Bile bile ölüme giden üç şehit

Mûte Gazası’nda 4 sahabeyi sancaktar olarak görevlendiren Peygamberimiz, onlara şehit olacaklarını duyurmuş, şehitliklerinin sırasını ve kimin kimden sancağı devralacağını buyurmuştu. Böyle bir dinin mensubu olan 3 kahraman da asırlar sonra, ucunda ölüm olan yolculuğa çıkarken gözlerini kırpmayarak tarihi değiştirdiler...

ÖMER HALİSDEMİR

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığında görevliyken, komutanlığı ele geçirmeye çalışan darbe yanlısı Tuğgeneral Semih Terzi'yi göğsünden vurarak öldürdü. Semih Terzi'nin korumalarından Binbaşı Fatih Şahin ve Üsteğmen Mihrali Atmaca da otuz kurşunla Halisdemir'i şehit etti.

Bulunduğu stratejik komutanlığı savunarak darbenin seyrini değiştiren şehit Ömer Halisdemir, 15 Temmuz zaferinin sembol ismi oldu. Adına şiirler marşlar yazıldı, filmler çekildi, birçok meydan, cadde, okul ve öğrenci yurdu, üniversiteye adı verildi. Hepsinden önemlisi, milletini kalbinde unutulmayacak bir yer edindi. Kabrinde mermer üzerine yazılı Âyetü’l-kürsî bulunmaktadır.

ULUBATLI HASAN

İstanbul'un fethi sırasında surların en stratejik noktası olan Hagios Romanos (Topkapı) burcuna çıkıp sancak dikmek gibi üstesinden gelinmesi çok zor ve özel cesaret gerektiren bir görevi başaran sancaktar. Üzerinden 27 ok çıkan unutulmaz yiğidin kabri Fatih Horhor’da. 1956 İmar Planı uygulanırken sebepsiz yere ortadan kaldırılan yarı kâgir, kısa minareli küçük mescidinin yakınında. Beş yüz yıl boyunca Osmanlılar tarafından fethin en büyük şehidinin yattığı yer olarak biliniyor ve halk tarafından ziyaret ediliyordu. Ulubatlı Hasan’ın yıkılan o türbesinin üzerinde bir kitabe vardı ve “Sıdkî” mahlaslı bir şair “Fatih’in sancağını göz kamaştırıcı bir şekilde burcun üstünde dalgalandırdığı, sonunda kanlar içinde kalarak şehitlerin de serdarlığına ulaştığı” yazmıştı.

ÇERKES HASAN

Abdülaziz Han’ı şehit ettiren paşalar, başarılarının zevki içinde, Mithat Paşa’nın Bayezid’deki konağında toplanmıştı. Eniştesi padişahın şehit edildiğini, padişah annesi Pertevniyal Valide Sultan’a çok çirkin işkenceler yapıldığını, ablası yani padişahın hanımı Nesrin Neşerek Hanım’ın başı açık şekilde yerlerde süründürüldüğünü duyan Çerkes Hasan Bey konağı bastı. Henüz 26 yaşında bir yüzbaşıydı.

Önce Avni Paşa’yı sonra Hariciye Nazırı Raşid Paşa’yı vurup öldürdü. Kovaladığı Mithat Paşa mutfağa, kadınların içine kaçınca oraya girmedi ve Paşa sağ kaldı. Yaralı yakalanan Çerkes Hasan, ertesi gün Bayezid meydanında idam edildi. Edirnekapı’daki mezarında (Ümerâ ve guzât-i çerâkiseden İsmail Bey’in oğlu olup, Harp Okulunu bitirip, kolağası rütbesinde iken genç yaşında, velînimeti uğrunda fedâ-yı cân eden Çerkes Hasan Bey’in kabridir) yazılıdır.