"Kadı Efendi! Bu adam katırımı çalmış!"

A -
A +
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, bir gün hacca gitmek üzere katırına binip çıktı Bağdat'tan.
Şam'da mola verdi.
Ama bir hâdise geldi başına.
Bir adam, kadıya gitti.
Ve bu zâtın ismini verip;
“Kadı Efendi, bu kişi benim katırımı çalmış” dedi.
İki de yalancı şâhit gösterdi.
Kadı Efendi şâhitleri dinledi.
Sahtekârın lehine hüküm verdi.
Mevlânâ Hâlid hazretleri mahkemeden çıkınca, katırını o yalancıya verdi ve;
“Ey kişi! Gerçi bu hayvan benim evde dünyaya gelmiş, benim yanımda büyümüştü. Ama yine de sû-i zan etmiyorum. Çünkü Allahü teâlâ her şeye kâdirdir. Vaziyete göre, benim evimde doğan bu katırı senin eve, senin katırını da benim eve koymuş olduğu anlaşılıyor. Senin olan bu katıra, Bağdat'tan Şam'a kadar binip geldim. Bunun ücretini de vereyim ki üzerimde hakkınız kalmasın” buyurdu.
Ve cüzdandan parayı çıkardı.
Tam o kimseye veriyordu ki, yalancının katırı oraya geldi birden.
Adam ne diyeceğini bilemedi.
Mahçup olmuşlardı!
O ve yalancı şâhitler, özür dilediler bu Allah dostundan. Hâkim, daha sonra hâdiseyi öğrendiyse de, arayıp bulamadı Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini.
Zîra ayrılıp gitmişti oradan.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.