Ne yaptın Kartal?

Atiba’yı, tribündeki on binleri ve ekran başındaki milyonları üzdünüz, elinizdeki ikincilik fırsatını altın tepsi içinde Fenerbahçe’ye sunarak. Ne diyelim; ‘’olmadan oldum’’ bilmemeli insan kendini. Yazık!

 

Hızlı başladı çabuk teslim oldu

 

Şaşılacak şey; Gedson ve Muleka ile golleri atıp devreyi önde kapatmışsın; âlâ ama 2-0’dan maç mı verilir? Az daha teslim bayrağını çekiyordu Kartal?

 

Sakın kimse bana ‘’Futbolun içinde var bunlar’’ demesin.

 

Beşiktaş gibi kendini büyük hedeflere hazırlayan bir takım ve takımın başına yeniden gelişiyle birlikte futbol dünyamıza Güneş gibi doğan Şenol Hoca ile forma verdiği oyuncuların bu denli gaflet içinde olmaya hakları var mı, olamaz.

 

Dahası final havasındaki maçta sekiz dakikada üç gol mü yer, koca Beşiktaş takımı?

 

Maalesef! Yedi, akıl tutulması gibi bir şey bu.

 

Mert her topu içeri aldı

 

Mert’i hiç bu kadar dağılmış halde görmedim. O nasıl kalecilik öyle?

 

Sanki büyülenmiş de eli ayağı bağlanmış gibiydi. Öyle goller yedi ki; bütün sezon boyu adına yazılan methiyeleri 8 dakikada çöpe attı.

 

Yazık!

 

Tamam.. Konyaspor geriye düştükten sonra müthiş oynadı, Oğulcan, Mahir, Pozuelo jeneriklik vuruşlar yaptılar ama Beşiktaş kalesine atılan her şut gol mü olmalıydı? Sehic de kaleci nasıl direndi öyle?

 

Aferin Tayfur hep böyle ol

 

Bitmedi; Beşiktaş’ın orta sahası yol geçen hanı mı? Bu kadar pozisyon verir mi bir takım?

 

Söyle Amir bu nasıl oyun? Hele Muleka uyku hapı mı içmiş? Ya Umut Meraş’a ne demeli?

 

Şenol Hoca, Tayfur ve Maxim hamlesini yapmasa üstlerine ölü toprağı serpilmiş gibi kabullenecekti Beşiktaş yenilgiyi. Neyse ki genç Tayfur oyuna girdi de skora denge getirdi, ikinciliği değilse de prestiji kurtardı.

 

Cenk ile Aboubakar mı?

 

Ne siz sorun ne ben anlatayım.

 

Maçın adamı: Tayfur