Erdoğan'dan Özgür Özel'e: CHP'nin en son kurbanı baklava oldu
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel'e yüklendi. "Ellerini attıkları her şey gibi, ülkemizin en meşhur markalarından olan baklavayı da kirletmişlerdir. CHP zihniyetinin en son kurbanı, baklava olmuştur." diyen Erdoğan, "Özgür Efendi, daha çok şok olursun, en sonunda rezil olursun." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin son grup toplantısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sert sözlerle yüklendi. Gündeminde, CHP’li belediyelere yönelik rüşvet ve yolsuzluk iddiaları ile Manavgat’taki “baklava kutusunda rüşvet” skandalı vardı.
CHP’nin bu iddiaları siyasi operasyon gibi göstermeye çalıştığını söyleyen Erdoğan, “Özgür Efendi, daha çok şok olursun, en sonunda rezil olursun” ifadeleriyle tepki gösterdi.
CHP’yi “haraç partisi” olarak nitelendiren Erdoğan, rüşvet görüntülerinin inkâr edilemeyecek kadar açık olduğunu vurguladı. “Valizde de olsa, baklava kutusunda da olsa rüşvet aldıysanız, yargıya tıpış tıpış hesap vereceksiniz” diyen Erdoğan, Özgür Özel’in meclis konuşmalarını ise “meyhane ağzı” diye tanımladı.
CHP’deki son yolsuzluk iddialarının partinin kendi içinden yükseldiğini kaydeden Erdoğan, "100 yıllık Halk Partisi olmuş Haraç Partisi" diyerek eleştirilerini sertleştirdi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"BAY KEMAL'E ŞİRİNLİK YAPANLARI HEZİMETE UĞRATTIK"
"Türk siyaseti tarihinin en tuhaf, en hayret verici, en ibretlik dönemlerinden birini yaşıyor. Çok partili hayata geçtiğimiz yıldan itibaren siyasette renkli simalar, akıl sınırlarını zorlayan hadiseler hep olagelmiştir. Ama hiçbiri bu dönemdeki zırvalıklarla mukayese edilemez. Bu üzüntü verici tablonun başını da her zaman olduğu gibi CHP çekiyor.
Biz, AK Parti olarak CHP ile 2002 Kasım ayından beri geneliyle, yereliyle, halk oylamasıyla tam 18 defa sandıkta kozlarımızı paylaştık. Bunlara yabancı değiliz, iyi tanırız bunları. Son yıllarda bu yarışı ittifak çatıları altında da yürüttük. Peki, sonuç ne oldu? Bilaistisna bu seçimlerin tamamında kendi arkadaşlarının ifadesiyle AK Parti ve Cumhur İttifakı CHP'yi yendi de yendi, yendi de yendi. Hatta geçen cumhurbaşkanlığı seçiminde "altılı masa" diyerek güya tüm muhalefeti bir araya getirdiler. Ne oldu? Yine yenildiler. Sadece yüzde 60'la "Kesin geliyor!" dedikleri Bay Kemal'i değil, yanında, yöresinde kim varsa hepsini birden sandığa gömdük.
Daha seçim kazanmadan "Emredersiniz Sayın Cumhurbaşkanım." diyerek Bay Kemal'e şirinlik yapan sağlı sollu kapı kullarını da hezimete uğrattık. Milletten, sandıktan öyle bir şamar yediler ki bir daha kendilerini toparlayamadılar. Güya anketlere göre tarih yazacaklardı. Ama tarih olup gittiler. Konuşmalarında tutarlılık desen yok. Türkiye'nin umudu diyerek pazarladıkları Bay Kemal'e bugün layık gördükleri muameleyi hepimiz ibretle takip ediyoruz. Son tartışmalar ışığında daha iyi anlıyoruz ki Cumhur İttifakı olarak ülkemize her biri altın kıymetinde 5 yıl kazandırmakla kalmamış, aynı zamanda milletimizin istikbalini de kurtarmışız.
ÖZGÜR ÖZEL'E: ÜLKEYE FAYDASI YOK, MİLLETİ GÜLDÜRÜYOR
Şimdi bu partinin başında şaibeyle anılan Kasım 2023 kurultayının ardından getirilen bir şahıs var. Oturduğu koltuğu bir türlü dolduramayan bu zat, her fırsatta kürsüye çıkıyor, affedersiniz meyhane ağzıyla bağırıyor, çağırıyor, höykürüyor, tuhaf el kol hareketleri yapıyor, sonra da dönüp arkasını gidiyor.
Bir sonraki kürsüde, daha önce söylediklerinin tam tersi bir sürü zırvayı arka arkaya sıralayıp yeni hezeyanlara yelken açıyor. Paniğin, telaşın, tükenmişliğin tüm emarelerini biz bu zatta görebiliyoruz. Konuşmalarında tutarlılık desen yok, mantık örgüsü desen hak getire. Bizim halkımız karikatür tipleri sever. Milletimiz, CHP Genel Başkanı sıfatıyla mecburen maruz kaldığı bu şahsın sahnedeki garip hallerini çekirdek çitleyip, çay içerek seyrediyor. Gülüyor, eğleniyor, sonra da işine gücüne bakıyor. Bir nevi bedava komedi. Ülkeye bir faydası yok ama en azından milleti eğlendiriyor. Fakat Türkiye açısından trajikomik bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü bu pespayeliğin gerisinde utanç verici bambaşka bir tablo var.
