15 Temmuz gecesi
Üsküdar İlçe Emniyet Müdürü Altuğ Verdi Çengelköy’de darbecilere geçit vermemişti. Öyle kahramanlıklar sergilenmişti ki onun önayak olduğu direnişte,
FETÖ’cü darbeciler adım atamamış ama pek çok da şehit vermiştik.
Verdi daha sonra
Rize Emniyet Müdürlüğü’ne terfi etti.
Kahraman Emniyet Müdürü, 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin Çengelköy ayağı ile ilgili süren davada yargılanan
26 vatan haini FETÖ’cüye ağırlaştırılmış müebbet, 8’ine de müebbet cezası verilmesinden bir gün sonra şehit edildi.
Onu şehit eden alçak
İsmail Hakkı Sarıcaoğlu adlı yakınındaki bir polis memuruydu. İlk ifadesinde cinayeti işlemesinin kişisel bir nedenle olduğunu anlatarak
“Ben ne yaptığımı, neden yaptığımı bilmiyorum. Tayin isteğim vardı, olumsuz cevap verdi. Bir küfür ya da aşağılayıcı tavrı da olmadı. Dışarı çıktım, silahımı ve telefonumu aldım, sonrasını hatırlamıyorum, hayal gibi” dedi.
İşitir işitmez,
“Hah, tam FETÖ’cü ağzı” dedim. Düşünülmüş, sofistike ve gerçekmiş etkisi uyandırmaya yönelik. Bu şerefsizlerin dilini artık ezberlemiştik.
ÜZGÜNÜM AMA BİR YIL ÖNCE ‘BU BİR FETÖ SUİKASTI’ DİYE YAZMIŞTIM
Bu yüzden de 15 Aralık 2018 tarihli yazımın başlığı “FETÖ’nün kamikaze cinayeti mi?”(*) başlığını taşıyordu.
Altuğ Verdi’yi katleden İsmail Hakkı Sarıcaoğlu adlı FETÖ'cü namussuz önceki gün uzun süren soruşturmaların ardından, şehidimize hakaretler yağdırarak suçunu itiraf etti:
"15 Temmuz gecesi ve sonrasındaki dönemde birçok cemaat mensubu kişiye işkence ve eziyet yaptı. Bu yüzden kendisine çok büyük kin duydum."
Ara başlıkta
“Söylediğimin yine doğru çıkmasından dolayı üzgünüm” diye yazdım.
Ne yazık ki Türkiye’de bazı olayları FETÖ ile ilişkilendirince
“Yaa yine mi FETÖ, başınıza gökten taş düşse FETÖ diyeceksiniz” diyen bir aptallar güruhu var. Onları
perde arkasından yönlendirenlerin kripto FETÖ’cü olduğunu anlamadan yapıyorlar bunu hem de.
TÜM İŞARETLER FETÖ’YÜ GÖSTERİYORDU ÇÜNKÜ
Oysa Verdi’nin katledilmesinden önceki birkaç aydır
Fetullah iblisi sürekli olarak
suikast imaları yapmaktaydı.
Ümit Akdemir bana
“Abi şu dakikalar arasına dikkat et” diye iblisin konuşmalarını gönderiyordu, oradan biliyorum.
Ardından merkezi İsveç'te bulunan ve
"Today's Zaman"ın eski Ankara Temsilcisi FETÖ’cü
Abdullah Bozkurt onu hedef göstermişti.
İsmail Hakkı Sarıcaoğlu yan koğuşta kalan itirafçı OÜ’ye kendisini önce
Menzilci olarak tanıttığını, sonra da FETÖ’nün suikast için uyandırılan elemanı olduğunu itiraf ediyor.
İlginç olan şu. Bu katil,
hakkındaki açık bilgilere kolaylıkla ulaşılabilecekken nasıl oldu da Altuğ Verdi’nin dibine kadar sızabildi?
Katil anlatmasa aşağıdaki bilgileri öğrenemeyecek miydik?
Erzurum’da okurken örgüte ait evlerde kalıyor.Zaman ve Sızıntı abonesi.Sohbet toplantılarına katılıyor.Doktor abisi FETÖ üyeliğinden işlem görüp atılıyor, sonra iade ediliyor.Abisinin eşi ihraç ediliyor.Askerî öğrenci olan yeğeni FETÖ’den ihraç ediliyor.
Neyse, Allah’tan adamın yan tarafına bir itirafçı konulmuş da bu sonuca ulaşılmış.
FETÖ SUİKASTÇIYI NASIL HAZIRLIYOR?
Şimdi bu olaydan iyi bir
ders çıkarmak lazım.
Fetullah Gülen denen iblisin konuşmaları, verdiği şifreli mesajlar iyi çözülmeli.
Bakın sizlere olayın nasıl işlediğini
Altuğ Verdi suikastı üzerinden anlatayım:
1-Önce hedef seçilir.2-Sosyal medya hesapları üzerinden tehdit edilir Verdi cinayetinde olduğu gibi.3-Bu mesajı alan FETÖ’cü uyuyan eleman İsmail’in mahrem abisi ona “Bak bu adam 15 Temmuz gecesi Çengelköy Emniyeti'nde görevliydi anamızı ağlattı, hesabı görülmeli” diye talimat verir.4-Son olarak emin olması için “Hocaefendi şu tarihteki hitabetinde sana şifreyi verecek” denilerek talimat güçlendirilir...
İşte yapılması gereken buydu.
Emre Uslu ve Abdullah Bozkurt adlı FETÖ’cüler tehdit etmiş,
Fetullah iblisi suikast iması yapıyor. O hâlde bize düşen nedir? Bu ipuçlarını birleştirip tedbir alıp
Altuğ Verdi’nin çevresindekileri gözden geçirmek.
Evet, bu türden soruşturmaları derinleştirirken
sıradan ilişkiler ağının ötesine bakmak gerek.
Her olaya aynı perspektifle yaklaşmalı.
DENİZLİ CUMHURİYET SAVCISI MUSTAFA ALPER DE BÖYLE KATLEDİLDİ
Hatırlarsanız 15 Temmuz sonrası
ilk askerî darbe iddianamesini hazırlayan ve FETÖ soruşturmalarında etkin bir isim olan
Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper de FETÖ terör örgütünün hedefindeydi.
Sonrasını biliyorsunuz,
Susurluk’taki gibi üstüne üstüne gelen bir kamyonun altında kalarak hayatını kaybetti.
Aynı
Emre Uslu yine Rize’de trafik kazasında hayatını kaybeden
türkücü Ahmet Çakar üzerinden
Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Özsoy’u da tehdit etti.
O da FETÖ sürüsünün korkulu rüyası bir başsavcı. Hani eski Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç darbe öncesi FETÖ soruşturmalarını eleştirerek
“Manisa’da haksızlık ve zulme varan olaylar var, cübbemi giyeceğim sonunda” diye hedef gösterdiği Kazım Özsoy.
Sonrasında
Kazım Özsoy görevinden alınıp İzmir’e tayin edildi, o da emekliliğini isteyip ayrıldı.
Arınç’a
“La galibe İllallah” yani
“Allah’tan başka galip yoktur” diye cevap vermişti.
15 Temmuz sonrası bir utanç vesikası olarak
ahmaklık gök kubbede baki kaldı.
Kısaca
FETÖ, 15 Temmuz kahramanlarını yıldırmak, sindirmek, gerektiğinde suikast silahını kullanarak yok etmek için tehdit ediyor, itibarsızlaştırma kampanyaları yürütüyor ve sonunda suikast planlıyor.
Bilinsin.
.....
(*)https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/605605.aspx