TÜSİAD

Bu defaki TÜSİAD toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Ömer Sabancı'nın, Mustafa Koç'un söyledikleri ve temas ettikleri konular önemli idi. Sayın Cumhurbaşkanı, Yüce Meclis'in barajı yüzde 7 veya 8'e indirmesini tavsiye etti. Önümüzdeki seçimler için yüzde 7'ye katlanabiliriz. Sonrakilerde yüzde 5'e düşürülmeli. Zira yüzde 5 üzerinde baraj koyan AB üyesi yok. Aslında demokratik baraj yüzde 1'dir. Ama bu oran üzerinde konuşmayı tam üyeliğimiz zamanına saklayalım. Yüzde 10 baraja gelince, ayıptır, açıkça antidemokratiktir. Türkiye'ye yakışmaz. Bölücü bir parti milletvekili çıkarırsa çıkarır, fakat yüzde 7'ye erişebileceğini sanmam. Cumhurbaşkanımız bir de -eskisi gibi- milletvekili sayısını 400 telaffuz buyurmuştu. Hatırlatıyoruz. TÜSİAD'ın Avrupa Birliği'ne odaklanması, müzakerelere çok yardımcı olması, fevkalâde mühimdir. AK Parti'ye, AB hedefini gerçekleştirmeye doğru yürüdüğü nisbette destek vereceğini belirtti. Bu hedefte tökezlememesi için, iktidarı, Türkiye'nin yüksek menfaatleri ile doğrudan ilgisiz konulardan kaçınması için uyardı. Zira AK Parti karşıtları, bu tür saplantılar üzerinden iktidarı ve bir kısmı aynı zamanda AB hedefini tahrib etmek istiyorlar. Büyük sermaye 1978'de, o zamanki giriş şartları çok basit bulunan müstakbel AB'ye üyeliğimizi, hem iktidarı, muhalefeti, hem devletin yüksek organlarını etkileyerek engelledi. Bunu az kişi bilir, bilenler de açıklamaz. Ama böylesine vahîm yanılgılarda sorumluluk, iktidara aittir. Türkiye'de güçlü bir sosyal demokrasinin oluşamamasının bir sebebi, yukarıda anılan gelişmedir. Bugün TÜSİAD, bizi eski eyaletlerimizin gerisine düşüren, p.c. birkaç bin dolarda süründüren ve domakrasimizi geciktirdikçe geciktiren tarihî gafleti, liyakatle onarıyor. Türk millî kültürüne zarar veren tutumlara girmedikçe milletimiz, TÜSİAD'ı sevecek, ona kulak verecektir.