Davutoğlu’nun haklı olduğu iki nokta ve amacı

A -
A +
Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta Elazığ’da Gönül Dostları buluşmasında konuştu. 23 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin yaşadığı acı yenilginin havasıyla, muhtemel ki söylediklerine kulak verileceğini tahmin ettiği için, eleştirilerinin dozunu artırdı.
 
Ancak teslim etmeliyim ki Davutoğlu’nun vurguladığı ve altını çizdiği hususlardan ikisi bana göre de doğru noktalardı.
 
Birincisi AK Parti’nin kendi tabanını konsolide etmesi gerektiğiydi. Bunu hep ifade ediyorduk zaten. Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’ün dünkü köşesinde “AKP seçmenini çok seviyorum. Oylarını kızdığı ve hoşnutsuz olduğu zaman yüzde 5-10 civarında değiştirebiliyor” diye yazınca bu sözlerin ne denli haklı olduğunu teslim etmek gerektiğini düşündüm. Misal CHP seçmeni öldür Allah oyunu değiştirmez. Bunu son seçimde de yaşadık. Teşbihte hata olmaz, isterseniz Ekrem İmamoğlu’nu Pensilvanya’da Fetullah Gülen’le sarmaş dolaş görsünler, hiç farketmez, gider oyunu verir.
 
İkinci doğru nokta adalet duygusu ve FETÖ ile ilgili olandı.
 
“Kim bu ülkede adalet duygusunu zayıflatırsa, kim sabah salıverilen birinin akşam tutuklandığı, gece yarısı tekrar salıverildiği gibi uygulamalar görürse, FETÖ suçlamaları ile sıradan bir memurun, dayısının oğlunun, amcasının oğlunun tutuklandığı bir Türkiye’de FETÖ soruşturmasının baş sorumlusu olanların kardeşlerinin, akrabalarının en yüksek makamları işgal ettiği görülürse orada adalet zayıflar.”
 
O ÜST DÜZEY FETÖ’CÜLER KENDİ BAŞBAKAN OLDUĞU SIRADA SIVIŞTI
 
Çok doğru tespitler ve adalet duygusunu zayıflatan uygulamalara yönelik eleştiriler.
 
Bu eleştirileri aslında hepimiz sık sık yapıyoruz.
 
Ancak burada BAZI ŞERHLERİM ve HATIRLATMALARIMIN olduğunu belirtmek isterim.
 
1-En başta “Türkiye’de FETÖ soruşturmasının baş sorumlusu olanların kardeşlerinin, akrabalarının en yüksek makamları işgal ettiği” meselesi.
 
Burada sanırım Şaban Dişli ile Bülent Arınç gibi isimleri kastediyor. Aklıma başka da isim gelmiyor. Eğer karnından konuşmayı bırakır ve söylerse öğrenmiş oluruz hep birlikte. Lâkin hukuk ve adaletten dem vururken hukukun temel kaidelerinden biri olan suçun bireysel olduğu ve iştirak etmediği sürece diğer aile fertlerinin işlenen suçla ilişkilendirilemeyeceğini de bilmesi gerekirdi Ahmet Davutoğlu’nun.
 
2-Davutoğlu adliyelerdeki FETÖ borsasına hiç değinmedi.
 
3-Türkiye’den adalet mekanizmasının yavaş çalışması nedeniyle sıvışan üst düzey FETÖ’cülerden hiç sözetmedi. Üstelik O üst düzey FETÖ’cülerin hepsi KENDİ BAŞBAKAN OLDUĞU SIRADA TÜRKİYE’DEN SIVIŞTI teker teker.
 
4-Şu anda dirsek temasında bulunduğu CHP ve İYİ Parti muhalefetinin kendi döneminde firar eden üst düzey FETÖ’cülere nasıl kol kanat gerdiklerine, yayın organları kapanmasın diye en üst düzeyde ziyaret edip polise karşı bariyer olduklarına da değinmedi.
 
5-Sözcü başyazarı Rahmi Turan kendisini çok haklı bulmuş. Ama şu aşağıdaki haber de Sözcü gazetesinden. Keşke buna da değinseymiş:
 
“FETÖ çatı davasında AKP’li eski vekil İlhan İşbilen anlattı. Çapraz sorgusu yapılan İşbilen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret ettiğini ve evinde dört saat kaldığını söyledi.”
 
6-Yine şu haber Sayın Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı dönemiyle ilgili:
 
“FETÖ soruşturması kapsamında Dışişleri Bakanlığı’na personel temini amacıyla düzenlenen sınavlarda örgüt üyesi adaylar lehine usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle 249 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturmanın Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı dönemini kapsaması dikkat çekti.
 
Demem o ki eleştirebilirsiniz ama en üst düzeyde görev almış bir siyasetçi olarak “Benim bu işte payım nedir” diye düşünmeli ve halen içinde yer aldığınız partinize yönelik ağzınızdan çıkacak her sözünbumerang gibi size döneceğini bilmelisiniz.
 
DAVUTOĞLU’NUN AMACI VE “DERİN” STRATEJİSİ
 
Evet, sonuçta AK Parti’nin kucağına nurtopu gibi bir muhalefetbırakıldı sonuçta. Adı Ahmet Davutoğlu. Bir Abdüllatif Şener olur mu olmaz mı göreceğiz hep birlikte. Şimdilik ne yapmak istediği netleşmiş durumda Davutoğlu’nun.
 
1-Eğer partiden ihraç edilmeden AK Parti kongresine kadar ulaşabilirse tabanda yaptığı çalışmaların gazıyla Tayyip Erdoğan’ın karşısına genel başkan adayı olarak çıkacak. Erdoğan’a karşı kazanamayacak ama tıpkı AK Parti’nin kuruluşunda Fazilet Partisi kongresinde aday olup çıkış yapan Erdoğan ve arkadaşları gibi istifa edip ayrı bir parti kuracak.
 
2-Eğer kongreye kadar partiden ihraç edilirse mağduriyet kozuyla yine parti kuracak ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi için “bir bölen” olacak.
 
O DA YALAN SÖYLEMENİN TADINI ALDI
 
Davutoğlu son konuşmasında 23 Haziran seçiminde AK Parti MHP’nin oyları çıkarıldıktan sonra yüzde 33-34 bandına gerilediğini de söyledi.
 
Halkın “güçlüden yana” olduğu varsayımından yola çıkarak “Güçsüzlük algısı” oluşturmaya ve bunun için gerçekleri eğip bükmeye çalışıyor bence.
 
MHP İstanbul’da yerel seçimlerde her zaman yüzde 4 oy alır. Onu düşsen bile yüzde 40’lık bir oy ortaya çıkıyor ki kendisi Dışişleri Bakanı olduğu sırada(2009 yerel seçimleri) AK Parti yüzde 38 oy aldığında bunu muhtemel ki normal karşılamıştı.
Hani haktan, adaletten, doğruluk ve dürüstlükten söz ederken bu tarz hiç de iyi değil.
 
Hadi kendisinin diliyle konuşalım:
 
Ne hale uygun, ne de ilmihale.
 
Fuat Uğur'un diğer yazısı için tıklayınız
Trump’ın açıklaması bir Pentagon çılgınlığına yol açar mı?
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.