Adios Carlos!

Bu sezon Beşiktaş adına işlerin iyi gittiğini söylemek yanlış olur. Avrupa bitti, lig sallanıyor, Avrupa'nın en kestirme yolu da kupadan geçiyor, oda elden gitti, yandı gülüm keten helva. Daha iki gün içinde arka arkaya G.Saray elenmiş, Trabzonspor elenmiş, işin şakaya gelir tarafı yok yani. Belli ki; Carvalhal'in de gözü korkmuş, öyle rotasyonla motasyonla maceraya girmemiş, bütün yıldızlarını sahaya sürmüş. Tabii önünüzde ne kadar örnek olursa olsun, bu tip maçları oynamak zordur. Kolay kolay konsantre edemezsiniz yıldızları. Atletico maçında oyundan alındığı için çıngar çıkaran Quaresma'yı koluna taktığı bant da motive etmeye yetmemiş. Bu ahval-i şerait içinde geçti maçın ilk yarısı. Boluspor bu yarıda Ferhat'la 2 net pozisyonu harcamasa, zaten bilet çoktan kesilecekti. İkinci yarıya çıkarken, iki ön liberoyu fazla bulmuş olacak ki; Carvalhal, Holosko'yu oyuna alıp takımın hücum gücünü yükseltmek istedi. İşin ciddiyeti bu yarıda anlaşıldığı için daha organize bir görünümdeydi Beşiktaş. Ancak bu defa da siyah-beyazlıların en büyük yanlışı oyunu kenarlara açmak yerine, rakibin en kalabalık olduğu göbekten, verkaçlarla defans bloğunu delmeye çalışmasıydı. Her seferinde, o kalabalıkta kaybolup gitti pozisyonlar. 77. dakikada Ferhat'ın harika golü, kötü sonun habercisi oldu. BEŞİKTAŞ BOL GELDİ Nihayetinde bu Beşiktaş, bir numara büyük geldi Carlos Carvalhal'e. Önümüzdeki hafta seçim var ve yeni gelecek yönetimin yapacağı ilk icraat Portekizli hocayla yolları ayırmak olacak. Biz ise Carvalhal'i "Çok cana yakın adam" olarak hatırlayacağız sadece. Yolun açık olsun Carlos...