Dünyayı yönetenler

Türkiye'nin tarih felsefesi branşında tek profesörü Şahin Uçar, vaktiyle mutat perşembe geceleri toplantılarımızın birinde, 21. asırda dünyamızı, milliyetleri bilinmeyen milletlerarası şirketler yönetecek demişti. Elhak pîrimiz İbn Haldûn'un hayrülhalefi olduğunu göstermişti. Mütefekkir, âlim, şair, bestekâr, hattat olan ve Arapça ile Farsça yanında Latince bile bilen dostum, önümüzdeki zaman parçası içinde Devlet'in fonksiyonunun azalacağını söylüyordu. Zaten geçtiğimiz 20. asırda da Devlet, bazan kendisinden daha güçlü davranan istihbarat örgütlerinin sultası ile gölgelenmemiş mi idi? Almanya'da GESTAPO, Rusya'da KGB, milyonlarca insanı öldürmüşlerdi. 19. asrın British İntelligence Service'inin yerini alan Birleşik Amerika'nın CIA'sı, 6 kıt'ada siyasî iktidarlara müdahale ediyor, akla gelmez eylemler düzenliyordu. Bugün CIA'nın uçan ve gezici hapishaneler oluşturduğu haberine tarihçiler şaşırmaz. Devletlerin şirketler lehine yetkilerinin kısıtlandığı bir dünyaya doğru gittiğimiz hususunda Prof. Uçar'ın 10 yıl önceki bilge öngörüsü doğru çıkıyor. Ama, tarih, beş bin yıl önce, devlet kavramı ile başladı. Devlet, günümüzden beş bin yıl sonra da mevcut olacaktır, hiç şüphe buyurmayınız. İmparatorluklar tasfiye görünce devlet, daha çok milliyetçiliğe ve tek millete dayandı. Hattâ öne çıkan ülkelerde devlet, bir millete dayandığı içindir ki var ve meşru sayılmıştır. Biz, Türk milletinin kurduğu Türk Devleti'nde yaşıyoruz. Devlet kurucusu milletin ayrılmaz parçaları olan kavimler ise, elbette adlarını göğüslerini gere gere söyleyecek, yerel kültürlerini yaşatacaklardır. Türk olmak hakkından feragatleri düşünülemez bile. Devletin yönetimine, ancak Türk kimlikleriyle katılmışlardır, bundan böyle de aynen sürüp gidecektir. Birilerinin kafalarını karıştırmalarına kanmıyacaklardır.