"ŞEHİRLERİ HARACA BAĞLAYANLARIN HEPSİ CHP'Lİ"
Şimdi, bakınız değerli kardeşlerim, biliyorsunuz yargı Cumhuriyet tarihinin en büyük hırsızlık çetesine gelmiş geçmiş en pervasız, organize suç örgütüne yönelik bir soruşturma açtı. Şikayet edenlerin, şikayet edilenlerin, rüşvet alanların, şehirleri adeta haraca bağlayanların, insanları zor duruma düşürüp soyanların hepsi CHP'li.
İstanbul'dan başlayan bu hırsızlık, haraç, rüşvet düzeni dalga dalga pek çok ile, ilçeye uzandı. Yani ahtapotun farklı il ve ilçelerdeki kolları birer birer deşifre olmaya başladı. Diğer şehirlerde de manzara aynı. Orada da şikayet edenlerin ve edilenlerin cemi cümlesi CHP'li. Gazetelere ve televizyonlara yansıyanları sizler de görmüşsünüzdür. Bakın burada sadece bir örneği sizlerle paylaşacağım. TOKİ ile yarışacak vizyon projemiz dedikleri İzmir'deki kooperatif skandalında failler de mağdurlar da feryatlarını CHP Genel Merkezi'ne duyuramadıkları için gidip haklarını mahkemelerde arayanlar da CHP'lilerden oluşuyor.
"100 YILLIK HALK PARTİSİ OLMUŞ HARAÇ PARTİSİ"
İşin daha vahim tarafı skandal, henüz inşaat aşamasındayken dikkatinizi çekerim, demirden çaldıkları için patlak veriyor. Şurası da son derece önemli. Söz konusu kooperatif CHP yönetiminin bu modeli Türkiye'nin her iline yayacağız diyerek örnek gösterdikleri bir proje. Hani derler ya "Güler misin, ağlar mısın?" Bunlarınki tam o hesap. 100 yıllık Halk Partisi olmuş Haraç Partisi. Neticede yüzlerce mağdur son çare olarak gidiyor, yargıya başvuruyor. Yargının tek yaptığı önüne gelen bu şikayetlerin gereğini yerine getirmekten ibaret. Yani ortada siyasi değil, tamamen hukuki bir süreç var. Bu sürecin hiçbir tarafında hamdolsun biz yokuz.
"ŞOK OLURSUN, EN SONUNDA REZİL OLURSUN"
Ancak CHP muvazeneyi öylesine kaybetmiş durumda ki rüşvet alınırken suçüstü yapılan baklava kutularından euroların fışkırdığı bir cürmümeşhut olayını dahi utanmadan bize mal etmeye kalkıyor. Gözaltılar olunca hemen "Siyasi operasyon." dediler. Rüşvet görüntüleri ortaya çıkınca yerlerine kös kös oturdular. Şimdi CHP Genel Başkanı çıkmış, "Şok oldum." diyor. İyi ki şok oldun. Sen bu kafayla gidersen Özgür Efendi, daha çok şok olursun, mahcup olursun, en sonunda rezil rüsva olursun.

"CHP ZİHNİYETİNİN EN SON KURBANI BAKLAVA OLMUŞTUR"
Manavgat rezaletinin bir başka yanı şudur. Bunlar ellerini attıkları her şey gibi ülkemizin en meşhur markalarından olan baklavayı da kirletmişlerdir. CHP zihniyetinin en son kurbanı baklava olmuştur.
"YARGIYA TIPIŞ TIPIŞ HESAP VERECEKSİNİZ"
Şu gerçeği CHP'nin kabullenmesinde fayda olduğuna inanıyorum. CHP yönetimi hırsıza, yolsuza, sahtekara sırf kendi partilerinden diye hoşgörülü davranabilir fakat devletin hiçbir kurumu böyle yapmaz, yapamaz. Çalınan her kuruşun, alınan her rüşvetin, çökülen her kamu malının hesabını hukuk önünde sormak yargı ve emniyet birimlerinin asli vazifesidir. CHP Genel Başkanı tehdit, hakaret ve hezeyan dozunu ne kadar arttırırsa arttırsın, her defasında bu hakikatle yüzleşecektir. Altını çizerek tekrar söylüyorum. İster valizde ister baklava kutusunda olsun, rüşvet aldıysanız, vatandaşa harcanması gereken kaynakları birilerine peşkeş çektiyseniz, milletin namusunuza emanet ettiği belediyeleri arpalığa çevirdiyseniz, halkın parasını hamuduyla götürdüyseniz kusura bakmayın. Yargıya tıpış tıpış hesap vereceksiniz. Biz de anayasa ve yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde gerekenin yapılması için üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz.
"SALDIRANLARIN HİÇBİRİ SİYASET SAHNESİNDE TUTUNAMADI"
Aslında biz bu tür yalan, iftira, husumet üzerine kurulu saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz. İlk gençlik yıllarımızdan beri bu zihniyetle ve arkasındaki güçlerle mücadele ede ede bugünlere geldik. Saldıranların hiçbiri siyaset sahnesinde tutunamadı. Başka türlü söyleyince beyler alınıyor. Mecazen diyerek onları rahatlatalım, telef olup gittiler. Ama biz ülkeye ve millete hizmet davamızın peşinde Allah'ın yardımı, aziz milletimizin desteğiyle sarsılmadan mücadeleye devam ediyoruz. Bizi engellemek için kumpastan darbeye, şantajdan tehdide, ekonomik tuzaktan sokak terörüne kadar her yolu denediler. Aldıkları sınırsız uluslararası desteğe rağmen başaramadılar.