FETÖ ve darbeci faşizmin yedek lastikleri

A -
A +
Sözcü’nün darbe gecesi attığı manşetin başlığı şuydu: “TSK yönetime el koydu” O kadar doğaldı ki bu onlar için. Zaten olması da gerekmekteydi. Çünkü artık seçimle deviremedikleri AK Parti’nin darbe yoluyla devrilmesinden başka çare kalmamıştı. Bu darbe nedeniyle mutluydular ve halkın, diğer kurumların bu darbeyi sükûnetle karşılaması için gerekeni yaptılar.    FETÖ ve darbeci faşizmin yedek lastikleri Bu haberi okuyan herkes, “Erdoğansız bir sabaha uyanmak için” evlerinde istirahat edip uykuya yatmalıydılar. Morfinledikleri kitleler üzerinde başarılı oldular bile. Hatta pek çoğu darbecilerin tanklarını alkışladı, salâ okuyan müezzinlere dayak attı.   HALKI VE POLİSİ PASİFİZE ETMEK İSTEDİLER   Nitekim Sözcü yazarı Uğur Dündar da o gece FETÖ’cü alçaklarının bildirisi “Genelkurmay’dan açıklama” olarak tüm yayın kurumlarına iletildikten sonra attığı Tweet’te emniyet mensuplarını, polisleri darbeci FETÖ’cülere karşı koymamaya davet etti. Bunu elinden geldiğince incelterek yaptı tabii.   FETÖ ve darbeci faşizmin yedek lastikleriUğur Dündar, karşıdaki askerin FETÖ’cü darbeciler olduğunu bilmiyor muydu? “Askerimiz” ne demek? Tüm Türkiye biliyordu onların FETÖ'cü alçak darbeciler olduğunu, onun gibi yılların kurdunun bilmemesi mümkün müydü? Dahası kadim dostu ve avukatı Vural Ergül o sırada “Bin yaşa Yurtta Sulh Konseyi, iyi ki varsınız” benzeri onlarca Tweet atmaktaydı. Zaten darbecileri desteklediği için 15 Temmuz sonrası firar etti, sonra yakalandı ve hapis yattı. Şimdi tutuksuz yargılanması sürmekte.
Vural Ergül’ün attığı tweetlerden birinde şu yazıyordu: “Dikkat! Bu bir 27 Mayıs kopyası askerî müdahaledir. Teşekkürler TSK!"
  FETÖ ve darbeci faşizmin yedek lastikleri   Bu Tweet çok ilginçti. İlk başta dikkatimi çekmemişti.   UĞUR DÜNDAR’IN AVUKATI HANGİ TİP DARBE OLDUĞUNU BİLİYORDU   Oysa darbenin TSK’nın hiyerarşik emir-komuta zinciriyle değil 27 Mayıs’taki gibi alt düzey subaylarla yönetime el koymak için harekete geçtiğini, kimsenin haberi yokken biliyormuş bu arkadaş. Düşünün, o saatlerde daha Genelkurmay Başkanı Hulûsi Akar ve kuvvet komutanları nerede bilinmiyor, haber alınamıyor onlardan. Şimdi öğreniyoruz ki kuvvet komutanlarını düğünlerde derdest etmişler, Hulûsi Akar’ı da esir almışlar. Tıpkı 27 Mayıs darbesini yapan çetenin, Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’u esir alması gibi. Esir almak sözünü özellikle kullanıyorum çünkü karşımızdaki düşman. Üstelik yabancı bir ülkenin ajanları olan düşmanlar.   HER DARBE DÖNEMİNDE KULLANILDILAR   Günlerdir yazıp çiziyoruz. Sözcü’nün çete gibi birbirine kenetlenmiş yazar takımı her darbeci dönem faşizminin yedek lastikleri, stepneleri olarak görev yaptılar. Onlar bu görevlerini layık oldukları şekilde yerine getirdiler. İşte 12 Eylül işkencecilerini makamlarında ziyaret edip kahve höpürdeten Uğur Dündar’ı rahmetli Tarık Akan’ın kitabından, 12 Eylül döneminde Emin Çölaşan’a Avrupa’dan gelen ağır eleştirileri durdurmak amacıyla işkence yapıldığı gerçeğini karartmak üzere sözümona röportaj yaptırıldığını, şu anda Birgün gazetesinin kurucusu olan Dev-Yol liderlerinden Oğuzhan Müftüoğlu’nun yayınlanan söyleşisinden öğreniyoruz. Emin Çölaşan sıra sıra dizilmiş Dev-Yol’dan sanık mahkûmların yanına götürülüyor, “Oğuzhan kim” diye soruyor, sonra da yanına gidip sanki konuşuyormuş gibi fotoğraf çektiriyor. Sonrası malum. Emin Çölaşan’ın Hürriyet’teki röportajlarında her şey güllük gülistanlık. Sanki işkencelerde binlerce kişi ölmemiş, insanlar işkence yüzünden intihar etmemişler. Peki, hem Uğur Dündar, hem de Emin Çölaşan’ın 28 Şubat darbe sürecine verdikleri destekleri unuttuk mu? Sözcü okurları için bir kez daha tekrar ediyorum. Biz bunlara FETÖ’cüdür demedik. İlk iddianameye de bu nedenle karşı çıktık. Ama haberleriyle, yazarlarıyla, attıkları manşetlerle FETÖ’ye destek verdikleri açıktı. Yazarları 2015’in sonuna dek FETÖ’nün televizyonlarında çalıştı. FETÖ’ye destek çıkan manşetlerini her gün Medya Kritik’te yayınlıyoruz. Öte yandan Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun işaretiyle harekete geçen CHP’nin trol vekilleri Mahmut Tanal, Eren Erdem, Barış Yarkadaş vb.lerinin kapatılan FETÖ yayın organları önüne bariyer kurması Sözcü’de hükûmete yönelik eleştirilerle yer aldı.   FETÖ’CÜ DEĞİLSİNİZ AMA FETÖ YANCILIĞI YAPTINIZ   Duruşmadan öğreniyoruz ki meğer Emin Çölaşan da FETÖ’cülerin televizyonlarının ve gazetelerinin kapatılmasına çok üzülmüş, onun için “Şimdi cemaati destekleme zamanı, ben FETÖ diye bir terör örgütü olduğuna inanmıyorum, Cemaat terör örgütü olamaz” deyivermiş Zaman’ın firari yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı boşu boşuna “Sözcü bir çığlıktır, bir sestir. Sözcü susarsa Türkiye susar” diye konuşmadı. Tekrar söylüyorum. Biliyorum FETÖ’cü filan değilsiniz ama FETÖ’ye yancılık yaptınız. O darbeyi yapsın, nasılsa nasiplenen biz oluruz kafasındaydınız. Ne de olsa tüm Batı dünyası Kemalistleri destekler ve bir çırpıda FETÖ’yü ekarte ederdiniz. Amacınız buydu. Ama taktik olarak ilk hedef Erdoğan’ın devrilmesi, siyaseten ya da fiziken tasfiye edilmesiydi. Şimdi bu ortaya çıkınca ve bizler altını çizince ciyaklıyorsunuz. Bizimle uğraşmak yerine efendi gibi hatanızı kabul etseydiniz olmaz mıydı? Yapmazsınız çünkü kibirlisiniz. Özür dilemek, öz eleştiri yapmak ha! Allah muhafaza. Darbeci faşizmin yedek lastiği olmak kolay değil.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.