“2 yerine 7 yazmışsın sen!..”

A -
A +
“İtiraz edip düzeltilmesini isteyince, benim dilekçeye 7 yazmış olduğumu söylediler.”
 
 
Dairenin ilgili memuru "iyi hal kâğıdı" vermek için alacağı bağış için yırtık çantayı bahane edince saf vatandaş da bahaneyi anlamayıp diyor ki:
“Tamam memur bey, verin de diktirip geleyim!..”
Çantayı alıp tamir ettirmek isteyince ilgili memur çileden çıkmış:
"Bırak çantayı be adam! Biz bilmiyor muyuz onu diktirmesini! Sen bağışını yap bağışını!"
Bu ve benzeri acı veya komik durumlar pek çok resmî kurumda yaşanıyordu...
Bir başka örnek olarak da, belediye emlâk vergi dairesinde yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.
1970 yıllarında, herkesin yaptığı gibi, biz de o zamanın Alman parası olan 5000 Mark’ın üstündeki bir parayı bozdurarak, ileride ev almak veya yaptırmak amacıyla Emlâk Bankası'na yatırdık. Yatırdığımız para on iki bin beş yüz liraydı.
Bize bir yıl sonra, 37.500 lira kredi vereceklerini söylediler. Bir yıl sonra, alacağımız krediyle ev alınamayacağını görmüştük. Bunun üzerine, yatırdığımız para kadar bir parayı daha, yine döviz bozdurarak bankaya yatırdık.
Aradan bir sene geçti. Evler yine pahalandı. Biz yine döviz bozdurarak, mevduatımızı yükselttik. Bunun karşılığında, banka da açacağı krediyi yükseltti.
Bu oyun, tam on yıl, aynı senaryoyla sürdü. Ne yaparsın, çark böyle kurulmuş, böyle sürüyordu.
1981 yılında, aldığımız bir arsaya ev yaptırmak için başvuruda bulunduk. Banka toplamı 100 m²’yi aşmasa bile, iki katlı yapılara kredi veremeyeceğini, onun için projedeki katlardan birisini iptal ettirmemizi; belediye imar müdürlüğü ise, iki kata uygun bir yerde, tek katlı bina yapılamayacağı için ikinci katı iptal edemeyeceğini söyledi.
Sıkıntıyı bir türlü çözemiyorduk.
Ayrıca, eğer biz dövizleri hiç bozdurmadan bankaya koymuş olsaydık, bize açılacak olan kredinin birkaç misli değerinde olacağını, buna rağmen, kredi, yani borç para için, içine düştüğümüz hazin duruma da çok üzülüyorduk.
Aylar geçiyor, ne banka, ne belediye bize anlayış gösteriyordu! Sonunda sorun çözüldü; ama nasıl olduğunu bana hiç sormayın!..
Ev inşaatını büyük zorluklarla, borç ve harçla 1982 yılı haziran ayında bitirdik. Cins tahsisi yani, Demirci Kara Mahallesi 1574 ada 2 numara parselin arsadan binaya dönüştürülmesi için, belediye emlâk vergi dairesine dilekçe verdim.
Bana verilen cevapta, 2 yerine 7 yazmışlardı. Buna itiraz edip düzeltilmesini isteyince, benim dilekçeye yedi yazmış olduğumu söylediler. Gel de çık işin içinden!.. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.