Vodafone, projelerinde odağına bu amacı alıyor: Teknolojiyle gelişme iyilik için teknoloji

Düzenleyen: / Kaynak: HABER MERKEZİ
- Güncelleme:
Vodafone, projelerinde odağına bu amacı alıyor: Teknolojiyle gelişme iyilik için teknoloji

Ekonomi Haberleri  / HABER MERKEZİ

Teknolojiyi odağına alarak sosyal projeler geliştiren Türkiye Vodafone Vakfı, 300 bini aşkın çocuğa kodlama öğretti, 10 bin çocuğun dijital araçlara ulaşmasını sağladı. Kadına şiddeti önlemek için ‘Kırmızı Işık’ uygulamasıyla yine binlerce kadına ulaştı. İyilik için teknoloji hedefiyle çalışmalarına yoğunlaşan, deprem bölgesinde de hassasiyeti en yüksek olan kadın ve çocuklara ilişkin projelere eğilen Türkiye Vodafone Vakfı, afetlere yapay zekâyla nasıl çözüm üretileceğine dair faaliyetlerini de aralıksız sürdürüyor.

CANAN ERASLAN'IN HABERİ - Ülkemizin önemli şirketlerinden Vodafone, esas faaliyet alanı olan iletişim ve teknolojik gelişimin yanı sıra, sosyal alanda daima “Ben de varım” diyen şirketlerden oldu. Kadın ve çocuklarla birlikte diğer dezavantajlı kesimler için de sosyal projeler üretti. Zaman zaman gelişmeleri dinlediğimiz bu projelerin hangi aşamada olduğunu, Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel’le konuştuk. Hasan Bey aynı zamanda geleceğe dair planlarını ve projelerini de ayrıntılarıyla anlattı.

Vodafone Türkiye denince ilk aklıma birçok sosyal sorumluluk projesi geliyor. Kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı bireylere ilişkin çalışmalarınız var. Örneğin “Bu Atıklar Kod Yazıyor” var en iyi bildiklerimden. Bu sayede evde minik bir kabloyu bile ayırıyorum. Bu güzel projede büyük hedefleriniz var bildiğim kadarıyla... Hangi seviyede seyrediyor?

Vodafone’da şirketimizin ekonomi ve toplum içinde üstlendiği role geniş bir perspektiften bakıyoruz. Tüm faaliyetlerimizde “Amaç Odaklı Vodafone” yaklaşımını benimsiyoruz. Dijitalleşme yol haritamızın ana çatısını “iyilik için teknoloji” yaklaşımı oluşturuyor. Bu doğrultuda kendimize Dijital Toplum, Kapsayıcılık ve Çevre değer alanlarından oluşan bir yol haritası belirledik. Teknolojiyi kullanarak; sosyoekonomik gelişmeyi destekleyen, herkesi kucaklayan ve dünya kaynaklarını gözeten bir dijital toplum oluşturulmasını hedefliyoruz. Amaç odaklı çalışmalarımızda Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında yaptığımız projelerin önemli yeri var.

“Yarını Kodlayanlar” bunlardan biri. Bu projeyi 7 yıl önce Habitat Derneği iş birliğiyle başlattık. Türkiye’nin dört bir yanında yaşları 7-14 arasında değişen çocuklara gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş ve algoritma mantığı gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitimler veriyoruz. Bu eğitimlerde çocuklarımız, programlama hakkında fikir sahibi oluyor, kendi yeteneklerini ortaya çıkaracak çalışmalar yapıyor, kendi hayal dünyalarını oluşturuyor, kendi oyunlarını üretebiliyor. Bugüne kadar 81 ilde 300 bini aşkın çocuğa kodlama öğrettik.

