Hoş geldin Becao

Buna kalp mi dayanır? Tam, 58 dakika tırnaklarımı yedim durdum.

 

Oysa keyifle seyredebilmemiz için son yılların en güçlü ve en kaliteli kadrosunu kurdu bu sezon F.Bahçe; lig, kupa ve Avrupa’da en iyi sonuçları elde etmek adına.

 

Peki yeni transfer Becao’nun kafa golüne kadar neredeydi o harika takım?

Büyük can sıkıntısı!

İlk yarıda F.Bahçe’nin baskılı oyununa rağmen, 9 adamla savunma yapan Maribor karşısındaki çaresizliği kabul edilecek gibi değildi. Hele kulübedeki golcüleri görünce ‘’Nerede Zimbru karşısında gol olup yağan F.Bahçe ve nerede kapalı savunmayı açamayan F.Bahçe?’’ diye sordum kendi kendime.
‘’Zimbru zayıftı, Maribor öyle mi?’’ dediğinizi duyar gibiyim ama hayır! İnanın Maribor da bu F.Bahçe’yi zorlayacak takım değil. Ne var ki F.Bahçe’nin yetersiz oyun kurgusu Slovenya takımını güçlü gibi gösterdi. Niye?

 

Kanatlardan Ferdi, İrfan Can Kahveci, Tadic ve hatta sahanın en iyilerinden İsmail Yüksek koca ilk yarı boyunca kazandıkları her topu mecburmuş gibi Dzeko’yla buluşturma çabasına girdiler. Bu büyük yanlıştı. Hâ l böyle olunca F.Bahçe’nin en büyük silahı, en büyük handikapına dönüşüverdi.

Kartal’ın en doğru hamlesi

Ne zaman ki İsmail Kartal sahada gezinen King’in yerine Szymanski hamlesini yaptı, oyuna tempo kazandıran F.Bahçe, bir ölü topta yeni transfer Becao’un ustalığıyla golü buldu da rahat bir nefes aldı. Ardından İrfan Can’ın golü daha da rahatlattı F.Bahçe’yi. Sonrasında basit gol yeme zaafı tur için yakalanan avantajı sıkıntılı hâle getirmişti ki, Tadic’in penaltı golü lokum gibi oldu. Yoksa bu sonuç  Maribor gibi hızlı hücumlar yapabilen bir takım karşısında turun garantisi olamazdı.

 

O yüzden rövanşta F.Bahçe daha dikkatli olmalı ve hücum zenginliği için B ve C plânlarını da düşünmeli. 

 

MAÇIN ADAMI: Becao