"Ey akıl sahipleri, ibret alınız!.."

A -
A +
Âyet-i kerimede meâlen buyuruldu ki: "Bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz!"       Cemâlüddîn ibn-i Mûsâ Merrâküşî hazretleri tefsir ve hadis âlimidir. 787’de (m. 1385) Mekke’de doğdu. Aslen Fas’ta Merakeşli olup küçük yaştan itibaren Mekke ve Medine’de büyük âlimlerden ilim tahsil etti. 823’te (m. 1421) Mekke’de vefat etti  “Nüzhetü’n-nazar” isimli eserinde şöyle yazmaktadır: Nahl sûresinin kırküçüncü ve Enbiyâ sûresinin yedinci âyet-i kerimesidir. Bu âyet-i kerimede meâlen, (Bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz!) buyuruldu. Bu âyet-i kerime, ibâdetlerin ve işlerin nasıl yapılacağını bilmeyenlerin, bilenlerden sorup öğrenmelerini emretmektedir. Âyet-i kerimede, sorup öğrenmek herkesten ve din câhillerinden değil, âlimlerden sormak ve bilinmeyenleri sormak emrolunmaktadır. Bunun için, bir kimse, yapacağı şeyi, Kur'ân-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde arayamaz, bulamazsa, taklîd ettiği mezhebin müctehidinden sorup [yâhut mezhebin âlimlerinin kitaplarından okuyup] öğrenmesi lâzım olmaktadır. Sorup, öğrendiğine göre yapan kimse, o müctehidi (Taklîd) etmiş olur. Sormaz veya müctehidin sözüne uymaz, inkâr ederse, mezhepsiz olur. Âyet-i kerimede bildirilen (Zikir ehli) kimdir? Bunun cevabını, hadis-i şerif bildiriyor: Enes bin Mâlik’in “radıyallahü anh” haber verdiği hadis-i şerifte, (Bir kimse namaz kılar, oruç tutar, hac ve gazâ eder. Fakat münâfıktır) buyurulunca, (Nifâkı nereden gelmiştir?) denildi. (İmâmına tân ettiği [beğenmediği] için münâfıktır. Onun imamı, zikir ehlidir) buyuruldu. Bundan anlaşılıyor ki, âyet-i kerimedeki (Ehl-i zikr), Ülül-emr demektir. Sahih olan kavle göre, Ülül-emr, ulemâ-i râsihîn ve dört mezhebin imamlarıdır. (Ancak akıl sahipleri anlar) ve (Elbet akıl sahipleri anlar) ve (Ey akıl sahipleri, ibret alınız!) meâlindeki âyet-i kerimeler, dört mezhep imamlarının üstünlüklerini göstermektedirler. Câbir “radıyallahü anh” diyor ki: Yolculukta, arkadaşlarımdan birinin başı yaralandı. Mıska yapmak câiz olur mu dedi. Câiz olmaz, başını yıka denildi. Yıkadı. Öldü. Medîne’ye gelince, Resûlullaha haber verdik. (Onun ölümüne sebep oldular. Allahü teâlâ da onları öldürsün. Bilmediklerini niçin sorup öğrenmediler? Cehlin ilâcı, sorup öğrenmektir!) buyurdu. Bu sahâbîler, daha çok bilenlerden sormadan, kendiliklerinden fetvâ verdikleri için, çok sert sözle karşılaşıp, kendilerine, (Allahü teâlâ, onları öldürsün!) buyuruldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.