KÖYLERE TEKNOLOJİ SINIFI

“Yarını Kodlayanlar” projemizin kapsamını “kardeş projelerle” de genişletiyoruz. Örneğin, elektronik atıkları artı değere dönüştürmeyi, böylece hem sosyal hem de çevresel etki sağlamayı hedeflediğimiz “Bu Atıklar Kod Yazıyor” projesiyle çalışanlarımızın, iş ortaklarımızın çalışanlarının, müşterilerimizin evlerinden getirdiği e-Atık’ları topluyor ve bu atıkların geri dönüştürülmesini sağlıyoruz. Geri dönüşümden elde edilen ekonomik gelirle de okullara kodlama sınıfı kuruyoruz. Bugüne kadar 53 iş ortağımızın desteğiyle 20 tonu aşkın e-Atığı geri dönüştürerek 8 kodlama sınıfı açtık ve yaklaşık 10 bin çocuğun dijital araçlara erişimini sağladık. Ayrıca, “Yeşil Gezegen” projemizle, Türkiye’nin farklı illerinde 7-14 yaş arası çocuklara iklim değişikliği, elektronik atık dönüşümü, geri dönüşüm, sürdürülebilirlik ve afet konularında online eğitimler veriyoruz. Bugüne kadar 20 bin 795 çocuğa ulaştık. “Köy Okulları” projemizle de ülkemizin farklı noktalarındaki 45 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açtık. Bu okullarda verdiğimiz teknoloji eğitimleriyle bir yılda çevre köyler dâhil olmak üzere toplam 10 binden fazla çocuğa ve yaklaşık 5 bin veliye ulaştık. Buna ek olarak, gezici eğitimlerle 360 köyü dolaşarak eğitimlerimizle yaklaşık 10 bin çocuğa daha ulaştık.

Vodafone, projelerinde odağına bu amacı alıyor: Teknolojiyle gelişme iyilik için teknoloji

KURSİYERLERİMİZE İSTİHDAM

Vakıf çatısı altında yürüttüğümüz bir diğer proje “Dijital Benim İşim”. Bu projeyle, kadınları dijital dünya ile tanıştırarak onlara dijital okuryazarlık becerileri kazandırmak, kadınların sosyal hayatta güçlenmelerini sağlamak ve onları potansiyel dijital iş olanaklarıyla buluşturmak istiyoruz. Proje kapsamında kadınlara 24 saatlik Dijital Okuryazarlık ve 40 saatlik Dijital Pazarlama eğitimleri veriyoruz. Bugüne kadar 20 ilde 15 bini aşkın kadın kursiyerimiz eğitimlere katıldı. Yaklaşık 90 kadın kursiyere Vodafone Müşteri Hizmetleri’nde istihdam imkânı sağladık. Projeye bu yıl dâhil olacak 15 bin yeni kursiyer ile birlikte 3 yıl içinde ulaşılan toplam kadın kursiyer sayısı 30 bine yükselmiş olacak.

6 Şubat’ta 11 ilimiz yerle bir olduktan sonra çok şey değişti. Siz orada nasıl varsınız, nasıl devam edeceksiniz? Aksiyon planınız nasıl gelişti, nasıl devam ediyor?

Vodafone olarak ilk andan itibaren bölgedeydik. Sahadaki ekiplerimiz ilk andan itibaren bölgede iletişimin devamlılığını sağlamak için canla başla çalıştı. Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında en baştan itibaren yaralara nasıl merhem olabiliriz diye düşündük. İlk etapta, barınma, gıda gibi acil temel ihtiyaçlar söz konusuydu. Biz de bağış ve desteklerle bu ihtiyaçların karşılanmasına katkıda bulunduk. Ardından, neleri önceliklendirebiliriz, Vakfımızın stratejisini bölgeye en faydalı olacak şekilde nasıl evirebiliriz diye düşündük. Bizi motive eden, bölgedeki insanların acılarını hafifletmek, onların yanında durmak ve en önemlisi, bunu her zaman olduğu gibi uzun vadede en büyük etkiyi sağlayacak şekilde yapmaktı. Dolayısıyla, bugünü değil yarını da düşünerek bölgeye uzun vadede katkıda bulunabilecek sürdürülebilir ve çarpan etkisi yüksek çalışmalara odaklandık. Bugün hemen her kurum gibi afet bölgesinde ekonomik ve sosyal hayatın yeniden canlanmasına, bölgenin yeniden kalkınmasına destek olmak için çalışıyoruz. Kalbimiz bölgedeki vatandaşlarımızla birlikte atmaya devam ediyor.

İlk soruda da bahsettiğim kodlama... Bu çalışmanızı deprem bölgesine taşıdığınızı biliyorum. Bu çerçevede neler yaptığınızı ve yapacağınızı paylaşır mısınız?

