İşsizlik meselesi çözüm bekliyor...

A -
A +

İşsizlik problemi, uzun zamandan beri ülke gündeminin birinci maddesine oturmuş durumda... 2001 krizinin şimdiye dek süren en yakıcı etkisi işsizlik. İstatistik hesaplarda, zaman zaman farklı rakamlar verilse de netice değişmiyor. Halen yüzde 16 gibi tahammülü mümkün olmayan bir seviyede seyreden işsizlik, bugün için çözüm bekleyen en acil konu olarak önümüzde durmaktadır. "Beyaz yakalı" denilen eğitimli kesimde, her üç kişiden birinin işsiz olduğu anlamına gelen yüzde 32'lik oran, gerçekten ürkütücü bir tablo. Hükümetin bir buçuk yıllık icraatı çerçevesinde, ekonomide makro dengelerde önemli düzelmelerin olması elbette sevindirici ve ileriye dönük olarak ümit verici. Ancak öteden beri sosyal yönünün eksik ve zayıf olduğu belirtilen IMF programına bağlılığın bazı sosyal iyileştirmeleri engellediği bir gerçek. Hükümetin bu program hükümlerine rağmen yapmaya kalkıştığı birtakım sosyal takviyeler bile sancılara sebep oldu... Başbakan Erdoğan, önceki gün AK Parti grubunda yaptığı konuşmada, "Bundan sonra halkın yüzünü güldürecek projeler"in hızla hizmete sokulacağını söyledi. Gerçekten halkın bu yöndeki beklentisi büyük. Ve bu aynı zamanda, iktidara şimdiye kadar verilen kredi ile de birebir bağlantılıdır. Hükümetin ne yapıp yapıp, mümkün olan en kısa zamanda, ekonomik sıkıntı içindeki kesimleri rahatlatacak bir tedbirler paketini yürürlüğe sokması, her şeyden daha mübrem hale gelmiştir. Başbakan partsinin grup konuşmasında, yatırımların yeterince gerçekleştirilemediğini ve bundan ötürü duydukları sıkıntıyı dile getirdi. Enflasyonun ve faizlerin önemli oranda düşmesi, ihracatın artması, bütçe dengelerinde ciddi düzelmelerin meydana gelmesi, genel anlamda istikrar ve güven duygusu veriyor olsa da, özellikle dar gelirli ve işsiz kesimin durumunda beklenen seviyede bir etkisi olmamıştır. Bunun için reel sektör denen üretici kesime ve istihdam meydana getirecek yeni yatırımlara ciddi ağırlık verilmesi şart. Zira yoksulluk bir kısım insanlarımız için dayanılmaz boyutlarda! İki gün önce TGRT haberlerinde verilen bir aile dramı, bu alandaki binlerce, belki onbinlerce örneğinden sadece birisi... Muş'tan İstanbul'a gelerek kapıcılıkla maişetini temin eden Emin Çelik, çalıştığı sitedeki işini kaybedince büsbütün çaresiz kalmış. Artık karnını doyuramadığı iki çocuğunu, son çare olarak bir aileye evlatlık vermek istiyor! Ama buna ne annenin yüreği elveriyor, ne de sekiz yaşındaki gözünden yaş eksik olmayan Elif'in... Baba ne yapsın?! O gün sadece kuru ekmekle kifafı nefs yapmaya çalıştıklarını, iki yaşındaki Yaren'e süt içiremediklerini o da hıçkırıklarla söylüyor. Baba Elif'e, Elif de kardeşi Yaren'e sarılıyor... Emin Çelik gibi çaresizliğe düşmüş nice aile reisleri var ki, seslerini bile duyuramıyor. Evet, Türkiye'de fakirlik ve işsizlik ürkütücü boyutlarda. Mevcut hükümet bu tablonun sorumlusu olmamakla birlikte, bundan böyle siyasi otorite olarak buna çözüm bulmak zorunda. Ülke kaynaklarını yıllarca israf eden veya gerektiği gibi kullanmamayıp insanlarımızı bu durumlara düşüren bir kısım eski politikacılar da hâlâ böbürlenip dolaşsınlar. Ve bunca yıl memleketin önünü tıkamaları yetmemiş gibi, koltuklarında oturmaya devam etsinler, bir şekilde kaldırılanlar da geri dönüp aynı teranelerine devam etsinler... Ama bebeğine süt alamayan ailelerden oy alabilirlerse tabii!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.