Yunanistan’ın Hafter’le dansı…

A -
A +
Yunan Başbakanı Miçotakis, ağlamaklı bir üslupla yakınıyor; Berlin Konferansına Kongo bile davet edilmiş, Yunanistan çağrılmamış… Miçotakis, Merkel’in Erdoğan’ın baskısına boyun eğdiğini söylüyor.
 
 
Ateşkes anlaşmasını imzalamamak için gece yarısı apar topar Moskova’dan kaçan savaş lordu Hafter, kapı kapı dolaşarak yardım ve destek istiyor. Onu buralara kadar getiren arkasındaki güçler, Hulûsi Akar’ın ifadesiyle; ha bire kulağına bir şeyler üflüyor. Velakin sürekli olarak yanlış yönlendirdikleri açıkça görülebiliyor. Hafter, vaktiyle Çad savaşında kendisini madara eden Fransa’nın bugün niçin ona destek verdiğini acaba doğru dürüst değerlendiriyor mu? Bugün ülkesini harap etmek için sırtını sıvazlayıp gazlayan Fransa’nın, Mısır’ın; Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), Yunanistan’ın ve diğerlerinin, yarın önüne ne gibi bir fatura koyacaklarını hiç hesaplıyor mu acaba? Bunu yapmadığı, yapamadığı aslında ortada!.. Aksi takdirde gizli kapaklı yollardan gittiği Yunanistan’da kapalı kapılar arkasında, hiçbir zaman yerine getiremeyeceği vaatlerde bulunarak, kazanamayacağı bir savaş için ısrarcı olmazdı. Hafter bugün bulunduğu durumda sadece yabancı güçlerin bastonudur. Daha öteye gitmesi mümkün değildir. Onu baston olarak kullananlar, yalnızca Türkiye’ye karşı kışkırtıyorlar. Onların merkebine bindiği için o da çaresiz iteklendiği istikamette ilerlemeye çalışıyor. Türkiye’nin Libya ile yapmış olduğu deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına zinhar karşı çıkıyor ve umutsuzca iptalini istiyor. Bir de Türk askerinin Libya’da bulunmasına itiraz ediyor… Bunlar gerçekten Hafter’in boyunu aşan konular…
Yunanistan da şimdiye kadar, birtakım oldubittilerle kotardığını zannettiği Doğu Akdeniz Hidrokarbon rezervleri meselesinde, çaresiz Hafter’le sirtaki oynamaya çalışıyor… Yunan Başbakanı Miçotakis, ağlamaklı bir üslupla şöyle yakınıyor: “Berlin Konferansına Kongo bile davet edilmiş, ama Yunanistan çağrılmamış…” O kadar kızgın ve kontrolsüz ki, tuhaf şeyler de söylüyor. Mesela Berlin Konferansında, Türkiye’nin Libya ile yaptığı münhasır ekonomik bölge anlaşması iptal edilmedikçe, hangi sonuç çıkarsa çıksın veto edeceklerini seslendiriyor!.. Anlaşılan Miçotakis Berlin Konferansının statüsü konusunda hiç bilgilendirilmemiş. Aksi hâlde bu absürt ifadelerde bulunmazdı herhâlde. Yunanistan eline bir albüm vererek hoşnut etmeye çalıştığı Hafter’den besbelli çok şey bekliyor. Fakat Hafter’in giriştiği nafile serüveni, kimlerle nereye kadar götürebileceği hiç belli değil. Özellikle Moskova merkezli kulis bilgilerine göre, Berlin’de ateşkesi imzalaması bekleniyor. Yani uluslararası zeminlerde muhatap alınması için alan daralıyor. Daha fazla manevra yapma imkânı da kalmadı. Elbette ateşkesi imzalamasıyla her şey bitmiş olmuyor. Ama ondan sonraki süreçte Hafter makul bir tavır içine girmezse, şartlar süratle aleyhine gelişebilir.
Şurası kesin; Hafter’in birtakım dış güçler güdümünde Libya’yı bölüp parçalama macerası, sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. İkinci olarak da Yunanistan’ın AB’ye güvenerek, öteden beri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte pişirmeye çalıştığı oyun mutlaka akamete uğrayacaktır. Yunan Başbakanı vetodan bahsederken, belki de içgüdüyle AB çerçevesinde işleyecek bir mekanizmayı hayal ediyor. Buradan bir parsa devşirmeye çalışan Fransa Devlet Başkanı da, “AB Orta Doğu’da küçük ortak olarak kalamaz…” deyip, kimin malını kimlerle paylaştığını hiç düşünmeden fasit hesaplara dalmış görünüyor. Çok yakında kazın ayağının hiç de öyle olmadığını o da görecek. Libya’da bütün inisiyatifi Türkiye ve Rusya’ya bırakmamak için, Hafter’in imzasını Berlin Konferansına kadar geciktirenler, siyasi süreçte de takoz olmaya devam edecekler. Suriye’de Libya kadar fazla petrol olmadığı için mesafeli duran güçler, Libya’ya müdahalede fazlasıyla iştahlı!.. Libya aynı zamanda düzensiz göçmenlerin en fazla kullandığı güzergâh olarak da, Avrupa için ayrı bir özellik taşıyor. Özellikle Almanya’nın bu meselede inisiyatif almasındaki en büyük etkenlerden biri göç meselesidir. Diğeri de tabii ki petrol...
Özetlersek, yaşı seksene tırmanan ihtiyar savaş lordu Halife Hafter’den medet uman bölgesel ve küresel güçler, beklediğini bulamayacak. Ama 2011'den beri yakılıp yıkılan Libya’da barışın sağlanması için, şayet bir an evvel doğru bir istikamet çizilemezse, daha fazla kan dökülecektir ne yazık ki. İşte bu noktada Türkiye, gerçekten samimiyetle ve meseleye yaklaşıyor. Türkiye’nin bu samimiyetini, esasında çok olumlu rol oynayabilecek durumda olan Mısır hiç görmüyor. Tam aksine Türkiye’ye karşı düşmanca bir tutum içinde. Burada da BAE’nin etkisi çok fazla. Fakat BAE’nin petrol dolarları, ne Mısır’a ne de Hafter’e, istediği neticeyi satın almaya yetmeyecektir. Rusya da, Amerika da aslında bunun farkında… Yunanistan ve Fransa’ya gelince, hangi taş büyükse kafalarını vursunlar!
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.