TARİH KAYBEDENİ YAZMAZ AMA O BAŞKA
İşin sırrı kariyer başarıları, taktikleri, oyun tarzı ve felsefesiyle ilgi çekerek teknik adamlıkta basamakları hızla yükselen isimde saklı. Kim mi?
Almanya, Portekiz’e neden kaybetti? Bayern Münih’in yıldızı Jamal Musiala, Real Madrid’den Antonio Rüdiger ve Arsenal’dan Kai Havertz gibi önemli oyuncularından yoksun olduğu için mi? Ya da dünya yıldızı Ronaldo'nun Portekiz'i, olağanüstü bir ikinci yarı performansı sayesinde finale taşıdığı için mi? Her iki seçenek de etki etmiş olabilir ancak Almanya, Almanya’dır mazerete sığınamaz!
İşin sırrı kariyer başarıları, taktikleri, oyun tarzı ve felsefesiyle ilgi çekerek teknik adamlıkta basamakları hızla yükselen isimde saklı. Kim mi?
‘’Mini Mourinho!’’
İşte buraya yazıyorum… Bu adama dikkat edin… 2026 Dünya Kupası veya Şampiyonlar Ligi yakın gelecekte onu kupa kaldırırken görürseniz şaşırmayın. Henüz 37 yaşında; çalıştığı kulüplerde futbolcuya dayalı düzeni kıran, Bundesliga’da büyük başarılara imza atan yenilikçi taktikleri ve etkileyici kariyeriyle saygın, ilerici bir teknik adam o.
Avrupa Uluslar Ligi’nde Portekiz’e 2-1 kaybeden Almanya Mîllî Takımı Teknik Direktörü Julian Nagelsmann, o.
Aranızda ‘’Kaybeden adamı tarih yazmaz’’ diye düşünenler olabilir. Tam tersi de… Zaten çoğunuzun tanıdığı biri o; tekrarlayan diz ve menisküs yaralanmaları sebebiyle 20’sinde futbolu bırakmak zorunda kaldığı için de değil bu tanışıklık.
U-17 ile başlayan, U-19’la devam eden Hoffenheim, Leipzig ve Bayern Münih’teki futbolcuya dayalı düzeni yıkan uygulamaları sonucu elde ettiği DFL Süper Kupası, Bundesliga şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finaliyle Alman Milli Takımı’nda zirveyi yaşayan biri Nagelsmann.
Nagelsmann, gençlere fırsat verir. Beklere orta sahayı desteklemek için özgürlük tanır. Taktikleri esneklik ve yüksek pres üzerine diziliş olarak 3-5-2, 3-4-3. 4-2-2-2 ve 4-2-3-1 pek çok farklı formasyon kullanır. Rakiplere göre değişen akıcı oyunu tercih eder. Geriden oyun kurmaya ve dikey paslarla alandan yararlanmaya odaklanır. Dinamik kanat beklerinin "joker" genişlik sağladığı, orta saha oyuncularını aşırı yükten korumak adına pozisyon oyununu seçer. "joker"leri hücumda rakiplerin oyun kurmasını bozmaya yönelik ek forvet olarak değerlendirir. Orta sahaya pas yollarını engellemek için baskı yapar ve sayısal yüklenmelerle ve top kayıplarına zorlamak için öne iter. Savunma geçişlerinde, topu düzenli, çok hızlı şekilde hücum eden kanat bekler, forvetleri yarı boşluk alanlarında serbest bırakmaya çalışır.
Ana prensip, ‘’Topu kazan ve hızlı gol at’’ yaklaşımıdır.
Ne var ki; bu anlayış, UEFA Uluslar Ligi yarı finalinde Portekiz karşısında zaferi getirmedi. Niye?
Nagelsmann, genelde pivot olarak Joshua Kimmich ve Leon Goretzka'yı kullanarak 4-2-3-1 dizilimini tercih ederdi. Çoğunlukla Coman'ı sağda, Sané'yi solda oynatmayı tercih etti ve Thomas Müller, Polonyalı forvet Lewandowski'nin arkasında 10 numara olarak görev yapardı. Bu defa öyle olmadı. Portekiz karşısında 4-2-3-1 yerine Nagelsman 3-4-3’ü tercih etti ve pres perspektifinden bakıldığında, forvet ve orta saha oyuncuları presi, yüksek defans hattının destekleyemediler. Yüksek top kazanmalarında başarılı olamadılar. Halbuki dörtlü defans, iki tutucu orta saha, bir 10 numara, iki kanat oyuncusu ve tek forvetten oluşuyordu, 4-2-3-1 dizilişinde. Oyun kurma aşamasında Toni Kroos kanatlara veya rakip defans hattının arkasına uzun paslar atarak topla geçişi kolaylaştırırdı, o da emekli oldu. Kimmich, Goretzka Pavlovic Andrich ve Mittelstadt oluşan orta saha Portekiz’e karşı o baskıyı kuramadı. Sane ve Wirtz’in gayreti de Woltemmade’yi coşturamadılar.
Ancak çok uzak olmayan bir gelecekte şüphesiz Almanya düzenli takımda yer alacak yetenekli gençlerle Nagelsman liderliğindeki yeniden ses getirecek takım olacak.