Terim'in dama taşı gibi oynadığı G.Saray dün gece yine değişik isimlerden kuruluydu... Ayhan ve Sarr kulübede, Emre ile Suat sahada... Sezon başından beri bir türlü özlenen Hasan Şaş olamayan Dünya Kupası yıldızı ise affa uğramış, o da ilk 11'de... Ümit Karan, Christian'ı kesmiş kenara itmişti bu defa... İşte G.Saray geceye böyle yenilik, böyle makyajla başladı... Barcelona'ya üstelik evinde 2 gol çakmış, 3.'sünü de boş yere harcamış Brugge hiç de boş takım değildi... G.Saray'ı öylesine etüt etmişler ki, bizim şampiyonun yapamadığını onlar yapıyordu... G.Saray'a asla geniş alan bırakmayan, güçlü preslerle top peşinde koşturan Brugge neredeyse işi ilk yarıda bitiriyordu... 8. dakikaya gelindiğinde kaçırdıkları 2 gol pozisyonu için şükürler olsun dedik... 30. dakikaya kadar da sarı-kırmızılı takım bir saniye olsun nefes alamadı... Devrenin sonlarına doğru ise Arif'in ve Ümit'in kaçırdıkları hem bizi, hem tribünleri hevese getirdi... Ama heyhat.. Terim, Suat ve Emre tercihinde tam isabet kaydederken 45 dakika sahada kalan Hasan Şaş'ta yine yanıldı... Hasan inatla, "Oynamam" diye diretiyor nedense... Futbolunun en gelişmiş noktasında ne yazık ki ortaya koyduğu futbol buram buram bencillik kokuyor... Bizim bildiğimiz Fatih Terim, Hasan defterini bir daha kolay kolay açmaz... Dün gecenin bir diğer hayâl kırıklığı ise Felipe'ydi... Bu Brezilyalı sadece arada bir pas attı ama asla almak için gayret sarfetmedi... Sanki bizlere aklı sıra "durarak futbol nasıl oynanır" diye ders veriyordu... Sırtındaki 10 numara dün gece Felipe'ye çok bol geldi... İkinci yarıya Baliç takviyesi ile başlayan G.Saray'da yine birşey değişmedi... Ha Hasan, ha Baliç... Hagi'nin G.Saray'a yıllar önce aldırmak istediği Stoica'nın organizatörlüğündeki Brugge, sarı-kırmızıların hızını iyice kesti... Tribünler "Dağ başı"nı yeri göğü inletircesine söylüyor ama sahadakiler çubuk tüttürüyordu... Ahlar-vahlar arasında Şampiyonlar Ligi'nde bir kahır gecesinde yine ömür tükettik... Bu G.Saray, "tam yol ileri" gideceğine, "Uygun adım geri" gitmeye inatla devam etmeyi ne kadar sürdürecek bakalım?