Cenk’in gecesi

"Gönül işi bu... İnandın mı, oluyor. Beşiktaş’ın nihayet yüzü güldü. İki penaltı ikisi de doğru karar ve altın ayak Cenk Tosun’a alkışlar."

Öncelikle Beşiktaşlılar ve Bursasporları kutluyorum. Kendilerini kısmen de olsa fanatizmden arındırıp futbolun ortak kültürü ile Vodafone Arena’da dostça buluştukları için. İşte asıl güzellik ve kazanım bu.   
Şampiyonlar Ligi’ndeki 6 gollü o travmatik hezimetten sonra Bursaspor maçını oynamak Beşiktaş adına gerçekten zordu. O yüzden ilk olarak Şenol Güneş’in on bir seçimine baktım. Gördüm ki; -Kerim dışında- olabilecek en doğru kadroyu yapmıştı. Eğer Q7 yoksa -ki kart cezalısı- Kerimle başlamak daha doğru olurdu. Anlaşılan o ki Şenol Hoca, önde 4 hücumcu ile baskı kurarak erken gol bulup, takımını rahatlamak istiyordu. Fakat yüksek tempolu pas oyununda Beşiktaş hücuma çıkarken çok top kaybı yaşadı ve o istenen baskıyı ilk yarıda bir türlü kuramadı. Buna rağmen Aboubakar ile net pozisyonlar buldu. Burada Bursaspor’u özellikle de Sivok’un yerine oynayan 19’luk Ertuğrul’u ve ona forma inanıp forma veren Hamza Hocayı tebrik etmek lazım. 
İlk yarıda başarılı bir takım savunması yapan Bursaspor ikinci yarı Tolgay’ın oyuna girmesi ve Gökhan Gönül’ün sağ kanattan yaptığı amaçlı bindirmeler ile hem penaltı kazandı hem de Cenk ile golleri üretip moral buldu.
Maçın hakemine gelince; Marcelo’nun sarısı belki daha koyu renkli olabilirdi. Ama onun dışındaki kararlarında haklıydı… 

Maçın adamı: Gökhan Gönül. Gönlünü ortaya koydu, hem savunma hem de hücumu başardı ve penaltıyı kazanıp, takımını rahatlattı.