Fatih'in edebî mahfilleri kitaplaştı: İstanbul’un kalbinden edebiyat hatıraları

Düzenleyen:
- Güncelleme:
Fatih'in edebî mahfilleri kitaplaştı: İstanbul’un kalbinden edebiyat hatıraları

Kültür - Sanat Haberleri

İstanbul’un âdeta kalbi olan Fatih’teki edebiyat mahfilleri ve oralarda geçen edebî hatıralar kitaplaştı…

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ

Turgay Anar’ın hazırladığı “Hafıza ve Miras Fatih’in Edebiyat Durakları” isimli eser, Osmanlıdan cumhuriyete uzanan zaman dilimini merkezine alarak; Küllük Kahvesi, Çınaraltı, Sahaflar Çarşısı ve Gülhane Parkı gibi pek çok mekânda Fatih’le bir şekilde ilişki kurmuş edebiyatçıların dünyasına okuyucuyu çekiyor.

Fatih Belediyesi Kültür Yayınları etiketiyle neşredilen eserde edebiyata dair bazıları meşhur, bazıları ise az bilinen enteresan bilgi ve hatıralar da yer alıyor:

İddiaya göre Ahmet Hamdi Tanpınar, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”ndeki konu ve kahramanlarını Vezneciler’deki Daruttalim Kıraathanesindeki müdavimlerden ilhamla ortaya çıkarmış.

Hacı Reşid Ağa’nın kıraathanesi de Fatih’te yazarların buluşma merkezlerindenmiş. Oraya Muallim Feyzi sık sık gelir ve herkesin şiirlerini düzeltirmiş. Mısralarının kırmızı kalemle çizilmesine kızan Neyzen Tevfik ise, bir gün Muallim’in önüne Fuzuli’nin bir şiirini koymuş. Şiiri çizen Muallim, düzelttiği eserin Fuzuli’nin olduğunu öğrenince rezil olmuş.

Nazım Hikmet gibi isimlerin gittiği Halk Kıraathanesinde ise cumhuriyet devrinde katledilen yazar Sabahattin Ali, bir müddet sedirlerde uyumak zorunda kalmış.

“ESKİLER BÖYLE HALT YEMEZ”

Yusuf Kâmil Paşa’nın konağı da edebiyat sohbetlerine ev sahipliği yaparmış. Namık Kemal de bir gün yazdığı “Barika-i Zafer” eserini cebine koyup konağa gitmiş. Ne olduğunu soranlara “Sahaftan aldım” demiş. Bunu duyan Yusuf Kâmil Paşa ise Namık Kemal’den eseri okumasını istemiş ve dinleyince “Kemal Bey, eskiler böyle halt yemez. Bu kitap sizindir!” demiş.

Şairler Kapalıçarşı’yı kelime oyunu yapmak için kullanmış. Orhan Veli, Behçet Necatigil ve Sezai Karakoç gibi isimler, kadim çarşıya şiirlerinde yer vermiş. Edip Cansever ise vakt-i zamanında Kapalıçarşı’da dükkân işletmiş, şiirleri buradan doğmuş.  

İbnül Emin’in konağı da devrinde önemliymiş. Yazar, misafirlere hoşlanıp hoşlanmama durumuna göre yer verirmiş. Sevmediği kişileri evdeki çinili sobanın arkasına oturturmuş.

Direklerarasındaki Kâzım’ın Kıraathanesi Osmanlının son devrinde edebiyatçıların “gizli bir köşe” olarak görüp toplandıkları yerlerdenmiş. Halid Ziya gibi isimler buradaki meşhur saz takımını dinlemeye gidermiş. Sazlar sustuğunda mühim meseleler konuşulurmuş.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...