Uhud'da kayıp büyüktü!..

A -
A +
Hazret-i Safiyye, kardeşi Hamza'nın cansız bedenini görünce ağlamaya başladı. O anda, Resûlullah efendimizin gözlerinden de yaşlar süzülüyordu...
Mekkeli müşrikler Bedir yenilgisini hazmedemeyip bir yıl sonra tekrar Medine'ye hareket etmişlerdi. Uhud'da iki ordu yine karşılaştı... Bu muharebede fedakârlık gösterenlerin en meşhurları arasında hazret-i Zübeyr de bulunuyordu... Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved hazretleri, düşman süvarilerini karşılayıp, bozguna uğrattılar. Zübeyr bin Avvâm, müşriklerin sancaktarı olan Kilâb'ı öldürdü ve yedi arkadaşı ile Peygamber efendimizin yanında şehid oluncaya kadar ayrılmamak üzere yemin ettiler...
Mekkeli müşrikler bir ara Resûlullahı her yandan kuşattılar. Zübeyr bin Avvâm ve arkadaşları, Peygamber efendimizin etrafında pervâne gibi dönerek, gelen oklara kılıçlara vücutlarını siper ettiler.
Pek çok Eshâb-ı kirâm çarpışa çarpışa şehid oldu. Düşman gerilemişti, zafere yaklaşılmıştı. Zafer sevinciyle yerlerini terk eden okçu sahâbelerin bulundukları yerden, düşman süvarileri saldırıya geçti ve Peygamber efendimize kadar sokuldular. Resûlullah yaralandı. Eshâb-ı kirâm hemen toparlandı, ancak kayıp büyüktü...
O ara Medine'ye, Peygamber efendimizin vefatı şâyiâsı ulaştı. Safiyye Hatun hemen Uhud'a hareket etti. Uhud meydanına gelince, oğlu Zübeyr'i ve hazret-i Ali'yi görüp, önce Resûlullahın hâlini sordu. Hazret-i Ali "Hamdolsun iyidir" deyince ferahladı. Peygamberimizin sağ olduğuna şükretti...
Hazret-i Safiyye, baba-anne bir kardeşi olan hazret-i Hamza'nın durumunu da görmek istiyordu. Peygamber efendimiz, hazret-i Safiyye'nin kendilerine doğru gelmekte olduğunu görünce, Zübeyr bin Avvâm'a "Anneni geri çevir, kardeşinin cesedini görmesin" buyurdu. Zübeyr bin Avvâm;
- Anneciğim! Resûlullah geri dönmenizi emrediyor, deyince, hazret-i Safiyye;
- Eğer ona yapılanı bana göstermemek için geri döneceksem, zaten ben kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrenmiş bulunuyorum. Her sıkıntıya razıyız. Allah yolunda bundan daha beter olanlarına da razıyız. İnşaallah sabredip, katlanacağız, dedi.
Hazret-i Zübeyr bin Avvâm, gelip bunu bildirince, Peygamber efendimiz;
- Öyleyse bırak görsün, buyurdu.
Hazret-i Safiyye, hazret-i Hamza'nın cansız bedeninin yanına oturup sessizce ağlamaya başladı. Onunla beraber, Peygamber efendimizin de mübarek gözlerinden yaşlar süzülüyordu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.