Napolyon
Bonapart?, Cezzar Ahmed Paşa'nın savunduğu Akka Kalesi önlerine gelir.
Kalenin bir-iki gün içinde düşeceğini hayal etmektedir!
Meşhur
Fransız Generali Napolyon Bonapart, İmparator olmadan önce [Başkomutan
olarak] 1798 Temmuzunda İngiltere'nin Hindistan ile olan hayati bağına
darbe vurmak üzere Mısır'a çıkarma yapar... Mısır ve Filistin'i
kolaylıkla zapt eder... Bu arada Osmanlı Devletinin Mısır'a sevk edilmek
üzere, karadan Suriye'ye, denizden Rodos'a sefere hazırlanması
üzerine, Suriye Seferine çıkar. Akka Kalesi önlerine gelir. Bu kalenin
bir-iki gün içinde düşeceğini hayal eden kibirli ve hırslı
general, Cezzar Ahmed Paşa'ya şu mektubu yazar:
"İşte kalenin
duvarları önüne geldim. Bir ihtiyarın geri kalmış birkaç günlük ömrünü
almak bana bir şey kazandırmaz. Seninle savaşmak istemiyorum. Benimle
dost ol ve kaleyi teslim et!.."
Cezzar Ahmed Paşa, bu mektuba şu cevabı verir:
"Allah'a hamd olsun gücümüz yetiyor, elimiz silah tutuyor. Geri kalmış birkaç günlük ömrümüzü de cenklerde geçiririz!"
Napolyon,
Paşa'nın bu cevabından sonra kaleyi muhasaraya alır. Ancak, Akka
muhasarası tam 64 gün devam eder. Her gün biraz daha artan baskı hiçbir
netice vermez, Fransızların her hücumu püskürtülür ve ağır kayıplar
verdirilir. "Yenilmez" unvanı taşıyan General, şaşırıp kalmıştır...
Yüksek rütbeli bir subayını kaleye gönderir ve direnmenin netice
vermeyeceğini, şehir teslim edilirse Paşa'nın ordusu ve ağırlıklarıyla
beraber istediği yere gitmesine -güya- müsaade edeceğini bildirir. Ama
Cezzar Ahmed Paşa'dan aldığı cevap manidardır:
"Devlet bizi bu
kaleyi teslim etmek için vezir yapmadı. Ben Cezzar Ahmed Paşa, şehidlik
mertebesine ulaşmadan bir karış toprak vermem!.."
Paşanın bu
cevabı Napolyon'u çileden çıkarır. Yaptığı yeni planlarla topçular gece
gündüz Akka Kalesi'ni döver. Ne var ki açılan gediklerden şehre
girebilenler Osmanlı süngüsü ile yok edilirler.
Beklemediği
bu hezimetle "Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı" diye avaz avaz
haykıran Napolyon, ordusunun yarısını kaybeder ve nihayet 21 Mayıs
1799'da çekilmeye karar verir ve ağırlıklarını kumlara gömüp, Kahire'ye
geri döner. Orada da işleri umduğu gibi gitmeyen Napolyon iki gemiyle
gizlice Mısır'dan kaçarken, ordusunu orada bırakmış bir Başkomutan
olarak hayatının en büyük dersini Osmanlıdan almıştır... Tarih,
Napolyon'un şu sözünü kaydeder: "Akka'da durdurulmasaydım, bütün Doğu'yu
ele geçirecektim!"