“Yarını Kodlayanlar” projesini bölgenin ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden tasarladık ve “Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek” adıyla bir kardeş proje başlattık. Bu projeyle amacımız, depremden etkilenen çocuklarımızın psikososyal ihtiyaçlarını karşılamak ve teknolojiyle bağlantılarını sıcak tutmak; böylece, geleceğe umutla bakmalarına yardımcı olmak. Onlar için bir yandan teknoloji eğitimi alıp bir yandan da sosyalleşebilecekleri, böylece kendilerini iyi hissedecekleri ve tekrar hayata bağlanacakları özel ortamlar sunuyoruz.

Proje kapsamında, depremden en çok etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’da konteyner teknoloji sınıfları açtık. Diğer yandan, gezici eğitim çadırımız da afetten etkilenen 11 ilimizdeki köy, çadır kent ve konteyner kentleri ziyaret ediyor. Hem konteyner sınıflarda hem de gezici eğitim çadırında 7-14 yaş arası çocuklarımız için müzik ve masal atölyeleri, kodlama eğitimleri ve çeşitli sosyal etkinlikler düzenliyoruz. Ayrıca, oyun terapisiyle psikososyal destek sağlıyoruz. Donanım olarak sağladığımız bilgisayarlar, Makey Makey, Mbotlar, projeksiyon cihazı, Arduino ve STEM setleri, kutu oyunları, kitaplar ile çocuklarımızın hem eğitimine katkıda bulunuyor, hem de keyifli vakit geçirmelerini sağlıyoruz. Şu ana kadar 51 bin çocuğa ulaştık.  Deprem bölgelerinden diğer illere göç eden çocuklarla birlikte konteyner sınıflar ve gezici eğitim çadırı ile toplam 100 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz.

YAPAY ZEKÂ İLE AFETLERE HAZIRLIK

“Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek” projesi kapsamında bir hackathon da düzenleyeceğiz. Liseli gençlere yönelik olarak düzenleyeceğimiz “Afete Teknolojik Çözümler Hackathonu” ile gençlere farkındalık kazandırarak yapay zekâ ve diğer teknolojiler kullanılarak afet konusunda çözüm üretilmesini sağlayacağız.

Çocukların yanı sıra kadınlar da odağınızda. “Dijital Benim İşim” projenizle kadınların dijitalleşmesine yardımcı oluyorsunuz. Bunu da deprem bölgesine taşıdınız. Neler yapıyorsunuz?

“Dijital Benim İşim” projesinde, teknoloji odaklı eğitimlerle kadınların dijital becerilerini geliştirerek dijital topluma dâhiliyetlerini sağlamayı ve ekonomik hayata katılımlarını artırmayı hedefliyoruz. Projemizin üçüncü dönemi için hem deprem bölgesindeki kadınları destekleyecek, hem de deprem bölgesi dışında yer alan 17 proje ilinde Dijital Pazarlama ve Dijital Okuryazarlık eğitimlerimizi sürdürecek şekilde kapsayıcı bir model çalıştık. Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da toplam 15 eğitim konteyneri kurduk. Konteyner sınıflarda, depremzede kadınlar, geleneksel el sanatları kurslarına katılarak el emeği ürünler üretebilecekleri gibi, bölgeye özel geliştirilen “Dijital Dünyaya Giriş” eğitimleriyle de dijital becerilerini geliştirerek ürettikleri geleneksel ürünleri dijital kanallarda satabilecekler. Projemizin bölgede önemli bir sosyal ihtiyaca cevap vereceğine inanıyoruz.

Deprem bölgesinde iş birliklerinizi de biliyoruz. Bunlar hangi kurumlar?

Bölgede AÇEV ile bir iş birliğimiz var. Aslında, AÇEV ile iş birliğimiz Vakfımızın ilk kuruluş yıllarına dayanıyor. 2009 yılında AÇEV ile birlikte hayata eşit fırsatla başlayamayan çocuklar için kaliteli okul öncesi eğitim sunmak üzere “İlk Adım” projesini başlatmış, ülke genelinde on binlerce çocuğa ve ebeveyne ulaşmıştık. Daha sonra, anne babalara 0-6 yaş arasındaki çocukları için rehberlik desteği sunan “İlk6Yıl” mobil uygulaması için birlikte çalışmıştık. Buna binaen, depremden sonraki süreçte kendi mevcut proje ve stratejilerimizi bölgeye uyarlamanın yanı sıra ek olarak ne yapabiliriz, bölgeye nasıl daha fazla destek olabiliriz diye düşündüğümüzde, aklımıza ilk gelen paydaşlardan biri AÇEV oldu.

