Komşumuz ve dostumuz aşiret reisi Celal Talabani, Tokyo'da Japon hükümetine ve Canberra'da Avustralya dışişleri bakanına bizi, Türkler'i, Türkiye'yi, bilhassa Türk Silahlı Kuvvetlerini şikayet etti. Türk askerinin Irak toprağına gelmemesi için destek istedi. Bu arada Avustralya'nın Sydney şehrinde MHA ajansına verdiği demeçte şunları söyledi: "Irak Konseyi sıfatıyla, Türk askeri istemediğimizi ABD'ye ilettik. Türk ordusu, Güney Kürdistan'a silah sokmaya ve Türkmenler'i kışkırtmaya çalışıyor. Güney Kürdistan'a gelirlerse peşmergeleri silahtan tecrid edeceklerdir. Kürdistan parlamentosunu kapatacaklardır. Artık tank ve top gibi ağır silahlarımız var. Türk ve İran askerinin ülkemize girmesi eskisi kadar kolay değil. Türk askerinin topraklarımıza gelmemesi, bizim açımızdan büyük kazanç oldu. Ama Amerikalılar Irak'tan çekilirse, Türkiye ve İran ordularının topraklarımızı işgalini hiçbir güç önleyemez." Talabani'nin bu beyanatını tezkere çıkarmadık diye sevinenlere ithaf ediyorum. Ayrıca Güney Kürdistan tabirine dikkatlerini çekiyorum. Kuzey Irak'a Güney Kürdistan diyorlar. O halde Kuzey Kürdistan neresi? Güneydoğu Anadolu'dur! Bu minval üzerine Talabani, top ve tank sahibi olmakla övünüyor. Bu silahların bizim tezkere reddimiz üzerine Irak ordusundan toplanıp Kürtler'e verildiğini hatırlatıyorum. Ancak dostumuz Talabani, ağır silahlarını kaptıracağı korkusunu saklamıyor. Böyle bir ortamda Ankara'da -en geniş manasıyla kullanıyorum- politika ile uğraşanların kafaları karışacaktır. Allah zihin açıklığı versin diyoruz. ..... 26 Ağustos yazımın son cümlesi teknik bir hatadan dolayı (Türk'ün Arap'lamasını mesele saymıyanlarımız çoktur) şeklinde çıkmış olup doğrusu, (Türk'ün Arap'la#şmasını mesele saymayanlarımız çoktur) olacaktır.