İngiltere’de 7 milyarlık e-posta skandalı! Binlerce Afgan gizlice tahliye edilmiş

Birleşik Krallık hükümeti, yıllarca sakladığı bir skandalın merkezinde: 18 binden fazla Afgan’ın kişisel bilgileri, tek bir e-posta ile yanlışlıkla sızdırıldı. Savunma Bakanı John Healey, 2022’de Afgan Yerleştirme ve Yardım Programı’na başvuran binlerce kişinin verilerinin yanlışlıkla ifşa edildiğini resmen doğruladı.
Birleşik Krallık Parlamentosu'nda konuşan Savunma Bakanı John Healey, hükümetin Şubat 2022’de Afgan Yerleştirme ve Yardım Programı’na başvuran 18 binden fazla kişinin kimliklerini yanlışlıkla ifşa ettiğini doğruladı.
Healey, Sky News’e yaptığı açıklamada, “Bir hükümetin süper bir engelleme için başvuruda bulunması fikrinden gerçekten çok rahatsızım” dedi. Konuya ilişkin detaylı bilgilendirme yapılmadığını vurgulayan Healey, “Eğer yürürlükte olan başka süper ihtiyati tedbirler varsa, size söylemeliyim ki bunlardan haberim yok. Onlar hakkında bilgi sahibi değilim” ifadelerini kullandı.
Söz konusu sızıntının ardından hükümet, etkilenen kişilerin korunması için süper ihtiyati tedbir kararı almış, kamuoyunu bilgilendirmeden binlerce Afgan’ı gizlice tahliye etmişti.
Healey, yaşananlara dair, “Kilometrelerce uzaktaki bir ülkede yaşayan ve asla tanışamayacağım insanların güvenliğini düşünerek saatlerimi harcadım” açıklamasında bulundu.
İngiliz medyasında "tarihin en pahalı e-postası" olarak nitelendirilen bu skandal, yaklaşık 7 milyar sterlinlik gizli tahliye sürecini tetikledi. "Operasyon Rubific" adıyla yürütülen plan kapsamında, Taliban tehdidi altındaki binlerce Afgan gizlice İngiltere'ye getirildi.
WALLACE: EN BÜYÜK ÖNCELİK GÜVENLİKTİ
Veri sızıntısının ortaya çıktığı dönemde Savunma Bakanı olan Ben Wallace, BBC Radio 4’e verdiği demeçte, “Ağustos 2023’te, biz sadece dört aylık normal bir tedbir kararı için başvurduk. Süper tedbir kararını biz değil, bizden sonraki yönetim aldı” dedi.
Wallace, hukuki adımın meşru olduğunu savunarak şu ifadeleri kullandı:
“En önemli önceliğin, Taliban arasında yaşayan ve bu veri sızıntısı nedeniyle hayati tehlike altında olan insanları korumak olduğuna karar verdim.”
Yaklaşık 12 bin kişinin İngiliz ordusuyla doğrudan çalıştığını, toplam etkilenen kişi sayısının ise 18 bin olduğunu belirten Wallace, “Onların doğru insanlar olduğuna inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Daily Mail gazetesi, veri sızıntısı sonrası hükümetin “Operasyon Rubific” adını verdiği gizli bir tahliye planı yürüttüğünü ortaya çıkardı.
Habere göre binlerce Afgan, İngiltere’ye gizlice taşındı, ancak kamuoyuna bilgi verilmedi.
ÖZÜR DİLEDİ
Healey, hükümetin Şubat 2022’de Afgan Yerleştirme ve Yardım Programı’na başvuran 18 binden fazla kişinin kimlik bilgilerini yanlışlıkla ifşa ettiğini doğruladı ve bu büyük güvenlik açığı nedeniyle resmî olarak özür diledi.
Muhalefet lideri Keir Starmer, Başbakan’ın parlamentodaki sorulara verdiği cevaplarda çelişkili ifadeler kullandığını öne sürerek, “Cevaplanması gereken ciddi sorular var” dedi. Eski gaziler bakanı Johnny Mercer ise yaşanan süreci “hükümet görevinde gördüğüm en talihsiz yetersizlik örneği” olarak nitelendirdi.
Parlamento Başkanı Lindsay Hoyle, milletvekillerinin süreçten haberdar edilmemesi nedeniyle hükümeti eleştirerek, “Bu dramatik karar anayasal sorunlar ortaya çıkarıyor” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
İngiliz hükümeti, Taliban’ın 2021’de Kabil’i ele geçirmesinin ardından, İngiliz askerleriyle birlikte çalışmış olan Afgan asker ve tercümanlara sığınma hakkı tanımaya çalışıyordu. Ancak özel kuvvetler karargahında görevli bir askerin yanlışlıkla gönderdiği elektronik tablo, 25 bin başvuru sahibinin kimlik bilgilerini Taliban'ın erişimine açtı.
"BU LİSTENİN BİR KOPYASI TALİBAN'DA DA VAR"
Savunma Bakanlığı, söz konusu sızıntıdan 18 ay boyunca habersizdi. Tehlikeli ihlal, ancak 14 Ağustos 2023'te Facebook'ta yapılan anonim bir paylaşım sonrası fark edildi. Afgan mültecilerle çalışan bir destek görevlisi, milletvekillerine gönderdiği uyarı mektubunda "Bu listenin bir kopyası bende var, Taliban’da da var" ifadelerini kullandı.
Olayın büyümesi üzerine, kimliği belirsiz bir sosyal medya kullanıcısı, elinde "33 bin satırdan oluşan 25 bin kişilik veri tabanı" bulunduğunu iddia etti ve bu bilgileri kamuoyuyla paylaşmakla tehdit etti. İngiliz yetkililer duruma müdahale ederek Meta ile irtibata geçti ve paylaşımlar üç gün içinde kaldırıldı. Ancak verilerin çoktan Taliban’ın eline geçtiği değerlendirildi.
AFGANLARA TEHDİT MESAJLARI GELDİ
Skandalın ortaya çıkmasının ardından Pakistan’daki İngiliz yerleştirme ofisi, 1.800 Afgan’a e-posta göndererek bir veri ihlali ihtimali konusunda bilgilendirmede bulundu. Bazı Afganlar ise İran numaralarından gelen WhatsApp mesajlarında pasaport bilgilerinin istendiğini bildirerek İngiliz Konsolosluğu’na başvurdu.
Veri sızıntısı sonrasında İngiltere’de basına kapsamlı bir sansür uygulandı. Gazetecilerle ilk teması kuran David Williams dahil birçok medya kuruluşu, haberin yayımlanmasını engelleyen "süper ihtiyati tedbir kararı" nedeniyle uzun süre sessiz kaldı. Bu karar, ülkede modern dönemin en sert haber ambargosuna yol açtı.