Bu vedalar, hayırlı değil!

A -
A +

Bir şey oldu…

 

Gözlerimizi bir açtığımızda dünyanın değişmiş ve insanoğlunun da çoktan dönüşmüş olduğunu gördük. Bu değişim ve dönüşüm öyle hızlı öyle sessiz ve öyle derin gerçekleşmiş ki her birimiz “yedi uyuyanlar” kabilinden gözlerimizi ovuşturuyoruz.

 

Biz önce kadim kültür ve geleneklerimizi yitirdik.

 

Apartman katlarına sıkışan ruhumuz erbabı önce komşuluk ilişkilerimizi rafa kaldırdı! Kendi kendimize yedik içtik, sohbet ve muhabbet ettik! Sonra baktık ki insan toplumsal bir varlık ve "yalnızlık Allah’a mahsus", bereket versin sosyal medya yetişti imdadımıza! Tası tarağı topladık sosyal medyaya yerleştik! Ve o sonsuz, karanlık, karmaşık labirentte kaybolduk. Kendimizle vedalaştık!

 

Sosyal medyanın karanlık labirentlerinde dolaşırken ne çok yabancı yüzle dostluk ve ahbaplık kurduk. Kapı komşumuza bir selamı çok gören nefsimiz bu karanlık ve soğuk sokaklarda kendine yandaş, candaş ve yardakçı bulmanın arzusuyla aklına her ne geldiyse buracıkta söylemeye başladı. Sır ve ar perdesini kaldırdı insan. Utanma, arlanma, mahrem duygusu nereye gitmişti ki? Boşuna arayıp duruyorduk zira biz burada mahcubiyet duygusunu çoktan yolcu etmiştik… Ahlakımızla vedalaştık!

 

Ticarette büyük vurgunlar yapmanın püf noktalarıyla tanışan esnafımız artık az koyup çok kaldırmanın hazzına erişmiş, parasına para katıyor, semirdikçe daha fazlasını istiyordu. Bir evi olan ikinciyi, beş evi olan yedinciyi istiyor, kira bedellerini devletin emekçiye verdiği zam oranına endeksliyor ve fakir fukaraya, evi olmayan kiracıya zam yağdırıyordu!

 

Bunun içinde Kontes Ayten, Monşer Ferit, Hacı Mehmet Efendi, Zekiye Hanım, Firdevs Hanım da vardı! Hepsinin ortak derdi daha fazla para, daha fazla refah, daha fazla birikim ve zenginlikti! Yürek zenginliği, merhamet ve vicdan naftalin kokulu sandıklara saklanmış ve mazide kalmıştı. Vicdanımızla vedalaştık!

 

Nefis doğurgan ve savurgandı…

 

Gözü açılan insan, elindeki her şeyi milyonla çarpmanın şehvetiyle her yolu mübah görünce bütün kapalı kirli kapılar, yasaklı bütün yolların da önü açıldı! Her şeyin ama her şeyin sahtesiyle tanıştık! Doktorun sahtesi, avukatın sahtesi, öğretmenin sahtesi; diplomanın, peynirin, etin, kılık kıyafetin, sebzenin sahtesiyle yüzleştik! Çünkü pazar yerindeki gerçek insanı sahneden indirmiş yerine sahte bir insan koymuştuk! Artık sahte insan, bütün değerleri pervasızca yağmalıyordu ve bizler seyre dalıyorduk! Öylesine boş, öylesine çaresiz, öylesine lakayt… Aklımızla vedalaştık!

 

Elin adamları toplumsal meselelere ivedi çözümler ararken bizim başka işlerimiz vardı! Bin yıldır bu topraklarda “Eğitim sorunu” kelimesini ağzımıza sakız etmiş bütün suçu eğitim camiasının sırtına yükleyip duruyorduk çünkü! Oysa çok büyük bir insan kirlenmesi vardı bu topraklarda. Aile hem manen hem de maddeten kılık kıyafetini değiştirmiş, töresini unutmuş ve sarsılıyordu… Mahkeme koridorlarında yıkılan yuvaların sayısını ve çetelesini tutmanın anlamını bile yitirmiştik zira anneyi kafeye, babayı cefaya, çocukları sefaya göndereli çok olmuştu… Aile ile vedalaştık!

 

Gıda terörü, ahlak terörü, kira terörü, sosyal medya terörü, enflasyon terörü, trafik terörü derken dört bir yandan kuşatılmış durumdayız. Hem ruh sağlığımız hem de akıl sağlığımız bu terör enflasyonunun etkisinde. Sokaklarımız güvenilir ve tekin değil! Dolandırıcılık çağın vebası gibi gün geçtikçe alevleniyor! Asayişle vedalaştık!

 

Ekonomik, sosyolojik ve psikolojik buhranlarımızı bir an önce çözüme kavuşturmak zorundayız. Bu açmazlarımız için de belki mecliste partilerüstü bir komisyon kurulmasında fayda var! Sosyolojik buhran, bir toplumu içten içe çürütüp yok eden en güçlü etkendir.

 

Hasılı öyle çok derdimiz ve tasamız var ki!

 

En önemlisi de bu sayısız terör girdabı içinde ne kaybettik biliyor musunuz?

 

Yüreğimizdeki huzur ve güvenle vedalaştık!

 

 

 

Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.