O da iftara gelmişti. İkimiz birlikte iftar ettik. İftardan sonra “teravih kılalım” diye tembihte bulundu...
İş yerinden ramazanlık olarak bir miktar kırmızı et vermişlerdi. Allah razı olsun, o aralar elim biraz dardaydı ve bu yardım iyi denk gelmişti.
Eti getirip hanıma verdiğimde bir hayli sevindi. Dedim ki:
“Al hanım ramazan ayındayız, akrabayı eşi dostu iftara davet ettiğimizde yemeklerin içine azar azar katar, bu şekilde eti değerlendirirsin...”
Annem, yeni evli kardeşimle birlikte kalıyordu. Annemi ve diğer kardeşlerimi iftara davet ettik. Yemekler yenirken annemin tabağındaki az miktardaki o eti iştahla yediğini görünce içim sızladı. Uzun zamandır etli yemek yemediği anlaşılıyordu.
Herkes evine gittikten sonra hanıma durumu anlattım:
“Hanım biz bu eti ramazan boyunca az az kullanalım diye karar almıştık ama ben kararımı değiştirdim. Elimizdeki etlerin hepsini yarın pişir ve sadece annemi çağıralım. Annem de siz de yemeği doya doya yiyin” dedim.
Ertesi gün annemi tekrar iftara davet ettik. İştahla yemekler yendi. Annem memnun bir şekilde çok dua ederek bizden ayrıldı...
O gece rüyamda, sağken göremediğim, dinimi öğrenip yaşamama sebep olan kaynakların sahibi, başta "Seadeti Ebediyye" kitabını yazan ve birçok Ehl-i sünnet âliminin kitaplarını tercüme eden, büyük İslâm âlimi merhum Hüseyin Hilmi Efendiyi “rahmetüllahi aleyh”i gördüm.
O da iftara gelmişti. İkimiz birlikte iftar ettik. İftardan sonra “teravih kılalım” diye tembihte bulundu. Gerisini hatırlamıyorum.
Uyandığımda neşeme diyecek yoktu. Annemin duasını almış çok din büyüklerini rüyamda görmüştüm.
Bir şeyi anladım ki, rızık temini için çalışan biz erkekler gerek iş yerlerindeki yemeklerde, gerekse canımızın istediklerini dışarıdan alıp nefsimizi köreltiyoruz. Biz de sanıyoruz ki evdekilerin de canları bir şeyler istemiyor.
Oysa öyle değil, geçim sıkıntısı çekmeyelim diye bize acıdıkları için bir şey istemiyorlar.
Onların bu fedakârlığı ise bizlerin ihmalkârlığına sebep oluyor. "Seadeti Ebediyye"de yazıyor ki:
“Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Gazâ için sarf edilen, köle azat etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarf edilen altınların en üstünü ve sevâbı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevabıdır.”
İbnî Sîrîn “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki: “Hiç olmazsa haftada bir kerre tatlı yedirmelidir.”
Emre Kom/Erzurum