Sorumlu sadece ıspanak değil...

A -
A +
Tükettiğiniz çoğu gıdalarda MSG (Çin tuzu), NBŞ (nişasta bazlı şeker, mısır şurubu, fruktoz şurubu), GDO (genetiği değiştirilmiş organizma), hormon, aşırı tarım ilacı, aşırı yapay gübre, sahte gıda boyaları, sahte gıda aromaları, rafine tuz (NaCl), toz şeker (sukroz), kanserojen özellikli kanola-soya-ayçiçek-fındık-palm yağları, domuzdan yapılan kıvam artırıcılar, kepeksiz ekmekler, aşırı gluten söz konusu.
Mevsim dışında üretilip satılan meyve ve sebzelerin içinde milyonda 1 bile besleyici unsur yok. Yani bir örnek vermek gerekirse yazın değil de kışın yenen domates besleyici değildir.
50 yıl önceki sebzelerin besin değerinin sadece yüzde 1-10'u kaldı. Yani dış görünümü güzel hemen hemen tüm bitkisel gıdalar artık sahte denilse yeridir. Sahte kol saati olduğu gibi sahte sebze-meyve, sahte bal da var.
Ucuzcu market zincirlerinden hiçbir şey alamaz olunmuştur. Zira ürünlerinin çoğunda MSG, NBŞ, GDO, boya vb. bulunmaktadır. 2010 yılından bu yana gerek yazılı basında gerek görsel basında konuşan uzmanlar vatandaşın bu konuda bilinçlenmesine yardımcı oldu ve olmaya devam ediyor.
Hayatımızdan sahte, yapay, katkılı, ilaçlı, hormonlu gıdaları, deterjanları, ev eşyalarını, BPA'lı plastikleri çıkarmaya bir an önce başlanmalıdır.
Trilyon dolarlık serveti olan küresel gıda firmaları tohumu, ilacı, hormonu sahteleştirdi. Anadolu'nun gerçek gıdaları da pek az kaldı. Dolayısıyla bizi zehirleyen sadece ıspanak değildir. Gıda güvenliği ve gıda temizliği çok önemli stratejik bir hâl almıştır. Ve maalesef geleceğimizle ilgili bu konuda alınan tedbirler alınamayanların yanında devede kulak kalmaktadır...
             Ali Özdemir
 
Bu konuda size yüzde yüz katılıyoruz
 
“İyi günler. 8 Kasım 2019 günü gazetenizde arka sayfada '6 senede 45 bin ABD askeri intihar etti' başlıklı yazınızı okuyunca aktif çalışan bir emniyet mensubu olarak zorlu şartlar altında çalışan ve sayısı giderek artan meslektaşlarımızın durumunu araştırmayıp ama okyanus ötesindeki intihar vakalarının sebebini kaleme almış olmanız beni ziyadesiyle üzmüştür. Haberde isimleri geçen Fahri E. ve Nevzat T. isimli şahısların, polislerin yaşadıkları sorunları araştırarak kamuoyuna sunmalarının daha doğru olacağı kanaatindeyim. Haklı serzenişimin dikkate alınmasını umuyor kendi asker ve polislerimizin sorunları ile ilgili haberler bekliyoruz” diyen değerli okuyucumuz. Haklı olduğunuz bir konu var o da ülkemiz dururken dünyanın öbür ucundan bu tür haberlerin yayınlanması. Ama burada küçük gibi gözüken büyük bir farkı sizin dikkatinize sunalım.
Bu araştırmayı gidip de orada yapanlar bu ülkenin insanları değil. O ülkede o ülkenin kendi sosyal dinamiklerinin kendi ülkesi için yaptığı araştırmalar. Bu araştırmalar da haber niteliği taşıdığı için bütün dünyada servis edilen tüm ajanslarda haber olarak değerlendirilmiştir. Biz size bir başka örnek daha verelim. Sağlık konusunda eğitim konusunda da sık sık Amerika’dan Avrupa’dan istatistikler gelir; çünkü araştırma dinamikleri vardır. Ama Türkiye bu konuda maalesef öz eleştiri yapabilecek istatistiki araştırmalara istenilen seviyede geçememiştir. Dolayısıyla eğer bizim ülkemizde sosyal dinamiklerimiz kurum içi veya kurum dışı böyle bir araştırma yaparlar da bu istatistik basına bildirildiğinde yayınlanmazsa o zaman bunun sorumluluğu söz konusu olur. Ama şu da önemli bir farkındalıktır. Bu tür bir araştırma bizim ülkemizde de niçin yapılmasın? Yapılmalıdır. Yapıldığında sorunlar daha kolay çözülür. Sizin ve meslektaşlarınızın görev aşkı artar. Bu eğitim alanında da din görevlileri alanında da, sağlık çalışanları alanında da yapılmalıdır. Bu konuda size yüzde yüz katılıyoruz. Bu vesileyle size ve bütün arkadaşlarınıza görevinizde üstün başarılar dileriz. (F.A.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.