Denizin altında namaz tartışmalara yol açtı... Kimi savruldu, kimi kulaç attı
Muğla'nın Fethiye ilçesi Sarıyarlar Koyu'nda dalış turuna çıkan Sakarya Serdivan Sualtı Grubu üyeleri, öğle namazını suyun metrelerce altında kılarak dikkat çekti. Öte yandan ekibin namazın şartlarına riayet edememeleri de eleştirilere yol açtı. Su altında namaz kılmakta zorlanan ekip, iyi niyetli olduklarını belirterek "Namazı kaçırmanın hiçbir bahanesi olamaz" mesajı vermek istediklerini, hem olumlu hem olumsuz tepkilerle karşılaştıklarını söyledi.
Sakarya Serdivan Sualtı Grubu dalgıçları Muğla'nın Fethiye ilçesi Sarıyarlar Koyu'nda tartışmalı namaz videosuyla gündeme geldi.
Grup üyeleri, dalış turu sırasında öğle namazını denizin metrelerce altında topluca kılmaya karar verdi.
Önce kayalıklarda ezan okuduklarını söyleyen ekip lideri Bünyamin Erdoğmuş, ardından hep birlikte suyun altına inerek saf tuttuklarını söyledi. Zorlu şartlara rağmen namazlarını kılan dalgıçlar, o anları su altı kamerasıyla kayıt altına aldı.
TARTIŞMALI NAMAZ
İbadetin her şartta yapılabileceğini göstermek için böyle davrandıklarını söyleyen grup üyeleri, "Namazı kaçırmanın hiçbir bahanesi yok. Su altında da, su üstünde de eda etmeliyiz. Bizim için mekanın önemi yok" sözleriyle mesaj verdi.
Öte yandan görüntülere tepkiler de geldi. Denizin altında namaz esnasında grup üyelerinin namazın şartlarına uyamadıkları dikkat çekti.
Namazın şartlarından "setri avret" konusunda bazı grup üyelerinin dalgıç kıyafetinin uygun namaza olmayışı, namazı bozan "ameli kesir" hareketlerinin yapılması eleştirileri de beraberinde getirdi.
Sosyal medyada kimileri "madem kayalıklar var, oradan neden kılmadınız" diye sorarken, kimileri de namazın şartlarına uyulmamasından dolayı eleştirdi.
"OLUMSUZ DÖNÜŞLER GENELDE 'RİYA YAPIYORSUNUZ' ŞEKLİNDE OLDU"
2010 yılında kurulan ve 200'e yakın üyesi bulunan Serdivan Sualtı Grubu'nun yıllık yurt içi ve yurt dışı dalış turları düzenlediğini belirten Bünyamin Erdoğmuş iyi niyetli olduklarını ifade ederek şunları söyledi:
"Düzenlediğimiz Fethiye dalış turu için güzel bir program yaptık. Orada Fatih diye bir arkadaşımız kayaların üzerine çıkıp ezan okuyunca Serkan Çelen hocamız, ‘Güzel ezan okudu çocuk, biz de su altında bir namaz kılsak olur mu' dedi. Zaten öğlen namazının da vakti girmişti. Orada eda edelim dedik. Ekip hazırlandı, hep birlikte suya indik.
Biz sürecin kolay ilerleyeceğini düşündük. Fakat çok zorlandık su altında namaz kılmakta. Tepkiler çok olumluydu. Olumsuz dönüşler de oldu. Olumsuz dönüşler genelde 'riya yapıyorsunuz' şeklinde oldu. Onları da çok ciddiye almadık, çünkü girişteki amacımız belliydi.
Su altında bir farkındalık yapalım ve namaz gibi önemli bir ibadeti su altında gerçekleştirelim istedik. İnsanların aklında, ‘Su altında bile namaz kılındığına göre bunu terk etmememiz gerektiğini' bırakmak istedik. Arkadaşımızın ezan okuması ile birlikte spontane bir şekilde gelişti.
