Ahmedinecad ve Melik Abdullah

İran, Orta Doğu egemenliği hayalinin gerçekleşmesinde Amerika ile İsrail'i engel görür. Bu engelleri aşmadan hedefine ulaşamaz. Ama bu dahi yeterli değildir. Sonraki büyük engel Türkiye'dir. Suudi Arabistan da, İran'ın karşısındadır. Dünyanın en büyük petrol rezervine sahiptir, İran ikincidir. En etkin değilse bile en zengin Arap devletidir. Türkiye için Tahran, dışişleri bakanı Muttaki'yi gönderdi. Menûçehr Muttakıyy (doğru yazılışı böyle!) eski Ankara büyükelçisidir. Erbakan başbakanken Sincan'daki mahut Kudüs gecesinde bulunmuş, hattâ gecenin rejisörlüğü ile suçlanmıştı. Suudiler'e ise doğrudan cumhurbaşkanı Mahmûd Ahmed-i Necat gitti. Kral Abdullah ile Orta Doğu'yu görüştü. Başbakanımız da Kral'la konuştu, bu arada 5. Umre'sini yaptı. İran devlet başkanı Ankara'ya da gelebilirdi. Bizimkiler böyle bir ziyareti erken bulmuşlar. Bakınız İran Dışişleri Bakanı, Ankara'da Türkiye'ye neler vaad etti: Türk şirketleri İran'da petrol ve gaz arasın. Türkmen gazını da İran yolu ile Türkiye'ye getirelim vs. vs... Arkeologlarımıza İran'da kazı imtiyazı da verilse idi, düşünmeye değerdi. İran'ın bu kadar tedbiri, Amerika harekete geçerse, İran'da ayaklanacak kavimlerin Türkiye tarafından desteklenmesi ihtimaline dayanıyor. Amerika bunu istiyor. Bakû boru hattı ile Türkiye'yi kazanmaya çalıştı. Farz-ı muhal İran tekliflerini kabûl etsek, ABD ve Rusya ile aramız bozulur. Rusya doğal gazı keser. Türkmenistan, Rusya ile bozuşmak istemez. Türkiye için dört başı mamur bir felâket senaryosu gerçekleşir. İran zaman zaman böyle lâflarla Türkiye'yi pasif duruma sokmuştur. Muhammed Şâh Pehlevî'nin bu kabil politik manevraları ve Türkiye'yi küçümseyen tutumu, yeni İran rejiminde de sürüp gitti. Muttakıy'ye ne cevap verdiğimizi öğrenmeye bile çalışmadım. Ama Kral Abdullah'ın cevabını merak ediyorum. Tahran'ın ABD-Suudi ittifakını sarsmak gayesi açıktır. İran, çok nefret ettiği Suudiler'in başkenti Riyad'a kadar giderek, Amerika'yı sinirlendirmek istedi. Zira sinir harbi yaptığı bellidir. Asabı bozulan taraf mağlûb olur.