Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti -3-

A -
A +
Kıbrıs, eski İngiliz kolonisi olmasından dolayı, KKTC’de de trafik akışı soldandır. Türkiye’de Orman ve Su işleri Bakanlığı'na bağlı "Meteoroloji Genel Müdürlüğü " mevcutken, KKTC'de, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı "Meteoroloji Dairesi" bulunmaktadır. Ülkemizde genel müdürlük düzeyindeki birçok kurum, KKTC'de "daire" sıfatını taşımaktadır. (Telekomünikasyon Dairesi diğer bir örnek) Türkiye'de "Emniyet Müdürlüğü", "Emniyet Genel Müdürlüğü" mevcut iken KKTC'de "Polis Müdürlüğü", "Polis Genel Müdürlüğü" bulunmaktadır.
Yine KKTC'de hiçbir şehirde valilik yoktur. Girne, Lefkoşa, Gazimağusa gibi şehirlerin mülki idare amirlikleri “kaymakamlık”tır. Şahsi kanaatimce, bu üç şehirle beraber Güzelyurt'a valilik kurulmalıdır. Başkent Lefkoşa, yaklaşık Bergama büyüklüğünde 60-70 bin nüfuslu bir şehirdir. Genellikle, Türkiye'de adalı (dönel) kavşaklara "meydan" denilirken, KKTC'de "Çember" denilmektedir. (Lefkoşa Çemberi gibi)
Yine Lefkoşa'nın Türk tarafında, "Büyükşehir Belediyesi" kabul edebileceğimiz Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) bulunmaktadır. Küçükkaymaklı, Gönyeli gibi alt belediyeler (tıpkı bizdeki metropol ilçe belediyeleri gibi) mevcuttur.
Ne acıdır ki uluslararası kodu ECN olan Ercan Havalimanı uluslararası anlamda tanınmakla birlikte Türkiye dışına direkt uçuşa izin verilmemesi, müthiş bir turizm potansiyeli olan KKTC'nin turizmini olumsuz etkilemektedir. Tabii, olumsuz dış propagandalar da cabası...
Memleketim Balıkesir (Türkiye) olduğu için, dikkatimi çeken bir şey, KKTC'de, yol kavşağında tabelasını okuduğum "Balıkesir" isimli köydür. Yine "Edremit", "Paşaköy" gibi isimleri olan yerleşim birimleri de bulunmaktadır. KKTC'deki bazı ana yollar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızca duble yol olarak inşa edilmiş, ülkemizden deniz altından büyük borularla içme ve kullanma suyu aktarılarak KKTC barajları vasıtasıyla halkın kullanımına arz edilmektedir. Devletimiz ve KKTC devleti sayesinde oradaki soydaşlarımız huzur ve güven içinde yaşamaktadır. Bu huzur ve güvenin daimi olması temennilerimle...
          Burak Elitez-Balıkesir
 
 
ŞİİR
 
        İstanbul’un baharı yoktur
 
Baharı böcek bilir, oynar sümbül dalında
Karıncalar telaşta, yol alır gül dalında
Bir gizli aşka, nağme okur bülbül dalında
Eskiler, İstanbul'un baharı yoktur derler
 
Boğaz seyrine çıkmış, zevk-i temaşa duyan
Üç günlük ömür için başın sallar erguvan
Lalelerle güzel günler görse de Emirgan
Eskiler, İstanbul'un baharı yoktur derler
 
                                     Rıdvan Üzel
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
MUKADDES EMANETLER: Emânât-ı mukaddese denilen bu terim, güzel dinimiz İslâm dini ve tarihi bakımından büyük önem taşıyan, Peygamber efendimize ve diğer din büyüklerine ait bazı kıymetli kişisel eşya ve hâtıralara verilen isimdir. Mukaddes emanetlere örnek verilmek istenirse: Hırka-i Saadet, Seyf-i Nebevî, Nâme-i Saadet, Mühr-i Saadet, Dendân-ı Saadet, Lıhye-i Saadet, Nakş-ı Kadem-i şerîf, Sancak-ı şerîf, Teyemmüm taşı gibi emanetlerdir...
Mukaddes emanetlerin Osmanlı Devleti'ne geçişi Yavuz Sultan Selim Han'ın 1517 tarihinde Mısır'ı fethedip halife unvanını aldığı sırada olmuştur. Mısır'dan getirilen ve Suriye, Filistin, İran'dan toplanan diğer emanetler Topkapı Sarayında önce iç hazineye kondu. Sonra Has Oda'ya alındı. Hırka-i Saâdet dairesi kurulunca, bunların saklanması ve bakımları özel usule bağlandı. Yavuz Sultan Selim Han, Mukaddes emanetlerin korunmasını "kırklar" diye bilinen Has Odalılara vermişti. Kırk kişiden meydana gelen Has Odalılar, Hırka-i Saadet dairesinde nöbet tutar, burada devamlı Kur'ân-ı kerîm okurlardı. Kaynak: Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.