Bugün biraz değişiklik yapalım ve sizlerden gelen eleştiri ve özenerek yazdığınız notlara, maillere değinmek istiyorum. Şunu samimiyetle belirtmek isterim ki, sizler bizim velinimetimizsiniz. Sizler okumazsanız, eleştirmezseniz biz ne yazarız. Hani bir melodi var Kayahan söylüyor "Hey tek delikli kaval, çal desek ne çalarsın, bizde nefes olmasa, sen ne işe yararsın" diye, aynen ona benzeriz. Onun için gelen mailleri bir değil birkaç kez okuyorum... İsterseniz başlayalım. Biraz olsun Türk musikisinden anladığımı kabul ederek eleştirilerde bulunuyorum. Onu soruyorsunuz. İnanın sizler kadar beni de rahatsız ediyor. Fransız atasözü şöyle der; "Bağırmak, şarkı söylemek değildir." Bu sebepten yazılarımın içine bu konuları serpiştiriyorum. Küçük dili gözükene kadar "Türk Sanat Musikisi icra ediyorum" diyenler, canım eserleri katledenler, kendini DİVA zannedenlerden bahsediyorum. Bana, bu konu ile eleştiri yerine bol bol teşekkürler geldi. O zaman ben de sizlere teşekkür ederim. Şimdi de sevgili Trabzonlu okurlarımdan gelen mesajlara bakalım... Doğrudur, "Trabzonspor'u neredeyse Karadeniz'e gömeceksin" diyenlere. Haklısınız acımasızca eleştirdiğim oldu. Kızanlarınız olduğu kadar bana hak verenler de oldu. Ah uşaklar bunlar ancak böyle yazmaktan anlıyor. Rahmetli Orhan Kaynar, Mehmet Tan, Trabzonspor aşkından ölmediler mi?.. Ben de Trabzonspor'u sizler kadar seviyorum. Yazdım ve o kadar çok eleştirdim ki, gördünüz Trabzonspor bugün nerelerde? Ziya Hoca'ya ne yazsam, neler söylesem kesinlikle alınmaz. Ben onu Beşiktaş ve milli takım formasını terlettiği günlerden tanırım. Şimdi anlaşılıyor ki eleştirilerimiz doğru adrese gitmiş. Trabzonlu okurlarım sizlerden tek ricam nedir biliyor musunuz? Fair-play ruhuna yakışan ev sahipliği örneği verin. Bundan sonra Trabzonspor'un seyirci yüzünden seyircisiz maç oynamaya, ceza almasına gerek yok... Buna müsaade etmeyin. Göreceksiniz eski günler geri gelecek. Bir başka sayfa da Balık yazımızla ilgili... Evet, dostlar Marmara'da balık kalmadı, tükeniyor. İnanmayan gitsin balık tezgâhlarına göz atsın. Ayvansaraylı rahmetli Hürrem Usta şöyle derdi. "Çocuklar gün gelecek uskumruya hasret kalacaksınız. Çiroz kokan semtler tarihe karışacak." İthal malı uskumruyu "Marmara'nın" diye yutturmuyorlar mı? Kocamustafapaşa Balık Müzesi'nden bahsetmiştim. Birçok okuyucumuz orayı soruyor. Gidin, HAYDAR DENİZ'İ bulun müzeyi gezdirsin... Spor yaptığını zannederek buz üzerinde bizleri kandırmaya çalışanları yazmıştım. Jüri (!) koltuğunda oturan kişilerin kişisel kavgaları, magazin sayfaları malzemelerini, ıstakoz muhabbetlerini eleştirmiştim. Spor yapıyoruz dedikleri için kaleme aldım. Yazımızı noktalarken futbol ligimiz için şunu söylemek istiyorum. Ligin ikinci yarısı, ilk yarı ile yer değiştirseydi "büyükler" dediğimiz kulüplerin puan cetvelindeki yerlerini düşünebiliyor musunuz? > BEKIRB boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)