Anayasa Mahkemesinin beklettiği bireysel başvurular

A -
A +
Yargıyla alakalı yazdığım yazılar, attığım tweetler çok ses getirdi. Çok kişiden telefon, mesaj aldım. HSK Başkan Vekili Sayın Mehmet Yılmaz’ın bana yaptığı açıklamaları geçen makalede yazdım. Tabii yargıdaki konular bunlarla sınırlı değil. Anayasa Mahkemesinin yakın geçmişte birbirleriyle çelişen kararları oldu. Mesele Can Erzincan TV’deki programda benzer lafları eden Mehmet Altan ile Şahin Alpay hak ihlaline uğramıştır derken, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak uğramamıştır diye karar verdi.  Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet gazetesi davasında Akın Atalay, Murat Sabuncu, Bülent Utku ve Ahmet Şık için hak ihlali yok dedi ama Murat Aksoy, Ali Bulaç ve Kadri Gürsel için hak ihlali var kararını verdi. Birbirleriyle çelişen kararlar bunlar.  Aynı Anayasa Mahkemesi “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan “terör örgütü propagandası yapmak” gerekçesiyle cezalandırılan 10 akademisyenin bireysel başvurusunu 26 Temmuz 2017’de görüştü.  Mahkeme barış akademisyenlerinin “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermişti. Peki şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. Barış akademisyenlerinden 10'unun başvurusunu öne çekip karara bağlayan AYM’nin beklettiği bazı başvurular daha var. İki FETÖ’cü hâkim Mustafa Başer ve Metin Özçelik 2015 yılında yetki gasbı yaparak 75 FETÖ’cü polisi kurtarmak için kamikaze yapmışlardı! Nitekim bu iki hâkim örgüt üyeliği ve görevi kötüye kullanmaktan Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından 10’ar yıl hapse mahkûm edildiler. Başer ve Özçelik’in FETÖ’cü oldukları kesin ve net.  İddialara göre iki FETÖ’cü hâkim Metin Özçelik ve Mustafa Başer “hak ihlaline uğradık” diye Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunmuşlar. Samimi duygularımla ve şerh düşerek soruyorum: Bu iki FETÖ’cü hâkim AYM’ye başvurdular mı? Şayet başvurdularsa, barış bildirisi adı altında PKK bildirisine imza atanların başvurusunu öne çekip hak ihlali kararı veren AYM bu iki FETÖ’cünün dosyasını niye karara bağlamayıp bekletiyor? “Bu iki hâkim FETÖ’cüdür”, “hak ihlaline uğramamıştır” demek çok mu zor? Acaba bu bekletmenin altında başka bir hesap mı var? Gerçekten bu soruların cevabını merak ediyorum.  Türk halkı eskiden beri yargı vesayetinden çok çekti. Artık çekmek istemiyor. Yargı, milletin yargısı olsun istiyor. En yüksek mahkeme olan Anayasa Mahkemesinin bu çelişkili kararları vicdanlarda yaralar açıyor...   CEM KÜÇÜK'ÜN İKİNCİ YAZISIYabancı medya mı, istihbarat aparatı mı?       
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.