Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İslam ülkelerine çağrı: İsrail'i durduracak gücümüz var
Erdoğan, Katar saldırısıyla İsrail’in haydutluğunu farklı bir boyuta taşıdığını belirterek “İslam âlemi, İsrail’in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkâna sahip” dedi.
ERCAN SEKİ / DOHA - İsrail’in Katar’a saldırısının ardından, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Doha’da olağanüstü toplandı. Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in, Gazze’de sürdürdüğü katliamlara ve bölgedeki yayılmacı politikasına sert bir dille tepki gösterdi, İslam âlemine birlik çağrısı yaptı.
Doha’dan bütün dünyaya seslenen Erdoğan, şunları söyledi:
KATAR'IN YANINDAYIZ
İsrail, Filistin’den sonra Lübnan’a, Yemen’e, İran’a ve Suriye’ye saldırdı. Tunus açıklarındaki sivil gemileri hedef aldı. Seçilmiş siyasetçilere ve devlet adamlarına suikastlar düzenledi. Şimdi de arabulucu Katar’ı vurdu. Son saldırı İsrail’in haydutluğunu artık farklı bir boyuta taşımıştır. Dünya kamuoyunun bu toplantımızı İslam âleminin Katar’a şartsız desteğinin bir tezahürü olarak görmesi gerektiğinin altını çiziyorum. Türkiye olarak dost ve kardeş müttefik ülkemiz Katar’ın her daim yanındayız.

'BÜYÜK İSRAİL' HEZEYANI YAŞIYORLAR
İsrail’in esas amacı bir yandan Filistin’deki katliam ve soykırımı sürdürmek, diğer yandan bütün bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek. Karşımızda kaostan ve kandan beslenen bir terör zihniyeti ve onun vücut bulduğu bir devlet var. Birleşmiş Milletler (BM) şartını açıkça ihlal eden, uluslararası sisteme meydan okuyan bu zihniyet işlediği suçların cezasız kalmasıyla hâlen ayakta kalabiliyor. Son dönemde haddini bilmez bazı İsrailli siyasetçi müsveddelerinin ‘Büyük İsrail’ hezeyanını sık sık tekrarladığını görüyoruz. İsrail’in komşu ülkelerdeki işgallerini genişletme çabaları bu hedefin somut birer tezahürü. İslam âlemi İsrail’in bu yayılmacı emellerini boşa çıkaracak dirayete ve imkâna sahip.
'SAVUNMA' DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ
Netanyahu katliam şebekesinin dengesini kaybetmesi artık destekçileri için de maliyet oluşturmaya başladı. Katar’a yönelik pervasız saldırılar karşısında İsrail’e kayıtsız şartsız destek verenler de tepki göstermek mecburiyetinde kaldı. Diplomatik gayretlerimizi, Tel Aviv’e yaptırım uygulamalarının artması için yoğunlaştırmalı, İsrailli yetkililerin adalet önünde hesap vermeleri için uluslararası hukuk mekanizmaları kullanılmalı. İsrail, güçlü bir tepki ve yaptırımla muhatap olmadan kısa vadede durmayacak, işgal ve istikrarsızlık politikalarına hız verecek. Bunu engelleyecek imkânlarımızın olduğunun farkındayız.
Artık bazı alanlarda kendi kendine yeter seviyeye ulaşmamız şart. Bunların başında caydırıcı bir savunma sanayisi ve kalkınma geliyor. Yetenekleri ve tecrübelerimizi siz kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız. Gelecek on yılları kazanmak için şimdiden bu alanlarda iş birliğimizi yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum. İsrail’in ekonomik olarak da sıkıştırılması gerek. Daha önceki tecrübeler bu tür adımların netice verdiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak 1,5 senedir İsrail ile bütün ticari işlemleri durdurduk. Böylece yıllık olarak 9,5 milyar dolarlık rakamdan sarfınazar ettik.
TEHCİRİ KABUL ETMEYİZ
İsrail’e yönelik Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan soykırım davasına destek de çok önemli. Keza bölgenin güvenliğini el birliğiyle kendimizin sağlayacağı somut adımları ve mekanizmaları hayata geçirebilmeliyiz. Bu noktada İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde yapılabilecekler olduğuna inanıyorum. Bizler 1967 sınırları temelinde coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Bu kutlu davada ne tehciri, ne soykırımı, ne de bölünmüşlüğü kabul edebiliriz.

ZİRVEDEN ORTAK MESAJ
Zirve sonrası 25 maddelik bildiri yayınlandı. Bildiride dikkat çeken ifadeler şöyle: Katar devletine yönelik saldırıyı, bütün Arap ve İslam devletine karşı yapılmış olarak görüyoruz, en şiddetli şekilde kınıyoruz. Katar’ın, saldırıya cevap vermek, güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşlarını korumak için atacağı bütün adımlarda yanındayız. Ayrıca İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarının herhangi bir bölümünü ilhak etme kararını reddediyoruz. Bütün devletler, İsrail’e yaptırımlar uygulamalı, askerî malzeme satışını durdurmalı, diplomatik ve ekonomik ilişkilerini gözden geçirmeli.

BÖLGE LİDERLERİ ÖFKELİ!
Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani: İsrail ile Hamas arasında, Mısır ve ABD’nin de katkılarıyla, bir anlaşmaya varılmak üzereydi. Ancak Netanyahu, ısrarla savaşta diretmeye devam ediyor. Biz, Gazze’de ateşkes için ülkemizde İsrailli heyetleri ağırlarken; onlar, İHA ve savaş uçaklarıyla saldırılar düzenliyor. Bu, hainlik ve korkaklık. Savaş artık sadece Gazze’de değil, bütün Arap dünyasına karşı yürütülüyor. Netanyahu, bölgenin İsrail’in etki alanına dönüşmesini hayal ediyor fakat bu planlar gerçekleşmeyecek. Egemenliğimizi savunmak için gerekli olan her adımı atacağız.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi: İsrail bütün kırmızı çizgileri aştı. Diğer devletlerin egemenliğine saygı duymaları konusunda uyarıyorum. Netanyahu’nun kibrine karşı işbirliği içinde olmalıyız.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani: Bölgemizde tehlikeli bir tırmanış var. Güvenlik ve ekonomik zorluklara karşı geniş kapsamlı bir İslam ittifakı kurmalıyız.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas: Netanyahu hükûmeti işlediği suçlardan dolayı artık hesap vermeli. ABD, BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum, bu haydut devleti durdurmak için acil adımlar atmalı.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan: Tel Aviv’i yöneten teröristler, ülkeme karşı savaş başlattıklarında da diplomasiye karşı benzer bir ihanet sergilediler. Hissettikleri dokunulmazlık duygusuyla daha da cesaretlendiler. Bu rejimin her saldırı ve saldırganlığı meşru müdafaa olarak meşrulaştırılıyor. Saldırganı tecrit etmeli, silahlarını, finansmanını kesmeli ve liderlerini mahkemelerde hesap vermeye zorlamalıyız.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara: Tarih boyunca müzakerecinin öldürülmesi nadir görülen bir durum, arabulucunun hedef alınması ise emsalsiz bir davranış. Ben ve halkım, Katar’ın yanındayız.







