Bugün Kurban Bayramının ikinci günü

A -
A +
Bilindiği üzere kurbân ibâdeti, dünyâya gönderilen ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem'den (aleyhisselâm) beri bilinen ve yapılagelen bir ibâdettir.

Takvîmlere göre, dün idrâkiyle şereflendiğimiz "Arefe günü", İslâm dîninin kıymet verdiği günlerdendir. Müslümânlar her yıl, "Ramazân ayı"nda ve "Arefe günü"nde günâhları afv edildiği için sevinirler, sürûrları avdet eder, tekrâr gelir. Bundan dolayı, Ramazân ayını takip eden Şevvâl ayının ilk üç gününe ve Arefe gününü takip eden Zilhiccenin 10-13. günlerine "îd" denilmiştir ki, Arapça olan bu kelime Türkçede "bayram" demektir.
Malûm olduğu üzere, bayram günleri, günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği, yoksulların sevindirildiği günlerdir.
İçerisinde bulunduğumuz Arabî aylardan Zilhicce ayıhicrî-kamerî senenin son ayı, harâm ayların 4.sü, hac aylarının da 3.südür.
Alî Cürcânî ve İbrâhîm Halebî'nin (rahmetullahi aleyhimâ) ifâde ettiklerine göre, İslâmiyet'ten evvel ve İslâmiyet'in ilk zamanlarında, kamerî sene aylarından Muharrem, Recep, Zilka'de ve Zilhicce aylarında harp etmek harâm idi. İslâmiyetten evvel Arablar, Muharrem veya Receb aylarında harp edebilmek için, ayların yerlerini değiştirir, ileri veya geri alırlardı. Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı Hakîminde, "nesî"nin [ayların yerlerini değiştirmenin] küfür olduğunu beyân buyurarak bunu şiddetle yasaklamıştır.
Peygamber Efendimiz de, "Vedâ hutbeleri"nde "nesî"nin [ayların yerlerini değiştirmenin] kalmadığı husûsunda; "Ey Eshâbım! Haccı tâm zamânında yapıyoruz. Ayların sırası, Allahü teâlânın yarattığı zamandaki gibidir" buyurmuştur.

İKİ DÎNÎ BAYRAMIMIZ

Bilindiği üzere kurbân ibâdeti, dünyâya gönderilen ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem'den (aleyhisselâm) beri bilinen ve yapılagelen bir ibâdettir.
Hicretin ikinci yılında, Müslümânlara bedenî ve mâlî ibâdetlerden bazıları emredildi. Hicretin 2. yılında Zilhicce ayında, Kurbân kesmek ve bayram namazı kılmak vâcip oldu. Bilindiği gibi Kurbân, mâlî bir ibâdettir. [Peygamberimize farz, Hanefî mezhebine göre ümmetinden şartları taşıyanlara vâcib, diğer 3 mezhebe göre ise sünnet-i müekkededir.]
Hem Fıtır (yani RamazânBayramı, hem de Adhâ (Kurbân) Bayramı, Allahü teâlânın, ümmet-i Muhammed'e ihsân buyurduğu iki dînî bayramımızdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz: "Allahü teâlâ, size, Câhiliye döneminden kalma bayramlardan hayırlı/daha iyi iki bayramı (Ramazân ve Kurbân Bayramlarını) ihsân etti" buyurmuştur.
Yine Sevgili Peygamberimiz: "Ramazân bayramı, Kurbân bayramı ve teşrîk günleri, biz ehl-i İslâmın bayramıdır; bugünler yeme ve içme günleridir" ve
"Ramazân bayramında namaz ve sadaka-i fıtır, Kurbân bayramında ise, namaz ve kurbân vardır" buyurmuşlardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.