Uzaydan gelen gençlik... NASA'nın tedavisi şimdi kadınların emrinde!

Ev tipi uygulamaları da geliştirilen NASA kırmızı ışık teknolojisi, sadece gençleşmek için kullanılmıyor; saç büyümesi, vücut ağrıları ve yaraların iyileştirilmesi gibi sağlık problemlerine de şifa oluyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK - Başta robotik cerrahi olmak üzere uzay programlarında astronotların sağlığını korumak ve tedavi etmek için geliştirilen teknolojiler günlük hayatta da insanların hayatını kolaylaştırıyor. Bu teknolojilerden biri de son günlerde sosyal medyada sık sık karşımıza çıkan “Kırmızı Işık Terapisi.” NASA’nın uzay görevlerinde astronotların yaralarını hızla iyileştirmek için kullandığı kırmızı ışık teknolojisi, bugün cilt gençleştirmeden ağrı yönetimine, yara iyileşmesinden saç dökülmesi tedavisine kadar çok geniş bir alanda kullanılıyor.
NOBEL ÖDÜLLÜ TERAPİ
Düşük dalga boyuna sahip kırmızı ışığın cilt altı dokulara ulaşarak hücre fonksiyonlarının iyileştirilmesini sağlayan bir tedavi yöntemi olduğunu aktaran Genesis’ten Dr. Elif İnanç, bu teknolojinin NASA’nın keşfinden sonra sağlık alanında kullanılmaya başladığını belirterek, “NASA 1990’larda, uzayda bitki yetiştirmek için kırmızı LED’ler üzerinde çalışırken, bu ışığın bilim adamlarının ellerindeki yaraları daha hızlı iyileştirdiği görüldü. Bu keşif, kırmızı ışık terapisinin tıbbi ve kozmetik uygulamalarını genişletti. Fotobiyomodülasyon olarak da bilinen kırmızı ışık terapisi, son yıllarda güzellik merkezlerinde ve bireysel ev aparatlarıyla cildi gençleştirmek, akne tedavisi, saçlı derinin güçlendirilmesi gibi konularda tedavi amacıyla kullanılıyor. Ayrıca bu teknolojiyi longevity (sağlıklı yaş alma) sürecinin önemli bir parçası olarak konumlandırıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sağlıklı yaşlanma hücresel düzeyde başlıyor” dedi.
Kırmızı ışığın kozmetiğin çok ötesinde faydaları olduğunu ifade eden Dr. İnanç, “Bu faydalar neredeyse yüz yıl önce fark edildi. 19. yüzyılda Danimarkalı doktor Niels Ryberg Finsen’in çalışmalarıyla şekillenmeye başladı. Finsen, kırmızı ışığın çiçek hastalığı izlerini tedavi ettiğini ve ultraviyole ışığın tüberküloz yara izlerini iyileştirdiğini göstererek 1903’te Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı” diyerek kırmızı ışık terapisinin bilimsel temellere dayandığını söyledi.
Kırmızı ışığın invaziv olmayan bir yöntemle hücre düzeyinde onarım yaparak yaşlanma karşı etkiler ortaya koyduğuna dikkat çeken Dr. İnanç, “Hücre fonksiyonunu güçlendirerek vücudun doğal iyileşme ve onarım mekanizmalarını tetiklerken iltihabı azaltır. Bu, cilt gençleştirmenin daha yüzeysel etkilerinden, eklem sağlığının iyileştirilmesine ve ağrının azaltılmasına kadar uzanan bir dizi sağlık faydası sunar ve sağlığı içeriden dışarıya doğru iyileştirir” değerlendirmesini yaptı.
HANGİ DERTLERE DEVA?
>> Cilt Sağlığı ve Gençlik: Kolajen üretimini artırarak cilt elastikiyetini güçlendirir, ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltır. Cilt tonunu eşitler, yaşlanma izlerini hafifletir.
>> Akne ve İltihap Azaltma: Ciltte yağ üretimini dengeler ve iltihabı azaltarak akne tedavisine destek olur.
>> Yara İyileşmesi: Fibroblast aktivitesini artırır, yeni damar oluşumunu destekler ve yara dokularının hızlı iyileşmesini sağlar.
>> Saç Büyümesi: Saç foliküllerini uyarır, saç dökülmesini azaltır ve yeni saç oluşumunu destekler.
>> Ağrı Yönetimi: Artrit, kas ağrıları ve spor yaralanmalarında etkili olan bu yöntem, iltihabı azaltarak doğal ağrı kesici işlevi görür.
>> İltihap Giderici Etki: Hem lokal hem sistemik iltihaplanmalarda destekleyici etkisi bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.