Toprağa düşen yalnız gelincikler | Sinemada bu hafta

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Toprağa düşen yalnız gelincikler | Sinemada bu hafta

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

90’larda Güneydoğu Anadolu’da terörle mücadele eden askerleri odağına alan “Nefes” filminin devam halkası 14 sene sonra geldi. Duygusal yanı daha yoğun olan eserde, şehit askerler gelinciklerle özdeşleştirilirken “anlaşılamama” vurgusu öne çıkarılıyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Güneydoğu Anadolu’da terör 1990’larda şaha kalkıyor, bölgeyi korumak için yapılan karakollar sık sık baskın yiyor, her gün şehit haberleri geliyordu… İşte o günlerin dehşetini askerlerin gözünden anlatan “Nefes: Vatan Sağ Olsun” filminin devam halkası, 14 sene sonra TRT ortak yapımcılığında vizyona girdi. Bu defa Ozan Uzunoğlu’nun yönetmenliğini üstlendiği “Nefes: Yer Eksi İki” adlı yapım, şarktaki terör olaylarını bir gazetecinin işin içerisine dâhil olduğu olaylar üzerinden, hissi şekilde işliyor. Hakan Evrensel’in hikâyesiyle yaşanmış hadiselerden kurgulanan eserde; Murat Yıldırım, İlker Aksum, Şahin Kendirci, Arda Anarat, Eren Hacısalihoğlu, Yasin Çam, Begüm Akkaya ve Cezmi Baskın gibi oyuncular yer alıyor. 

Türkiye’nin güney doğusundaki sınır karakollarından birinde 1993 yılında geçen hikâyede, askerlerini yalnız bırakmamak için hamile eşinin yanına gitmeyi tehir eden Yüzbaşı Tayfun ile düğünü için memleketine dönmeyi planlayan Onbaşı Ali ile tanışıyoruz evvela… Baba oğul gibi olan iki asker, PKK’lılarla girilen çatışmaların içerisinde kalıyor ve sivillerin katledildiği hadiselere şahitlik ediyor. Derken Ufuk adlı “rahat” bir gazeteci hikâyeye dâhil oluyor. Bölgede yaşananları haberleştirmeye gelen gazeteci, ummadığı tecrübeler ediniyor…  

FİKİRLER DE ÇARPIŞIYOR

“Nefes: Yer Eksi İki”de terörle mücadele eden askerlerin “kendi ülkelerinde anlaşılmaması veya unutulması” fikri öne çıkarılıyor. Bu yüzden savaş karşıtı gazeteci Ufuk’un düşünceleri ile mevcut realite, sık sık karşı karşıya getiriliyor. Elbette didaktik yanları rahatsız ediyor ama nispeten seyirciyi sürükleyen bir hikâye akışı yakalanıyor. 

Filmde çarpıcı diyaloglar da var: Gazeteci Ufuk tabiatı göstererek “İnsan burada yaşlanmaz” diyor. Komutan Tayfun da “Evet, yaşlanmadan malum sebeple ölüyorlar zaten!” minvalinde sözler sarf ediyor... Gelincik çiçekleri ise bu sebeple genç şehadeti simgeleyen kuvvetli metafor olarak eserde yer alıyor.

HİSSÎ NEFES

“Nefes”in 2009 yapımı ilk halkası, psikolojik tahlilleriyle dikkat çeken bir eserdi. Bu defa daha ziyade seyircilerini hüzünlendirecek bir film var karşımızda. Ancak eserin dramatik kısımları, yoğun müzik kullanımı ve düşük bir tempo ile zaman zaman ağdalı hâle de gelebiliyor. İki saatlik filmde hikâyenin aksadığı da vaki... 

Buna rağmen benzeri yerli filmlerdeki “ideolojik vurgulardan” nispeten uzak bir eser seyrediyoruz. Karakterler nispeten realist resmediliyor. Aktör İlker Aksum’un oyunculuğu da diğerlerinden ayrışıyor. 

Hasılı bazı negatif yanlarına rağmen genel yerli seyircinin eğilim ve beklentilerini karşılayan, “orta şekerli” bir eser var karşımızda… 

DAHİ ÇİKOLATACININ VAR OLMA HİKAYESİ

Yazar Roald Dahl’ın “Charlie’nin Çikolata Fabrikası” Batı’da en çok okunan çocuk kitaplarından biri oldu. Eser, 1970’lerden beri farklı şekillerde beyazperdeye de adapte edildi. Daha ziyade aile ve animasyon filmleriyle tanınan yönetmen Paul King ise bu defa hikâyenin kökenine iniyor. Bugün gösterime giren “Wonka” adlı eser, hikâyenin ana karakteri dâhi çikolata imalatçısı Willy Wonka’nın gençliğini merkezine alıyor. Filmde başrolleri “Dune” filmiyle öne çıkan Timothée Chalamet’in yanı sıra Calah Lane, Keegan-Michael Key, Paterson Joseph, Matt Lucas, Mathew Baynton, Sally Hawkins, Rowan Atkinson, Jim Carter ve Olivia Colman paylaşıyor.

Toprağa düşen yalnız gelincikler | Sinemada bu hafta

İngiliz mizah anlayışıyla şekillenen yapımda, çikolatalarını satmak için hayalî bir Batı şehrine giden Willy Wonka’nın hileli sözleşmeyle bir otele hapsedilmesi ve acımasız çikolata kartellerini karşısına alması işleniyor. En yakınında ise otel çamaşırhanesinde tanıştığı Noodle adlı kız yer alıyor… 

İNCE GÖNDERMELİ

Batı’da “Noel mevsimine” yönelik olarak vizyona getirilen filmlerden biri olan “Wonka”da fantastik bir dünya inşa edilerek, daha sempatik olarak resmedilen meşhur çikolatacının köken hikâyesi müzikal unsurlarla anlatılıyor. Buna rağmen mazide sathi bırakılan yerler de oluyor; mesela Wonka’nın efsunlu gücünü nereden aldığı anlatılmıyor. Kısmen eğlenceli eserde hayata dair ince zekâ mahsulü espriler ve göndermeler yer alsa da seyirciye sunulan alt metinler, bir aile filmine göre oldukça “ideolojik” kalıyor! 

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

> Hayat
> Kral Fil
> Kediler Müzede
> Güneşi Beklerken Simitçi

EN ÇOK SEYREDİLENLER

> Ölümlü Dünya 2: 271 bin 95
> Murat Göğebakan: Kalbim Yaralı: 72 bin 80
> Nasreddin Hoca 2: 56 bin 412
> Atatürk 1881-1919 (1): 30 bin 799

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...