Türkiye Gazze’de denklemi değiştiriyor! Yeni barış sürecinde kilit rol

Gazze’de ateşkes sonrası ortaya çıkan yeni diplomatik dengelerde Türkiye yeniden ön plana çıktı. Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde imzalanan “Niyet Belgesi”yle başlayan barış süreci, Ankara’nın iki yıl aradan sonra müzakere masasına dönüşüyle farklı bir ivme kazandı. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Uzer, barış sürecini Türkiye Gazetesi için değerlendirdi.
DIŞ HABERLER—Gazze savaşının ardından bölgede yeni bir sayfa açıldı. Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen "Barış Zirvesi"nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed El Sani, Gazze’de kalıcı barış sürecini başlatacak niyet belgesini imzaladı.
Zirvenin ortasında İsrail, 1968 Filistinli mahkumu serbest bıraktı. Aralarında müebbet hapis cezası alan 250 kişi de bulunan mahkumların tahliyesi, ateşkesin en somut adımı olarak kayıtlara geçti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın önce İsrail Parlamentosu’nda yaptığı tarihi konuşmanın ardından Şarm El-Şeyh’te barış zirvesine katılması, “Washington’un Orta Doğu’ya geri dönüşü” olarak yorumlandı.
Türkiye ise iki yıl sonra yeniden müzakere masasına dönerek sürecin kilit aktörlerinden biri haline geldi. İmza töreninde Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a defalarca teşekkür etmesi, Ankara’nın bölgedeki diplomatik ağırlığını yeniden teyit etti.
Zirvenin diplomatik yankılarını, Türkiye’nin masadaki etkisini ve bölgenin geleceğinde Ankara’nın nasıl bir rol üstlenebileceğini İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Uzer’le konuştuk.

"TÜRKİYE'NİN SÜRECE DAHİL OLMASI OLDUKÇA ÖNEMLİ"
İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Uzer, Türkiye’nin iki yıl aradan sonra yeniden müzakere masasına dönmesinin bölge dengeleri açısından kritik olduğunu söyledi:
"Gerçekten Türkiye'nin bu sürece dahil olması oldukça önemli. Bir denge unsuru olarak, Amerika gibi güçlere karşı daha Filistin yanında duran ve onu destekleyen bir ülke olarak bu durumun dengelenmesi açısından önemli bir gelişme."
"ABD'NİN ETKİSİ ARTARKEN TÜRKİYE'NİN ROLÜ GÜÇLENİYOR"
Doç. Dr. Uzer, Şarm El-Şeyh Zirvesi’nin ABD’nin Orta Doğu’daki etkisini yeniden artırdığına dikkat çekti:
"Amerika'nın gücü bu son zirveyle beraber oldukça yükseldi. Ancak Türkiye'nin de dışında kaldığı bir sürecin sonunda yeniden dahil olması, bölgede zaten var olan sempatiyle birleşince Türkiye'nin gücüyle uyumlu bir tablo oluşturdu. Türkiye’nin oradaki etkisi artacaktır."
"HAMAS'I TASFİYE ETMEK KOLAY DEĞİL"
Uzer, Hamas’a yakın duruşu nedeniyle Türkiye’nin özel bir konuma sahip olduğunu, ancak ABD ve İsrail’in Hamas’ı tasfiye etme çabalarının sonuç vermesinin zor olduğunu ifade etti:
"Hamas’a yakın bir ülke olması önemli, ama Amerika ve İsrail Hamas'ı tasfiye etmeye çalışıyor. Bunun olabileceğine çok emin değilim. Hamas gibi tabanı olan bir örgütün tamamen ortadan kaldırılabileceğine şüpheyle bakıyorum."

"GAZZE'NİN YENİDEN İNŞASINDA TÜRKİYE ÖNE ÇIKABİLİR"
Uzer, savaşın ardından Gazze’de istikrarın sağlanması ve yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin önemli bir rol üstlenebileceğini söyledi:
"Gazze'de Batı Şeria ve Doğu Kudüs'le birlikte bir Filistin devletinin kurulması nihai hedef. Ancak ilk etapta ateşkes, barış, yardımların girişi ve yeniden inşa süreci büyük önem taşıyor. Türkiye, özellikle yeniden inşa konusunda öne çıkabilir. İnşaat şirketlerimiz bu alanda son derece tecrübeli. Okulların ve hastanelerin yeniden yapılmasında da personel desteği verebilir."
"FİLİSTİN DEVLETİ HEDEFİ HENÜZ UZAK AMA UMUT SÜRÜYOR"
Doç. Dr. Uzer, Filistin’in devletleşme sürecine ilişkin temkinli bir değerlendirme yaptı:
"Farklı devletlerin sürece dahil olması önemli ama Filistin’in devlet olma vasfı henüz çok uzakta, hele Gazze’de. Bu uluslararası sürecin çok uzun sürmeden Filistin devletine doğru bir adım teşkil etmesi lazım. Ancak Amerika ve İsrail açısından bu hedefin kısa vadede mümkün olacağını düşünmüyorum. İsrail, iktidarıyla muhalefetiyle Filistin devletine sıcak bakmıyor."
TÜRKİYE'NİN ROLÜNÜ ÖNEMLİ
Doç. Dr. Uzer, tüm zorluklara rağmen barış girişimlerine olumlu yaklaşmak gerektiğine değindi:
"Yine de pozitif bakmak lazım. Eğer insanların ölümü duracaksa ve insanca yaşamaya başlayabileceklerse bu önemli. Türkiye de bu anlamda sürece destek veriyor. Bu yüzden başta söylediğim gibi Türkiye’nin rolünü son derece önemli buluyorum."
105 YIL SONRA BİR İLK : GAZZE GÖREV GÜCÜNDE TÜRK ASKERİ Mİ OLACAK?
Türkiye, Filistin meselesine yönelik izlediği aktif diplomasiyle kalıcı ateşkes ve barış sürecine önemli katkı sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Gazze’de kurulacak uluslararası görev gücünde yer alacağını açıklamıştı. Milli Savunma kaynakları, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin barışın tesisi ve korunmasında tecrübeli olduğunu, kendisine verilecek her göreve hazır bulunduğunu aktardı. Ankara, ABD, Katar, Mısır ve İsrail’le birlikte sürecin izleme mekanizmasında yer alacak.