"Hey gidi gençliğimin Lami Ağası"

A -
A +

"Belki de şimdilerde böyle ağalarımızın olmaması sebebiyle huzursuz ve mutsuzuz ne bileyim..."


Dost ziyareti denilince hatırıma geldi Lami Ağa...
Ne muhterem bir insandı bir bilseniz... Yaşadığı beldeyi bırakın o civarda adını duymayan yoktu. Yediden yetmişe herkes ondan söz ederken saygıda kusur etmemeye dikkat ederdi. Ne zaman bir anlaşmazlık oldu gidip Lami Ağa'dan yardım istenirdi. Herkes derdini Lami Ağa'ya anlatır o kime hak verirse öteki de kabul ederdi.
Çünkü her ikisi de bilirdi ki Lami Ağa asla babasının oğlu olsa taraf tutmazdı... Yanlış var ise yanlışından dönecek kadar erdem sahibiydi. Kendinden büyüklere saygıda kusur etmezdi. Kadınlara değer verir, onlara kaba davranan her kim olursa olsun karşısında dururdu...
Nerede bir borçlu var ise gidip borcunu öder, ya da bir imece ile onun borcuna çözüm yoluna giderdi... Düğünde evleneceklere kol kanat gererdi...
Belki de şimdilerde böyle ağalarımızın olmaması sebebiyle huzursuz ve mutsuzuz, ne bileyim... Çevrede herkesin saygı duyacağı, herkesin güveneceği herkesin sığınacağı yöresel bir beyin, bir ağanın bir efenin olmaması ne üzüntü vericidir...
Hey gidi gençliğimin Lami Ağası hey...
Hani derler ya, "neydim ne oldum ne olacağım..." Lami Ağa'nın hanımı vefat etmiş. Yıllar sonra Lami Ağa, evinde bir can şenliği olması dileğiyle yeniden evlenmiş...
Duydum ki Lami Ağa hasta imiş... "Bir ziyaretine gideyim" dedim... O dağ gibi adam erimiş, yatağında bir kuru dal gibi yatıyordu... Yüreğim sızladı o hâle... O beni tanımadı, çünkü çok değişmiştim. Yıllar geçmişti aradan... Ben ise onun kurumuş ve elmacık kemikleri çıkmış yanaklarının üzerinde duran kartal bakışları, feri sönmüş olsa bile tanıdım...
Hasta yatağında yatan Lami Ağa'ya hizmet etmek durumunda olan hanımının hâl ve hareketleri dikkatimi çekti... Kadın yataktaki o aciz insana kerhen bakıyor, hatta belki biraz ayıp olacak ama biraz tapalıyordu. Dayanamadım... Şeyh Edebali'nin vasiyetini hatırladım. Diyordu ki:
"Üç kişiye acı; cahiller arasında âlime, zenginlikten fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene..."
O kısa süren ziyaret sonunda kendimi tutamadım:
"Kusura bakma yenge hanım ama bu insan sıradan bir kimse değil, o bir Lami Ağa'dır. Ona Ağa gibi davran olur mu?" dedim.
Kadın sözümden bir şey anladı mı? Lami Ağa'ya ne oldu bilemiyorum. Ama itibarlı iken böbürlenen veya itibarını kaybeden bir kimse gördüğümde, Lami Ağa'nın heybetli günleriyle yataktaki o aciz günleri gözlerimin önüne gelir...
       F.D.-Ordu
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.