Galatasaray'ın rüzgârını Mourinho kesebilecek mi?

Ne İlhan Palut ne de Seçuk İnan başarabildi Süper Lig'in şu ana kadar en iyi futbolunu oynayan Galatasaray’ı durdurabilmeyi. Peki Fenerbahçe başarabilecek mi?

 

Bizim futbolun şampiyonluk ve kupa kazanan hocası Okan Buruk ile Avrupa futbolunun başarılı ve rekabetçi teknik adamı Jose Mourinho'yu karşı karşıya getirecek derbi öncesi en çok muhatap olduğum soru şu:
 
“Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'si Şampiyon Galatasaray'a karşı Kadıköy'de ne yapar?”

 

 
Doğrusu; cevabı mühendislik hesabı gibi titizlik gerektiren bir soru...
“Derbinin favorisi olmaz” gibi cevaplar hoş olmuyor, “Madem otoritesin, kim kazanır, niçin?” diye sorguluyor okuyucu. Hatta ''dersini iyi çalış” dercesine önüne öyle istatistikler koyuyor ki şaşmamak elde değil.
Hal bu iken “İyi oynayan kazansın” demek de olmuyor, iki teknik direktör Okan Buruk ve Jose Mourinho gibi maçı maçtan önce oynamak gerekiyor. Ben de öyle yaptım. Niye?

SÜPER LİG'İN EN İYİSİ GALATASARAY

Bu derbi tahminler ötesi olsa da kazanacak takımı işaret eden bazı ipuçları mevcut.
 
Mesela...
 
Süper Lig'in en iyi oynayan takımı tartışmasız Galatasaray. Şu ana kadar sarı kırmızılıları, Süper Lig'de durdurabilen henüz çıkmadı, peki Fenerbahçe bunu başarabilecek mi? İçimdeki ses; ''Zor!'' diyor.
Niye, zor?

 

Galatasaray, Rizespor'u 5-0 ve Gaziantep'i 3-1 ile geçerken hiç zorlanmadı. Öyle tutkulu, iştahlı oynuyorlar ki, hayran olmamak elde değil. Bunda savunmayı öne çıkarıp, daima hücumu düşünen ve yarım saatte sonuca giden ön alan baskısının büyük rolü var. 

 

 

Tabii bu baskıda defansı öne çıkaran Davinson Sanchez'ın orgazitörlüğünün Dries Mertens'in derinlemesine paslarının ve gol vuruşundaki zarafetin, Abdülkerim Bardakçı ile Barış Alper Yılmaz'ın fırsatçılığının ve ikinci santrfor koşuları yapan ve 1,5 yıl aradan sonra golle tanışan Yunus Akgün’ün motivasyonunun büyük rolü var.

 

Galatasaray'ın hata yapma potansiyeli yok mu var.
Hücumda top kaybettiği olmuyor mu? Oluyor Torreira'nın hatalı geri pası gibi ama gol yeseler de çabuk toparlanıyor ve topu yeniden kazanıyorlar ki, rakibe nefes aldırtmıyorlar. 
Rizespor ve Gaziantep karşısındaki o görkemli, tutkulu ve üst seviyedeki futbolu düşündükçe Fenerbahçe'nin işinin ne kadar zor olacağını daha iyi anlıyor, insan. 
Düşünün Kadıköy'de bu takıma Osimhen ve Jacobs da eklenecek daha...
Vay, vay, vay!
Abartıyor muyum, kesinlikle hayır... 
 
Gerçi... Galatasaray'ın Osimhen, Icardi, Jakobs, Ziyech ve Sallaizsız takımla; Barış Alper Yılmaz ve Dries Mertens'le Gaziantep'i de geçti ve liderlik koltuğuna kurulmadı mı kuruldu.

SARA  GÖLGEDE KALDI

Kaldı ki; Rize önündeki mükemmel futbol ile yıldızlaşan Gabriel Sara Gaziantep maçında Dries Mertens'in gölgesinde kaldığı halde. Küçük ama önemli bir not. top sol ayağına gelmezse Sara tutukluk yapıyor. 
 
Deian Sorescu'nın şutuna geçit vermeyen Fernando Muslera aşırı öz güvenden öyle hatalar yapıyor ki, - ileri çıkıp, o kadar mesafeden Furkan Soyalp'ten yediği goldeki gibi - şaşkınlık verici

FENERBAHÇE NASIL KAZANIR?

Fenerbahçe eğer bu derbiyi kazanmak istiyorsa ki istiyor; Galatasaray'a karşı ne orta alanda boşluk bırakmalı ne de rakip alana bindirme hızını kesintiye uğratmalı. Geçelim.
 
Fenerbahçe'nin en büyük zaafı; Kasımpaşa maçının ikinci yarısındaki düşüşte olduğu gibi dirençsizlik yaşaması ve buna bağlı olarak hücuma çıkarken kaybettiği toplar ki, Osimen, Mertens, Barış Alper Yılmaz ve Michy Batshuayi gibi hızlı forvetler bu tür pozisyonları asla affetmez.

 

 
Gerçi Becau, İsmail Yüksek ve Fred gayretliler. 
 
Mourinho'nun Maximin tercihi de mantıklı; yardımlaşma ile yıkamayacağı kale yok. 
Ancak En Nesyri o kadar ağır ki ayaklarına pranga vurulmuş gibi...
 
Özetlersek final gibi derbiden çıkacak sonuç ligin seyri için önemli bir görterge olacak.