“Allahü teâlâ yarattıklarına benzemez. O, mekândan münezzehtir. Yani bir yerde, aşağıda, yukarıda değildir. Her şeyi ve her yeri yaratan Odur..."
Büyük İslam âlimleri, zamanlarındaki bozuk itikatlı kimseleri susturmak ve halkın iman bilgilerini korumak için çok kıymetli eserler yazmışlardır. İnanmamız gereken doğru imanı, yani Ehl-i sünnet itikadını özetle şöyle bildirmektedirler:
Ba’s yani öldükten sonra yeniden dirilmek haktır. Amellerin tartılacağı terazi, Havz-ı kevser, Sırat köprüsü, Cennet ve Cehennem haktır...
Büyük günah mümin olan kimseyi imandan çıkarmadığı gibi küfre de sokmaz. Büyük günah işleyenlere peygamberlerin şefaat edebilecekleri naklî delillerle sabittir.
Allahü teâlânın peygamberlerine indirdiği kitapları vardır. Allah; emirlerini, yasaklarını, vaatlerini, uyarılarını bu kitaplarda bildirmiştir...
Peygamberimizden sonra insanların en üstünü Hazreti Ebû Bekr-i Siddîk, sonra Hazreti Ömer el-Fâruk, sonra Hazreti Osman-ı Zinnûreyn, sonra Hazreti Aliyyül Mürtezâ’dır.
Eshab-ı kirâmın hepsi sadece hayırla yâd edilir...
Nassları yani âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle açıkça bildirilen hükümleri kabul etmemek; İslâmın getirdiği haramları helal, helalleri haram saymak, İslâm ile alay etmek küfürdür. Allahtan ümit kesmek küfürdür. Allah’ın azabından kurtulacağını düşünmek küfürdür. Kâhinlerin söylediklerini doğrulamak küfürdür. Mest üzerine, mesh edilir.
Dirilerin ölüler için yaptıkları dualar ve hayırlar kabul edilir. Allahü teâlâ duaları kabul eder ve ihtiyaçları giderir. Deccal’ın çıkması, Dâbbetü’l-arz, Ye’cüc ve Me’cüc’ün zuhuru, Hazret-i İsa’nın gökten yere inmesi, Güneş'in Batı'dan doğması gibi peygamberin haber verdiği kıyamet alametleri haktır.”
Ahmet Demirbaş'ın önceki yazıları...