Teknoloji ve mutluluk -2-

Yıllar önce, herhangi bir konuyu araştırmak için kütüphanelerde binlerce cilt eser arasından istediğimizi bulmak için saatlerce araştırma yaparken, şimdi birkaç tık ile istediğimiz bilgilere internet üzerinden ulaşabiliyoruz. Tabii ki bilgi kirliliğini ve art niyetli, yalan haber/kaynaklara ulaşma riskini de nazar-ı itibara alarak.

1994 yılında cep telefonları çıktı, o zaman için lüks ve pahalıydı. Şimdi ise tamamen "olmazsa olmaz" bir ihtiyaç hâline geldi. Ev telefonları yok denecek kadar azaldı. Hem haberleşme, hem de internet/bilgisayar işlevlerini yerine getirebilen akıllı telefonlar yaygınlaştı. Ancak, bayramlarda, cep telefonunun rehber listesindeki herkese topluca gönderilen soğuk bir "Bayramınız mübarek olsun" mesajı, yüz yüze bayramlaşmanın, bayram tebriki göndermenin ya da sabit/mobil telefonla bayramlaşmanın tadını vermemektedir. Açıkçası, beni mutlu etmemektedir. Kişiye özel bir mesaj gönderilse bile, kanaatimce onun da yüzü soğuktur. Şu da bir gerçek ki, internet ve cep telefonları, dolandırıcılığın artmasına da sebep olmuştur.

Tekstil sektörünün ve deri, kauçuk vs. malzemeleri işleyen teknolojilerin, makarnaların gelişmesiyle giyim ve ayakkabı, çanta vb. gibi ihtiyaçlara ulaşmak kolaylaşmıştır. Her keseye uygun, kalite, ebat ve modelde, bunları temin etmek mümkün hâle gelmiştir.

Yine günümüzde, bir düğmeyi çevirince yanan, hem evi ısıtan, hem de mutfak ve banyonun sıcak su ihtiyacını karşılayan doğalgaz kombileri ya da kalorifer sistemleri; doğalgaz ile çalışan mutfak ocakları mevcuttur. Otomatik çamaşır makineleri, her çeşit çamaşırı programladığımız şekilde yıkamakta, hatta kurutmaktadır. Tabii, bunlara sahip olmak, işlerimizi kolaylaştırması, genç-yaşlı herkes için ayrı bir mutluluktur.

 

 

 

 

 

Nasıl methedeyim güzelliğini

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

Renkten renge dönen özelliğini

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

 

Dört mevsimi bir arada yaşarsın

Irmak olur vadileri aşarsın

"Süper güç" olmaya her an koşarsın.

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

 

Gören âşık olur ovalarına

Bahçelerde açan ayva narına

Erzurum’da palandöken karına

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

 

Osmanlıdan bana bir yadigârsın

Ülkeler içinde bir tek sen varsın

Kendini bilene namussun arsın

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

 

Sana yan bakana yazıklar olsun

Yüzüne gözüne topraklar dolsun

Tutmasın dizleri yollarda kalsın

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

 

Hasipoğlu’m ne söyleyim ne deyim

Vatan aşkı ile her dem böyleyim

Gel uğruma öl der isen öleyim

Bir eşin benzerin yoktur Türkiye’m.

 

 

 

 

 

 

İBADET NEDİR? İbadet, bizi ve bütün mevcudatı yoktan var eden, her an varlıkta durduran, görünür ve görünmez kazalardan, belâlardan koruyan ve her an çeşitli nimetler, iyilikler vererek yetiştiren Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, yerine getirmektir. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olan Peygamberlere, evliyaya, âlimlere özenmektir, uymaktır. İnsanın, kendisine sayısız nimetleri gönderen Allahü teâlâya, gücü yettiği kadar şükretmesi, insanlık vazifesidir. Aklın emrettiği bir vazife, bir borçtur. Fakat insanlar, kendi kusurlu akılları, kısa görüşleri ile Allahü teâlâya karşı şükür, saygı olabilecek şeyleri bulamaz. Şükretmeye, saygı göstermeye yarayan vazifeler, Allahü teâlâ tarafından bildirilmedikçe, övmek sanılan şeyler, kötülemek olabilir. İşte, insanların Allahü teâlâya karşı kalp, dil ve beden ile yapmaları ve inanmaları lazım olan şükür borcu, kulluk vazifeleri, Allahü teâlâ tarafından bildirilmiş ve Onun sevgili Peygamberi tarafından ortaya konmuştur. Allahü teâlânın gösterdiği ve emrettiği kulluk vazifelerine “İslamiyet” denir...