Terör

A -
A +
Mehmet Uçar, Ayhan Yanık ve Muhammed Ferdi Güntekin...
Türkiye’nin teröre kurban verdiği son gençler.
Türkiye’ye karşı terörün sponsorları çok mutludur herhâlde.
Bu şekilde canı yandıkça Türkiye’nin geri adım atacağını ve teslim olacağını zannediyorlar.
Evet gencecik insanlarını hayatlarının baharında teröre kurban verdikçe canı yanıyor bu ülkenin.
Ama özgür olmanın bedeli bu olacaksa bu bedele de katlanmaya hazır. Zira terör karşısında geri adım atmak sadece özgürlüğünü değil, çok daha fazlasını kaybetmesine yol açacak.
Bugüne kadar verilen şehitler, terör karşısında geri adım atılmasına razı olmazlar çünkü.
Üç gün önce Şırnak’ta toprağa düşen üç genç de razı olmaz, bu toprakların İslamlaştırılması uğruna kanını toprağa döken gelmiş geçmiş tüm şehitler de.
Terör karşısında geri adım atmak bugüne kadar verilen bütün mücadeleyi anlamsız hâle getirir.
Terörle mücadele etmek çok büyük bir kararlılık gerektiriyor. Zira terör örgütleri bir ahtapot gibi her yere uzanmış durumda.
İç siyasete uzanan kolları da var bürokrasiye kadar uzanan kolları da.
Komşu bazı ülkelerden beslenen kolları da var bölge dışı ülkelerden beslenen kolları da.
“Müttefikimiz” diye bilinen destekçileri de var “düşmanımız” diye bilinen destekçileri de.
Bunlar Türkiye’ye açtıkları terör yarasını her geçen gün kanatıyorlar.
Müttefikimiz olduklarını söylüyorlar ama terör örgütüne her türlü silahı vermekten geri durmuyorlar. Sonra da terör saldırısında şehitler verdiğimizde “acımızı paylaştıkları” yalanını söylüyorlar.
Teröre karşı mücadelesinde Türkiye’nin yanında olduklarını söylerken bir yandan da terör örgütlerinin ülkelerinde serbestçe finansal kaynak ve yeni eleman devşirmesine seyirci kalıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkelerinde miting yapmasını alelacele aldıkları Anayasa Mahkemesi kararlarıyla yasaklıyorlar ama bu karardan kısa bir süre sonra PKK yandaşlarının miting yapmasına müsaade ediyorlar.
Neden böyle yaptıklarını sormuyoruz artık.
Çünkü neden terör örgütlerine destek verdikleri belli.
Maalesef bu örgütleri Türkiye’ye yönelik siyasetlerinin bir aracı olarak görüyorlar. Terör örgütlerini kullanarak Türkiye’yi istedikleri yöne sevk edebileceklerini düşünüyorlar.
Gençlerini, çocuklarını terörist saldırılara kurban veren, ekonomik kaynaklarını terör örgütlerine karşı mücadelede harcayan Türkiye’nin pes etmesini ve bağımsız dış politikasından geri adım atmasını bekliyorlar.
Ama dış politikasında bağımsız bir çizgiye yönelen Türkiye, son dönemde attığı kararlı adımlarla terör örgütleri üzerinden kendisine baskı yapılmasını kabullenmeyeceğini gösteriyor.
Bu çerçevede bir yandan terörün dış kaynakları ile mücadele edilirken bir yandan da içeride terör örgütlerine yönelik kapsamlı operasyonlar düzenlendi. Bu operasyonların askerî ayağında ciddi başarılar elde edildi. Çok sayıda terörist etkisiz hâle getirilirken, önemli miktarda terör örgütü üyesi güvenlik güçlerine teslim oldu. Yine İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına göre terör örgütüne katılan gençlerin sayısında ciddi düşüşler söz konusu.
Bu noktada daha yapılacak önemli işler olduğunu ifade etmek gerekir.
PKK ve onun siyasi uzantılarına yönelik sempatinin azaltılması için çok kapsamlı çalışmaların yapılması zorunlu.
Bunun bir ayağını bu örgütün sosyal medya üzerinden yaptığı manipülasyonların ortadan kaldırılması oluşturuyor. Sosyal medya üzerinden yayılan yalan bilgilerle halkın ve özellikle de gençlerin devlete karşı kışkırtılması ve örgüte katılmasının sağlanmasına yönelik çabalar çok yaygın.
İkinci ayağı ise operasyonlar sırasında sivil insanların muhtemel mağduriyetlerinin önlenmesi için çok hassas davranılması oluşturuyor. Bütün terör örgütlerinin, bir şekilde sivillerin mağduriyetlerinin artırılıp kendilerine katılmalarına yönelik çabaları olduğu hatırlanırsa, terörle mücadele sırasında istenmeyen yan etkilerin önlenmesi konusunda azami çaba sarf edilmesi çok önem arz ediyor.
Üçüncü olarak Türkiye’de hâlen, terörün bütün boyutlarıyla araştırıldığı ve önlenmesi için politika önerilerinin üretildiği büyük enstitü ve merkezlerin kurulamamış olması ciddi bir eksikliktir. Her biri en az 50’şer uzman akademisyen ve araştırmacı çalıştıracak çok sayıda enstitünün kurulması; gerek PKK gerekse FETÖ gibi örgütlerle mücadele konusunda çok önemli...
Terörle mücadelenin ülkemize maliyetinin boyutları düşünüldüğünde bu tür enstitülerin finansmanı zor olmayacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.