3 Ekim hazırlıkları

Brüksel'de Türkiye üzerinde çekişmeler sona erecek gibi değil. 26 Eylül'de yapılacak AB dış işleri bakanları toplantısına ertelendi. Bana göre Kıbrıs üzerinde, gemileri yakmak derecesinde durduğumuz teşhis edildi. Türkiye konusunu iç politikalarında kullanmaktan vaz geçmiyecekmiş gibi görünen devletler, bu konuda Ankara'yı şaşırtıp başka tavizlere razı etmek istiyorlar. Türkiye'nin istikbali pahasına, Kıbrıs'ı savunacağımızı anladılar. Kıbrıs Rum gemilerine limanlarımızı münasip tarihte açmayı kabul etmemiz, sonra onların da limanlarını, hava alanlarını açmaları için bastırmak, doğru politikadır. Türkiye'de de Kıbrıs üzerinden AB ile anlaşmazlık oluşturup iktidarı vurmak hevesleri vardır. Kiralık adamların halifelik maskaralıkları, otobüslere doluşup Anadolu'da olay çıkarmaya heveslenmeleri ne demektir? Türk'ün damarına basıp dünyaya teşhir etmek, bunun yanında iktidarı hırpalamak, seçime zorlamak istekleri bellidir. Seçimde ne olacaktır? Milliyetçi Hareket Partisi, güç kazanarak Yüce Meclis'e girecek, iktidara katılabilecek, hattâ 3 Ekim'de Brüksel üzerinden AK Parti vurulabilirse, iktidarı bile kazanabilecektir. Halbuki yukarıda andığımız çeşitten tertiplere giren, hevesler besleyenler, Milliyetçi Hareket Partisi'ni günahları kadar sevmezler. Milliyetçileri, 1980'deki gibi ezmek isterler. Bu bakımdan Devlet Bahçeli, hayatının imtihanını vermektedir. Bu bâdirede silinip gitmesi bütün partileri çok sevindirir. Saf Türkmen milliyetçiliğinin fonksiyonu olmaz, çağdaş Türk milliyetçiliğine zarar verir. Velhâsıl, iç politika dengelerinden Avrupa dengesine, hattâ dünya durumuna etkisine kadar 3 Ekim 2005 tarihi önemlidir.