Kayınvalideden damada hayat bağışı… “20 yıl önce kızını aldık, şimdi böbreğini”

Kocaeli’nde böbrek yetmezliği hastası 60 yaşındaki Hanife Bayram, 20 yıllık damadına böbreğini bağışladı. Bayram, organ bağışının önemine dikkat çekerek duygularını paylaştı. Damat Hüseyin Bağatur ise kendisine her zaman destek olan kayınvalidesine minnettarlığını ifade ederek “20 yıl öncesi kızını aldık, şimdi de böbreğini aldık. 2 borcumuz var artık inşallah hayırlı bir vefayla biz de öderiz” dedi.
Kocaeli’nde yaşayan 44 yaşındaki Hüseyin Bağatur, yıllar önce doktora gittiğinde böbrekleriyle ilgili değerlerde problem olduğunu öğrendi. Yapılan detaylı tahlillerde böbrek yetmezliği olduğu belirtildi, hastaların diyaliz işlemini kendilerinin yapabilmesini sağlayan bir diyaliz yöntemi olan periton diyalizine başlandı. Bir süre sonra nakil gerekliliği ortaya çıkarken kayınvalidesi 60 yaşındaki Hanife Bayram böbreğini verebileceğini belirtti.
KAYINVALİDEDEN DAMADINA NAKLEDİLDİ
Hastaneye gelen ailenin yapılan tetkiklerinde Bayram’ın böbreğini verebilmek için uyumlu olduğu anlaşıldı, hemen işlemlere başlandı. 19 Eylül’de Organ Nakil Merkezi Sorumlu Hekimi, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil Erbiş ve ekibinin gerçekleştirdiği operasyonla kayınvalideden alınan böbrek damadına nakledildi. Başarıyla tamamlanan ameliyatla hem sağlık ekibi hem aile büyük mutluluk yaşadı. Operasyon sonrası kontrole gelen 3 kız annesi Hanife Bayram ve 2 çocuk babası damadı Hüseyin Bağatur duygularını paylaşırken Prof. Dr. Erbiş 3-9 Kasım 'Organ Bağışı Haftası'nda nakil süreci ve sonrasına ilişkin bilgiler verdi.
TÜRKİYE ORGAN NAKLİNDE ÇOK İLERİ SEVİYEDE
Hastasının durumuna ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Halil Erbiş, "Hüseyin Bey yaklaşık 4-5 yıldır böbrek hastasıydı, evde periton diyaliz yapıyordu. Artık yetersiz kalmıştı, böbrek nakli gerekiyordu. Kendisine ve ailesine açıkladığımızda kayınvalidesi Hanife Hanım'ın böbreğini verebileceğini söylemesiyle nakil işlemlerine başlamış olduk. Yapılan tetkikler sonucunda uygunluğuna, organını verdiğinde herhangi bir ret atağının olmayacağını, bu kişide bu böbreğin çalışacağına karar verdik. Hüseyin Bey’i sağlığına kavuşturduk. Bir insan tek böbrekle yaşayabilir, hayatını idame ettirebilir. Alıcı Oda kontrolleri sürekli olmak zorunda, ilaçlarını düzenli kullanmalı. Eğer kişiler ‘Artık iyileştim, hiçbir problemim yok, ilaçları kullanmama gerek yok’ dediğinde vücudu o böbreği kısa sürede reddeder ve geri dönüşümsüz sonuçlar ortaya çıkabilir. Türkiye organ naklinde çok ileri bir seviyede, dünyada canlı nakillerde ilk sıralardayız ancak kadavra nakillerine baktığımızda oldukça gerilerdeyiz. Oranını tam tersine dönüştürmemiz gerekiyor. O organlar başka insanların yaşamına sebep olabilecek, onlara destek olabilecek organlar. Damadının çocukları var, bir ailesi var, Hüseyin Bey’in kayınvalidesi onların yaşamlarını, mutluluğunu düşündü. Organ bağışı, nakil yapılırken sadece bir kişinin hayatı değil, o kişiyle beraber bir toplumu etkiliyor" dedi.

"DAMATLARIMIN HEPSİNİ SEVERİM"
"Böbreğimi büyük damadıma verdim" diyen Hanife Bayram, "İnşallah uyar diye hep düşündük. Çok şükür Rabbim güzel bir şekilde bizi düze çıkardı, sonuçlar güzel oldu, ameliyat güzel geçti. Rabbim herkese sıhhat, sağlık versin, organını vermek isteyen herkese örnek oluruz. Damatlarımın hepsini severim, aralarında ayrım yapamam, yapmam da. 20 senelik evliler, 2 tane torunum var, öbür torunlarım var. Aramızda sorun yaşamadık, yaşanmasın da her kim varsa" ifadelerini kullandı.

"20 YIL ÖNCE KIZINI ŞİMDİ BÖBREĞİNİ ALDIK"
Hastalık sürecine ilişkin konuşan Hüseyin Bağatur, "Tansiyon hastasıydım, rahatsızlığımdan dolayı kontrole gittiğimde hocamız böbrek fonksiyonlarımın değiştiğini gördü. 5 yıl öncesi yapılan tetkiklerde böbrek yetmezliği olduğunu söylediler. Yaklaşık 3 yıldır da periton diyalizi yapıyorum, yeterli olmadığını gördüklerinde ‘Artık nakil olman gerekiyor’ dediler, süreç de öyle başladı. Annem her seferinde ‘Böbrek vermek gerekirse verebilirim’ diyordu. Bütün tetkiklere bakıldı, anneme ve bana herhangi bir zararı olmadığını gördükten sonra ameliyat kararı verdiler, ameliyatımızı olduk. Hep annem olarak gördüğüm için Allah bin kere razı olsun. Vermeyebilirdi, hiçbir zaman öyle bir şey söylemedi. 20 yıl öncesi kızını aldık, şimdi de böbreğini aldık, 2 borcumuz var artık inşallah hayırlı bir vefayla biz de öderiz. Benim annem neyse her zaman aynı şekilde geçindik, hiçbir zaman hiçbir sorun yaşamadık" şeklinde konuştu.

"BİR ANNEMİN BİR EŞİMİN BAŞINDAYDIM"
Bu süreçte hem annesi hem eşiyle yakından ilgilendiğini söyleyen Sebahat Bağatur, " İlk etapta bir annemin bir eşimin başındaydım. Fiziksel, duygusal çok zorlandığım bir dönem oldu. 3 kız kardeşiz, erkek olmadığı için belki de damatlar erkek çocuğu gibi sevildi. 3 yıldır diyaliz yapıyorduk, sosyal hayatımız bitmiş gibi bir şeydi. Güzel devam ediyor, inşallah sonu da iyi olur. Benim kan grubum uymadı, annem olmasa çapraz da yapıldığı için o yola girecektik" diye konuştu.