Vodafone, projelerinde odağına bu amacı alıyor: Teknolojiyle gelişme iyilik için teknoloji

EN KIRILGANLAR KADINLAR VE ÇOCUKLAR

Bölgedeki en kırılgan grupların başında çocuklar ve kadınlar geliyor. AÇEV, hem bu iki gruba yönelik çalışmalarda hem de afet sonrası destek çalışmalarında engin bir deneyime sahip. AÇEV iş birliğiyle Adıyaman, Gaziantep ve Hatay’da Çocuk ve Aile Merkezleri kurduk. Bu merkezlerde, çocuklar ve ebeveynlerinin yanı sıra kadınların da psikososyal yönden desteklenmesi, anne babaların ebeveynlik rollerinde güçlendirilmesi ve çocuklarını destekleme becerileri kazanması, genç kadınların güçlenmesi amacıyla pek çok çalışma yapılıyor.

Tamamıyla uzman kadroların desteğiyle, depremden etkilenenlerin ihtiyaçları doğrultusunda oluşturulmuş bilimsel temelli programlar uygulanıyor. Örneğin, 3-4 ve 5-6 yaş gruplarına yönelik oyun ve sanat odaklı çalışmalar yapılıyor. Ebeveynlerin iyi olma hâllerini ve çocuklarla iletişimlerini destekleyecek oturumlar gerçekleştiriliyor. Konteyner kentte yaşayan genç kadınlara yönelik destek ve güçlendirme programları yürütülüyor. Böylece, AÇEV ile birlikte çocukların bu süreçteki öğrenme kayıplarını telafi edebilmeyi, ebeveynlere çocuklarını destekleme becerileri kazandırabilmeyi ve genç kadınların güçlenebilmelerini hedefliyoruz.

Şu ana kadar yaz okulları ve kütüphanede gerçekleşen faaliyetlerle 214 çocuğa, ebeveynlere yönelik faaliyetler kapsamında da 154 anne ve 22 babaya ulaştık. Hedefimiz ilk yıl 4 bin 500 çocuk ve ebeveyn ile 2 bin 500 genç kadına ulaşmak.

Vakıf çalışmalarınızda çok yenilikçi, “Evet, tabii” dedirten çok sayıda proje gördük sizden. Yeni projeler var mı çalıştığınız? Kadına şiddetle mücadele için yaptığınız çalışma çok iyiydi örneğin. Bunun yeni versiyonları olacak mı?

Kadına yönelik şiddet tüm dünyada önemli bir sorun. Dünya Bankası, kadına yönelik şiddeti, her 3 kadından birini hayatları boyunca etkileyen küresel bir salgın olarak nitelendiriyor. Ağır bir insan hakkı ihlali ve ciddi bir toplumsal sorun olan kadına yönelik şiddetle mücadelenin teknolojinin gücünü kullanarak daha etkin yapılabileceğine inanıyoruz. Bu inançla geliştirdiğimiz Kırmızı Işık uygulamasıyla, kadınların şiddete maruz kaldığı anlarda kolluk kuvvetleri ya da yakınlarına kolaylıkla haber verebilmesini sağlıyoruz. Bu uygulamayla, mağdura yönelik ilk yardımı daha hızlı ve kolay ulaştırmayı ve bu sayede önleyici bir etki sağlamayı hedefliyoruz. Uygulamamız bugüne kadar 378 bin kez indirildi ve aylık ortalama 1.000 aktif kullanıcı sayısına ulaştı. Uygulamamızı ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirmeye devam ediyoruz. Örneğin, uygulamaya son olarak eklediğimiz dijital asistan “Işık” ile kadınlar şiddet hakkında merak ettikleri soruların cevaplarına ulaşabiliyor.

Önümüzdeki dönemde, Türkiye Vodafone Vakfı olarak, Kırmızı Işık’ın yanı sıra diğer mevcut projelerimizi de geliştirmeye ve daha geniş kitlelere ulaştırmaya devam edeceğiz. Bununla birlikte, afet bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız için tüm imkânlarımızı kullanarak elimizden gelenin en iyisini yapmayı ve bölgede hem ekonomik hem de sosyal hayatın yeniden canlanmasına destek olmak için çalışmayı sürdüreceğiz.

Düzenleyen:  - Ekonomi
Kaynak: HABER MERKEZİ
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...