Hukuk ve yasalar, ihtiyaçlara göre düzenlenir. Hukuka ve yasaya uydurmak için ihtiyaçları eğip bükmek bize mahsustur. Politikacı, ne yapacağını şaşırdı. Böyle bir psikolojik ortamda 5+5 süper formülü ortaya atıldı. Yüce Meclis'te cumhurbaşkanı seçilememesi dolayısıyla iktidar partisinin kızgınlığını anlıyorum. Ancak 5+5'in gerçekleşmesi hâlinde Türkiye devletinin cumhurbaşkanının statüsü -teşbihimdeki münasebetsizliği lutfen af buyurun- ne deve olur, ne kuş!.. Bize mahsus bir yarı-başkan tipi oluşur. Geleneklerimizi izleyerek haddini aşar, otoriterliğe soyunur. Başbakan olacak kişi ile bir güzel çekişmeye girişir. Yürütmenin başı benim falan der. Bütün yetkileri Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde toplayan Atatürk'ün demokratik laik cumhuriyeti bozulur. Bütün dikkatler bu başkan-başbakan kavgasına odaklanır. Ekonomik ve stratejik hedeflerimiz, Avrupa standartları, Büyük Türkiye, çağdaş uygarlık... Millî hedef olarak neyimiz varsa bizden o kadar uzaklaşır ki bir daha yetişebilmek için tıknefes oluruz. Bu milleti tıknefes bırakmıyalım! Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, nasıl olsa gerçekleşmeyeceğini bilerek 5+5'i ortaya attığı ithamı doğru ise, cevabım şudur (doğru değilse özür dilerim): Politika, Amerikalılar'ın tabiriyle, bir çeşit oyun san'atı sayılabilir. Ama fazla kurnazlık kaldırmaz. Kurnazlık; akla, mantığa, zekâya, dehâya ziyandır, bunların düşmanıdır. Bu kadar şümullü bir rejim değişikliği, tarihî bir karar, yönetimde en ciddi dönemeç mahiyetindedir. Bir kaç haftaya falan sığdırılamaz. Hele müddetini tamamlamış, seçim ilân etmiş bir Meclis, bu yükü kaldıramaz. AK Parti, 4 yıl içinde, Türkiye'yi dünyaya açtı. Devraldığı müflis ekonomiye can verdi. Büyük hizmetler yaptı. Gider ayak 5+5 gibi tam popülist, dalgalı, muzır olabilme ihtimali yüksek teşebbüslere girmemesi daha iyidir. Büyük partilerimiz zarar görmemeli. Bizdeki kadar kolay parti harcayan demokrasilerde önemli aksamalar, âdet hâline gelir.