Birleşik Amerika, NATO'yu hür dünyanın bekçisi, yüksek savunma organı hâline getirmek istiyor. Zaten geniş ölçüde getirdi. Her hâl-ü kârda başkomutanlık Amerika'da kalacak. Zira bütçenin üçte ikisini ödüyor. NATO hemen hemen Avrupa Birliği'nin silâhlı kuvvetleri durumuna geldi. Bu suretle, ortak bir Avrupa Birliği silâhlı kuvvetleri oluşturulması daha zor, daha lüzumsuz hâle getirildi. Avrupa Birliği, ABD şemsiyesi ile örtüldü. Şüphesiz her devletin cürmüne göre millî ordusu, donanması, hava birlikleri devam edecek, ama Dünya askerî dengesi değişecektir. NATO, Rusya'ya karşı kurulmuştu ve Dünya tarihinin en büyük askerî ittifakı idi. Şimdi Amerika, kurucusu bulunduğu bu ittifaka, Rusya'dan kopan bütün eski Sovyet peyklerinin yanında, eski Sovyet Rusya üyesi cumhuriyetleri bile toplamaya çalışıyor. 26 üyeli muazzam NATO ittifakı, geçen haftada Başkan Bush'lu Riga zirvesinde, yeni üyelere kapılarını araladı: Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan... Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna'nın üyeliklerine Rusya hoş bakmıyor. Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ne ise NATO üyesi Türkiye veto koyacaktır. Finlandiya ve İsveç'in dahil edilmesi için çalışılıyor. Makedonya ile Arnavutluk da dışarıda bırakılmayacaktır. Ermenistan için, Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerini yoluna koyması gerekiyor. ABD, bununla yetinmiyor. Kuzey Amerika ve Avrupa Kuzey Atlantik İttifakını bütün hür dünyaya, bütün demokrasilere taşımak peşindedir: Avustralya, Japonya, Güney Kore gibi gelişmiş, güçlü Pasifik devletleri bahis konusudur. Latin Amerika'ya gelince, Amerika Birliği içinde, ABD'ye bağlıdır. Hindistan, Batı'dan ayrılmaz. Rusya, Avrupa'nın parçasıdır. Çin ne yapar dersiniz? Geriye Afrika, Yakın Doğu ve Orta Asya kalıyor...