Bak sen şu Birleşik Arap Emirlikleri’ne...

A -
A +
Darbe girişiminin yaşandığı o kapkaranlık 15 Temmuz gecesi görülebilir olmaya başladı.
Hem içeride hem de dışarıda.
Kimi çok şaşırtan, kimi hiç şaşırtmayan şeyler.
Türkiye bunların hepsini not etti/ediyor.
Darbeye destek tweetleri, haberler, açıklamalar hepsi ortaya saçıldı.
Herkes bir bakıma kendini açık etmiş oldu.
Darbenin gidişine göre pozisyon alanlar da vardı.
Aslında Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin ilişkileri kötü değildi.
Ankara-Dubai arasında irtibat kopuk değildi.
Dubai neden öne çıktı birazdan aktaracağız.
Başbakan Binali Yıldırım’ın, dostlarımızı arttıracağız, düşmanlarımızı azaltacağız sözü âdeta sloganlaştı biliyorsunuz.
Darbe girişiminden kısa bir süre önce, Türkiye İsrail ile barıştı.
Barışın resmî hâle gelmesi için son ve küçük bir adım kaldı.
TBMM’nin onayı.
Bir hafta içerisinde Meclis’in onayı alınacaktı. Malum, araya darbe girdi.
Sanki biraz daha bekleyecek gibi duruyor.
Mısır ile olan ilişkiler uzunca bir süredir kopuk. Hatlar kesik..
Bundan sonra da Ankara-Kahire ekseninde yakın bir süreçte kimse normalleşme beklemesin.
Niye mi?
Çünkü Mısır, Türkiye’yi kendisine benzetmeye çalışıyor.
Alttan alta ciddi emek ve çaba harcıyor.
Türkiye’yi “Mısırlaştırma” uğraşı veriyor.
Bunu başaracağına da inanmış.
FETÖ elebaşı Gülen, Mısır TV’sine konuştu.
Peki o kanalın sahibi kim?
Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen, İsrail’e de yakın isim olarak bilinen Filistinli Muhammed Dahlan.
The Guardian da o gece darbenin yanında görünenlerdendi.
Gazetenin eski editörü, Dahlan’ı darbe girişiminin bizzat içinde yer almakla suçlamıştı.
Konuyu çok dağıtmadan tekrar Birleşik Arap Emirlikleri’ne dönelim.
Mısır, Dubai yönetimini yavaş yavaş işlemeye başladı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde darbe yapılacaktı güya.
Bu darbeyi de Türkiye yapacaktı.
Darbede İhvan ana unsur olarak kullanılacaktı.
Mısır ne yapacağını çok iyi biliyordu, o yüzden de BAE’yi en hassas olduğu İhvan aracılığıyla vuruyordu.
BAE, Mısır’a sonuna kadar inandı.
Gecikmeden karşı hamlesini yaptı.
BAE ve Dubai, şimdilerde 15 Temmuz gecesinin yani darbenin finansörü olmakla suçlanıyor.
Yüzlerce haberi Google’dan bulabilirsiniz.
Buna karşılık, BAE’den onlarca üst düzey ismin “Bizim Türkiye’deki darbe ile alakamız yok. Türk hükümetinin yanındayız” açıklamalarını da.
Mısır ve BAE bir süredir çok sıkı fıkı.
Birlikte çalışıyorlar.
Libya’da da beraberler mesela.
Başka paydaşlarda da.
Washington’daki düşünce kuruluşu Foundation for Defence of Democracies (Demokrasiyi Koruma Vakfı) uzunca bir süredir “Türkiye, IŞİD’i destekliyor” kampanyasını sürdürüyor.
FDD, bunu da çok komik bir şekilde Today’s Zaman’ı referans göstererek yapıyor.
Eski CHP Milletvekili Aykan Erdemir, FDD’nin araştırmacılarından.
Türkiye ile ilgili olumsuz ne istenirse yazıyor, çiziyor ve de söylüyor.
Hatta FDD’nin adı, -2016 başında CHP’ye yeni bir lider mi aranıyor- haberlerinde de geçmişti.
Türkiye İsrail ile barıştı, el sıkıştı.
Bu demek değil ki, bir günde her şey süt-liman olacak.
Ankara darbenin ilk saatlerde ABD’deki bazı İsrail lobileri ve BAE tarafından desteklendiğini gördü ve not etti.
15 Temmuz’un o karanlık, o kahpe gecesi daha da aydınlanacak.
Gölge CIA olarak da bilinen düşünce kuruluşu Stratfor’un sahibi, başkanı George Friedman şöyle diyordu:
“ABD iç savaştan sonra büyük bir güç hâline geldi. Japonya da aynı. Samuray savaşları ve Meiji restorasyonundan sonra büyük ivme yakaladı. 15 Temmuz, Türkiye için de büyük bir şans olabilir”
Türkiye, 2002’den beri bu ve benzer bütün girişimleri fırsata çevirmedi mi?
İnşallah çok daha güzel şeyler olacak...
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.