Ragıp Karadayı

"Sana bir mükâfat vereceğim, dile benden ne dilersen?..”

"Sultan’ım! Bunların cevapları vakit alır, bu meseleyi sonra konuşuruz. Şimdilik onu bırakalım da niçin geldiğimi sorun siz!.."

Şunu mutlaka kendi kendine tekrarla: “Şikâyet ettiğim hayatım, belki de başkasının peşinde koştuğu, bir türlü ulaşamadığı hayalidir…"

İçimden, görünmez kanlar akıyordu!..

"Allahü teâlâya yemin ederim ki, yanımda bundan başka param olsaydı, Kur'ân-ı kerîme tazim için hepsini verirdim…”

"Ah Behlül ah! Yaralarımı kanatıyorsun bunları anlatarak. İçim yanıyor yapılanlara neylersin ki olan olmuş!.."

"Harun Reşid Sultan’ım, sizler ne derseniz deyin hissî olmaktan kurtulamazsınız bu mevzuda! En iyisi susmak..."

Çeşitli düşüncelerle dolu olarak kendimi sarayda buldum. Daha doğrusu geldim mi, getirildim mi tam ayırt edemiyordum.

"Tam karşıdan sabah güneşi, altın huzmelerini aralıksız gözlerimin içine içine gönderiyor, öyle kamaştırıyor ki; başıma ağrılar girdi."

Nefsini tanısaydı, gafletteki insanlar, Âlem felâh bulurdu, düzelirdi noksanlar.

"Şey! Elbette bu sütün içinde yağ ve peynir vardır, fakat gösteremem ki…"

“Şimdiye kadar karşıma kimse çıkma cesareti gösteremedi, bir çocuk mu çıkacakmış? Olacağı buydu, korktu zavallı!”

Sarayın balkonundan çocuklarla konuştuğumu gören Harun Reşid Sultan’ım hiç durur mu? Yanına bir iki adamını almış, çıkıp geldi.

"Devletimize saldıranlar olursa onlara askerimizle karşı konuyor. Düşmanların memleketimize zarar vermesine mâni olunuyor..."

"Babanız hüsn-ü zan etmiş. Siz de biliyorsunuz ki bu dünya fâni. Er geç herkes bir vasıtaya binip ahirete yolculuk yapacak."

"Şimdi öyle zalimler yok! Keyfinize bakın çocuklar. Malumatınız olsun diye ve bir de Kıtmîr’i sorduğunuzdan dolayı anlatıyorum."

Ummadıkları bir anda karşılarına çıkan çoban köpeklerinden korkan çocuklar, bağrışarak birbirine sarıldı!..

Sultan “Behlül yüzüme karşı her şeyi söylediğine göre doğru yoldayım…” diyor.

"Efendim! Ahfeş, hikmet ve irfan öğrenip öğretiyordu. İslâmiyet’in dışındakiler de küfür ve ilhad öğretiyorlar..."

"Halifeliğin bütün kötülüğü AHFEŞ KEÇİSİ gibi baş sallamaktan ibaret olsa idi dünyada bundan az kötülüğü olan bir meslek olmazdı..."