Bizim ekibimiz su üstünde devamlı namazını kılan ekip ve su altında da gerçekleştiririz inancıyla indik. Güzel de olduğunu düşünüyorum"
"NAMAZI KAÇIRMANIN HİÇBİR BAHANESİ OLAMAZ"
Su altında namaz kılmanın fiziksel olarak zorlayıcı olduğunu dile getiren grup üyelerinden Makine Mühendisi Fatih Erdoğmuş ise şöyle değerlendirdi:
"Yaklaşık 14 yıldır dalış sporunu ihya ediyoruz. Mahallemizden, çevremizden, akrabalarımızdan yoğun ilgi görüyoruz. Bu ilgi arttıkça farklı faaliyetler içine giriyoruz. Fırsat buldukça yurt içi ve yurt dışında aktiviteler gerçekleştiriyoruz. Bulunduğumuz ortamda öğle namazı vakti girmişti. Bir arkadaşımız kayalara çıkıp ezan okumuştu. Farkındalık olsun diye tekne hocamızın da teşvikiyle öğle namazını su altında eda edelim dedik. Arkadaşlarımız da olur dedi. Su altına girdik, biraz zorlayıcı olmasına rağmen eda ettik namazımızı. Allah kabul etsin. Namazı kaçırmanın hiçbir bahanesi olamaz. Su altında, su üstünde bunu her türlü eda etmemiz gerekiyor. Buradan da şu farkındalığı çıkarmak istedik; su altında, su üstünde nerede olursak olalım biz bu namazı kılmalıyız. Bizim için yerin, mekanın önemi yok. Tabii su altında farklı oldu, yer çekimi, suyun kaldırma, sürtünme kuvveti sebebi ile hareketlerimiz biraz daha yavaşladı. Bizi biraz zorladı ama çok keyifle kıldık. Rabbim kabul eylesin. Tekrar yapacağımızı düşünüyoruz. Bizim için çok farklı bir deneyim oldu. Herkesi bu sporu yapmaya davet ediyorum. Limitler ve kurallar dahilinde dünyanın en güvenli sporudur. Dünyanın 3'te 1'ini her zaman görebiliyoruz ama kalan 3'te 2'sini herkesi görmeye davet ediyorum"
AMELİ KESİR NE DEMEK
Fıkıh kitaplarında namazı bozan şeyler arasında sayılan ameli kesir, namaz esnasında haddinden çok hareket etmek demek. Bir rükünde, üç kere bir yerini kaşımak veya kapalı kapıyı açmak gibi hareketler ameli kesir sayılmaktadır.
İlmihal kitaplarında ameli kesir şöyle tarif ediliyor:
Amel-i kesir, namazı bozan çok iş, çok hareket demektir. Amel-i kalil, namazı bozmayan az iş, az hareket demektir. [Diğer adı amel-i yesirdir.]
Namaz kılarken başını, yüzünü etrafa çevirmek amel-i kalil olup mekruhtur. (Falanca şey nerede?) diye sorana, eli ile kolu ile işaret etmek de amel-i kalil olup mekruhtur.
Amel-i kesirden olan üç madde:
1- Uzaktan bakan bir kimse, namaz kılanın yaptığı çok hareketlerden dolayı onun namazda olmadığına şüphe etmediği iştir. Namaz kıldığında şüphe ederse o iş amel-i kalildir. [Bir kimse, namaz kılarken çok hareket etse, bu kısım kamera ile tespit edilse, sonra bu kesit seyredilse, bu kimse namaz kılmıyor intibaını uyandırırsa, bu amel-i kesir olur, namazı bozar.]
2- Yanındaki kimseye vurmak namazı bozar. Bu vurmak, ya düşmanlıktandır veya onu terbiye etmek içindir, yahut şakalaşmak için olur. Üçü de amel-i kesir olup namazı bozar. Yanında hareket eden çocuğa dur oynama diye eli ile veya ayağı ile vurmak da amel-i kesir olup namazı bozar.
Âdeten bir el ile yapılan iş amel-i kalildir. Mesela pantolonun fermuarını kapatmak, yanında duran elektrik düğmesine basıp elektrikleri yakmak veya söndürmek, yahut açık kapıyı eli ile iterek kapatmak amel-i kalildir, namazı bozmaz. Düşen takkeyi giymek de bozmaz.
3- Peş peşe yapılan üç hareket amel-i kesirdir. Bir rükünde, üç kere bir yerini kaşımak, saçını taramak veya kapalı kapıyı açmak, ağzındaki ufak bir şeyi üç kere çiğnemek yahut eritip yutmak, namazı bozar. Diş arasında kalmış, nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz ise de, küçük de olsa, mesela bir susam tanesini dışardan alıp yutmak bozar.
Dalgınlıkla başını çevirip gelene bakmak, mekruh ise de namazı bozmaz. Göğsünü kıbleden çevirirse namazı bozulur. Sorulan veya istenilen bir şey için baş, göz ve kaş ile işarette bulunulsa, namaz bozulmaz.