine bakmamak hiç merhamet olur mu? Oradaki merhamet gibi görünen şey merhametsizliktir...
Anne ve baba, eğer evlatlarına büyüklerin sevgisini, İslamiyet’in sevgisini veremiyorsa, onların en baş düşmanıdır. Nefsine düşkün anne ve baba, yani çocuklarını nefsi için seven anne ve baba çocuklarının en büyük düşmanıdır...
Çocuklarınızı büyüklerin yanına götürün. Çocuklarınızın hem abisi hem babası olun. Onları iyi yerlere götürmeye alıştırın. 
          *** Büyüklerden bir zat talebelerine ve sohbete gelen sevenlerine bir gün "Dergâha gelirken çocuklarınızı da getirin!" buyurmuş... Onlar da söz dinleyip o günden itibaren evlatlarını da getirmişler... Ancak çocuk işte; sohbet dinlerken uyuyakalırlarmış... Bir gün, babaları dergâhtan çocukları kucaklarında çıkarken Şeyh Efendinin hanımı merak etmiş. -Efendi, sen bu çocukların gelmesini istifade etmelerini istiyorsun ancak çoğu uyuyakalıyor. Bunun hikmeti nedir? O mübarek zatın, bu suale verdiği cevap çok manidar olmuş: -Hanım, sen çocukları sohbetten istifade etsinler diye getirttiğimi zannediyorsun. Hâlbuki o günahsızlardan biz istifade ediyoruz. Sen, onlar dergâhtayken gökten inen nurları, feyizleri bir görebilsen... Hanımı o zaman anlamış meselenin ehemmiyetini...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.