Avrupa, elektrikli araçta Çin'e yeniliyor mu? Yeni düzenleme rekabeti bitirebilir

Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği, karbon salımı hedeflerinin gevşetilmesini talep ederek biyoyakıt ve e-yakıtla çalışan araçların “sıfır emisyonlu” sayılmasını istiyor. Çevreci kuruluşlar ise, söz konusu adımın elektrikli araç satışlarını azaltarak Avrupa’nın rekabet gücünü zayıflatacağı ve Çinli üreticilere avantaj sağlayacağı uyarısında bulundu. Dünyada elektrikli araçlara en hazır ilk 10 ülke arasında sadece üç AB üyesi ülke bulunuyor.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA), bu yıl içinde gözden geçirilecek mevzuat kapsamında Avrupa Birliği’nden (AB) otomobiller için belirlenen karbon salımı azaltım hedeflerinin düşürülmesini talep etti.
Ancak çevreci kuruluşlar, mevcut hedeflerin gevşetilmesinin çevreye zarar vereceği ve Avrupa’nın rekabet gücünü olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu.
ELEKTRİKLİ ARAÇ DEVRİMİ TEHLİKEDE Mİ?
ACEA, biyoyakıt veya e-yakıt gibi karbon nötr olarak tanımlanan yakıtlarla çalışan araçların, kilometre başına “sıfır gram karbon salımı yapan araçlar olarak değerlendirilmesini istiyor. Yakıtlar yanma sırasında karbon salımı yapsa da, üretim sürecinde atmosferden eşdeğer miktarda karbonun geri çekildiği savunuluyor.
Avrupa Ulaştırma ve Çevre Federasyonu, kar amacı gütmeyen Transport & Environment (T&E) örgütü, bu düzenlemenin “bir açık kapı” oluşturacağını ve 2035 yılına kadar elektrikli araç satışlarını yüzde 25 oranında düşürebileceğini belirtti.
ÇİNLİ MARKALAR YÜKSELİYOR, AVRUPA ÜRETİCİLERİ PANİKTE
T&E, bu sayede üreticilerin “yüksek oranda kirletici içten yanmalı motorlu araçları” satmaya devam edebileceğini vurguladı.
T&E Direktörü Lucien Mathieu yaptığı açıklamada, “Bu yaklaşım, Avrupa’nın elektrikli araç yarışında geri kalmaması için gerekli yatırım güvenliğini tamamen zayıflatır. AB’nin en önemli otomotiv düzenlemesini delik deşik etmek, sanayinin rekabet gücünü artırmaz” ifadelerini kullandı.
Mathieu, bu adımın Avrupa’daki üreticilere değil, Çinli otomobil firmalarına avantaj sağlayacağını da sözlerine ekledi.
AVRUPA, YEŞİL ROTADAN SAPIYOR MU?
Brussels Signal'den edinilen bilgilere göre, son dönemde Avrupa otomotiv sektörü, pazar koşullarının giderek “zorlaştığı” yönünde uyarılarda bulunuyor. Artan maliyetler ve rekabet nedeniyle bazı fabrikaların kapandığı ya da yurt dışına taşındığı belirtiliyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2025 öngörüsüne göre, dünya elektrikli araç üretiminin yüzde 70’inden fazlası Çin’de gerçekleştiriliyor. Avrupa Birliği 2024 yılında yaklaşık 1,8 milyon bataryalı elektrikli araç (BEV) üretti; bu alanda Almanya başı çekiyor.
Avrupa’da üretim, karbon salımını azaltmaya yönelik politikalar ve yatırım teşvikleriyle artsa da büyüme hızı ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.
KARBON HEDEFLERİ DÜŞECEK Mİ?
Çin’de ise nüfusu 20 milyonu aşan mega kentler, hava kirliliğiyle mücadele ve devlet teşvikleri sayesinde elektrikli araç kullanımını hızla artırdı. Çinli üreticiler zaman içinde geliştirdikleri teknoloji ve bilgi birikimiyle küresel pazarda üstünlük sağladı.
AB, yerli üretimi teşvik etmeye çalışsa da, Avrupa’da satılan elektrikli araçların çoğu Çin menşeli. Çinli BYD gibi markalar bazı AB ülkelerinde fabrika kursa da üretimin yalnızca bir kısmı Avrupa’da yapılıyor; ekonomik kazançların çoğu yine Çin’e gidiyor.
Çin’in Avrupa’daki elektrikli araç yatırımları 2019’dan bu yana her yıl artış gösteriyor.
PwC’nin yayımladığı rapora göre, dünyada elektrikli araçlara en hazır ilk 10 ülke arasında sadece üç AB üyesi Hollanda, Fransa ve Almanya yer alıyor. Norveç birinci sırada bulunurken, Hollanda ikinci sırada Çin’in önünde yer aldı.
Norveçli politika analisti Varg Folkman, Brüksel merkezli Avrupa Politika Merkezi’ne yaptığı açıklamada, “Norveç’te elektrikli araç sahiplerine çok sayıda teşvik sağlandı. Örneğin bazı ücretlerden muafiyet, otobüs şeritlerini kullanma izni ve ücretsiz feribot hakkı gibi avantajlar sunuldu.” dedi.
AVRUPA ÜRETİCİLERİ SIKIŞTI
PwC’nin araştırmasına göre, elektrikli araç tercihinde en önemli etken maliyet tasarrufu (yüzde 63), ardından evde şarj imkânı (yüzde 44) ve iş yerinde şarj (yüzde 21,7) geliyor.
Devlet teşvikleri yalnızca yüzde 10, yasal düzenlemeler ise yüzde 5’in altında etkili.
ACEA ayrıca, 2027’de yürürlüğe girmesi planlanan “kullanım faktörü” (utility factor) uygulamasının kaldırılmasını öneriyor. T&E’ye göre bu adım, elektrikli araç satışlarını yüzde 10 oranında azaltabilir. Ayrıca üretim aşamasında karbon azaltımına yönelik teknolojilere kredi verilmesi talebi, satışlarda yüzde 6’lık ek düşüşe neden olabilir.
T&E, bu “açıklar”ın bir araya gelmesiyle, otomobil üreticilerinin 2035’e kadar sadece yüzde 2’lik elektrikli araç pazar payına ulaşmalarının yeterli hale geleceğini savunuyor.
AB ülkelerinde tüketicilerin giderek daha fazla Çinli elektrikli araç satın almasıyla birlikte, siyasi tartışma “Avrupa üretimini sübvansiyonlarla mı desteklemeli, yoksa Çinli araçlara daha yüksek gümrük vergileri mi uygulamalı?” sorusu etrafında şekilleniyor.
Avrupa’da 30 bin euro altı fiyatla satılan elektrikli araç sayısı oldukça az; ortalama fiyat 50 bin euronun üzerinde. Çinli markalar ise yaklaşık 15 bin euroya modeller sunuyor.
AB, Ekim 2024’te Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 7,8 ila 35,3 arasında ek vergi getirdi. Standart yüzde 10’luk gümrük vergisiyle birlikte toplam oran yüzde 45,3’e kadar çıkabiliyor. Bu karar, Çinli üreticilerin devlet destekleriyle haksız rekabet avantajı elde ettikleri sonucuna varan anti-sübvansiyon soruşturması sonrasında alındı.
Çin, karara tepki göstererek Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) resmi şikayette bulundu.